Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının borca itirazı bakımından yapılan değerlendirmede; davacı tarafın borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini İİK'nın 169/a maddesinde sayılı "resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile" ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın bu hususta dosyaya İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerden sunmadığı gibi ödeme iddiası da davalı tarafından kabul edilmediğinden mahkemece borca itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, Davacının işlemiş faiz ve faiz oranına itirazı yönünden yapılan değerlendirmede ise; mahkemenin de denetime elverişli şekilde yapmış olduğu faiz hesabına göre takip tarihi olan 23/11/2021 tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 30.677,40 TL olarak talep edilmesi gerekirken, toplam 32.915,06 TL üzerinden fazladan faiz talebinde bulunulduğu anlaşıldığından, fazlaya dair miktar yönünden takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına ilişkin kararda da usul ve yasaya aykırı yön tespit edilmediği, her ne kadar davacı tarafça borcun ödenmesi nedeniyle...

Davacının borca itirazı bakımından yapılan değerlendirmede; davacı tarafın borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini İİK'nın 169/a maddesinde sayılı "resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile" ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın bu hususta dosyaya İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerden sunmadığı gibi ödeme iddiası da davalı tarafından kabul edilmediğinden mahkemece borca itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, Davacının işlemiş faiz ve faiz oranına itirazı yönünden yapılan değerlendirmede ise; mahkemenin de denetime elverişli şekilde yapmış olduğu faiz hesabına göre takip tarihi olan 23/11/2021 tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 30.677,40 TL olarak talep edilmesi gerekirken, toplam 32.915,06 TL üzerinden fazladan faiz talebinde bulunulduğu anlaşıldığından, fazlaya dair miktar yönünden takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına ilişkin kararda da usul ve yasaya aykırı yön tespit edilmediği, her ne kadar davacı tarafça borcun ödenmesi nedeniyle...

Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; ihtarnameye 8 gün içinde itiraz edilmiş olmasının takip başlatılmasına engel olamayacağı gibi itiraz edilmemesinin de takibe yönelik itirazın incelenmesine engel olmaması gerektiği, ihtarnameye 8 gün içinde itiraz edilmemesinin hukuki sonuçları hakkında ihtarnamede bilgi yer almadığını, asıl borca yönelik itirazların incelenmediği gibi faize ve faiz oranına yönelik itirazlar yönünden de gerekçeli bir açıklama yapılmadığı, kredi sözleşmesi, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarnamesi birlikte değerlendirilip asıl alacak ve faiz taleplerinin ihtarnameye uygunluğu denetlenerek, kat ihtarı tebliği ile kesinleşen alacak miktarı ile asıl alacak tutarına kredi sözleşmeleri, ipotek akit tablosu ve hesap kat içerikleri dikkate alınarak işlemiş ve işleyecek faiz yönünden bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği halde hiçbir incelemeye gerek duymaksızın davanın reddedildiğini, kredi sözleşmesinde faiz oranı belirtilmediği halde takipte %45 faiz...

de itiraz ettiklerini, talep edilen çek tazminatı ve komisyonun da haksız ve dayanaksız olduğunu öne sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

malları ile banka hesaplarına haciz tatbik edildiğini, bu nedenlerle tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesini, hacizlerin fekkine, borca, faize ve faiz oranlarına itiraz edildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....

Türk Ticaret Yasasının 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden TBK'nun 88. ve 120. maddelerinde aktî ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakta ise de, anılan hükümlerle getirilen kısıtlamaların ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanması zorunludur. Takip talebinde ve genel haciz yoluyla ödeme emrinde takip tarihinden itibaren uygulanması istenen yıllık %30,24 faiz oranı, yasal ve ticari faiz oranlarının üzerinde olduğundan ticari yada yasal faiz istenmemiştir. Davalı alacaklının banka, şikayetçi borçlunun ise tüketici sıfatını haiz borçlu olduğu ve taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olmadığı dikkate alınarak Türk Borçlar Yasasının 120. maddesinde öngörülen sınırlamalar dikkate alınarak faiz hesaplaması yapılması gerekir....

Esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, anılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya tebliği üzerine davalı vekili marifeti ile 04/12/2019 günlü borca itiraz dilekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini, anılan takibin bu itiraz üzerine 09/12/2019 tarihinde icra müdürlüğü kararı ile durduğunu, bu kararın davacı tarafa tebliğ edilmediğini, 10/01/2020 günü arabuluculuk süreci ile takibin durmasından haberdar olunduğunu, itiraza konu icra takibinde davalı borçludan ödenmeyen 81.500,00 TL asıl alacak, 12.104,42 TL işlemiş faiz olmak üzere takibe giren toplam miktar olarak 93.604,42 TL ve takip sonrası işlemiş faiz, icra ve vekalet ücreti, asıl alacağa bağlı diğer ferilerin talep edildiğini, borcun sebebi olarak 28/02/2019 vade tarihli asıl alacağın gösterildiğini, davalının icra takibine davacıya borcunun olmadığı iddiasıyla haksız yere itirazda bulunduğunu, davalının takibe yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle itirazın iptali ile...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesince; "Mahkemece bilirkişiden rapor alınmış ise de faiz tutarının doğru olduğu konusunda rapor sunulduğu, dosyadaki uyuşmazlığın ise talep edilen 19.775,29 TL faizin doğru olup olmadığına ilişkin olmayıp borçlunun 19.775,00 TL işlemiş faiz tutarına ve işleyecek faiz oranına yapmış olduğu itirazın kapsamının incelenmesi olduğundan denetime elverişli ve gerekçeli olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınmadığı, borçlunun yasal süresi içerisinde sunduğu 30/01/2019 tarihli itiraz dilekçesi ve icra müdürlüğü kararı incelendiğinde ödeme emrindeki faiz oranına itiraz ederek takibin durdurulmasını istediği ve İcra Müdürlüğünce de 30/01/2019 tarihli kararla faiz oranı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiğinin görüldüğü, davalı borçlunun takip talebinde yazılı %18,50 faiz oranına itiraz etmesi ve talep edilebilecek faizin % 9 olabileceğini ifade ederek itiraz etmiş olması karşısında 19.775,29 TL olarak hesaplanan faiz tutarına da...

    Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,takibe,borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, faize ilişkin itirazın iptaline, İİK 62/4 maddesi gereğince borca kısmi itiraz edildiğinde itiraz edilen kısım açıkça belirtilmemişse itiraz edilmemiş sayılacağından borçlunun kısmi itirazında miktar açıkça belirtilmediğinden borca yönelik itirazın yapılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla geçerli olmayan bir itirazın iptalinde de davacı alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca 6183 sayılı Kanuna tabi alacaklarla ilgili icra dairesindeki takibin hüküm ifade etmeyeceği, kira alacağı dışındaki belediye gelirlerine ilişkin diğer alacak kalemlerinin de kamu alacağı niteliğinde ve 6183 sayılı Kanunun hükümlerine tabi olup icra dairesinde takibinin yapılmasının mümkün bulunmadığı, geçersiz bir takipte itirazın iptalinin talep edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; itirazın geçerli olduğunu, itiraz dilekçesi içeriğinde ve sonuç kısmında borca, faiz ve ferilere açıkça itiraz edildiğinin belirtildiğini, itiraz dilekçesinde borca itiraz ifadesi kullanılmakla bu ifadenin borca itirazın varlığını kabule yeterli olduğunu, bu durumda Mahkemece yargılama yapılarak ödendiğini ileri sürdükleri kısmi ödemelerin dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiğini, ayrıca faize yönelik itirazlarının da bulunduğunu, en azından faize yönelik itirazlarının incelenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İİK'nın 62/4. maddesinde "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu