Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Öte yandan dar yetkili icra mahkemelerinde, kambiyo senetlerine dair borca itiraz davasında, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir, tanık beyanları ile ispat düşünülemez. Borçlunun takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de iddiasını İİK 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamadığından mahkemece istemin reddi yönünde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayette bulunduğu, aynı Mahkemede istinafa konu 2020/339 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, Mahkemece her iki dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla ve halen davacı borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının imzaya ve borca itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin kesin olarak sonuçlanmasına bağlıdır....

gönderildiğini, davalı tarafından borca yapılan itirazın haksız, yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, makul ve kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığını, bu nedenle itirazın borcun tamamı bakımından iptalini, haksız ve yersiz itiraz nedeniyle duran icra takip işlemlerinin devamının gerektiğini, davacı müvekkili ile davalı arasında yapılan çeşitli işler nedeniyle davacı müvekkili tarafından faturalar düzenlendiğini, bu faturaların davalı şirket defter ve kayıtlarında dahi yer aldığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davalı-borçlunun takip başlamadan önce müvekkiline ---- bakiye borcunun bulunduğunun ortaya çıkacağını, borçlunun ---- tarihli itiraz dilekçesinde tüm borca itiraz ettiğini, fakat yapılan bu itirazdan önce davalı-borçlu tarafından müvekkiline ----- haricen ödemede bulunduğunu, davalı borçlu tarafından yapılan bu ödemelerden sonra bakiye borç miktarının ------olduğunu, yapılan ödemelerden de anlaşılacağı üzere davalı borçlunun açıkça müvekkiline böyle bir...

    İlamsız icra takibine karşı sözlü olarak itiraz edilebileceği gibi dilekçe ile de itiraz edebilir. İtirazın (dilekçe ile) yazılı yapılması halinde, bu hususta sınırlayıcı yasal bir düzenleme olmadığından, belirli sözcüklerin kullanılması zorunlu değildir. Önemli olan yasal süre içinde şahsen veya yetkili kişiler eliyle itraz iradesinin ortaya konmasıdır. Davalı T5 T7 T7 T8 yetkilisi itiraz dilekçesinde "borca sebep olarak gösterilen işlemlerle firmamızın bir alakası yoktur" şeklinde yazılmıştır. Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir....

    KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümde, TCK.nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmiş olması karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilerek onanması yerine yerel mahkemenin kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.12.12.2016...

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı/borçlu tarafından imzalanan sözleşme gereğince; davalının kullanmış olduğu kredi kartı borcunun ödenmediği için takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, davalının haksız, kötüniyetli olduğunu, alacağın likit olduğunu, davalının borcu ödemekten kaçınmak adına borca itiraz ettiğini, davalının ödenmeyen ve vadesi gelmiş kredi kartı borcu bulunduğunu iddia, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, borca haksız ve kötüniyetli itiraz edildiğinden borçlunun icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; bankaya dilekçe ile müracaat ederek böyle bir borcunun olup olmadığını hatırlamadığını, borcunun olup olmadığını bilmediğinden borcu kabul veya inkar etmediğini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı şirket tarafından borçlu şirket aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibi üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda borca itiraz ettiği, mahkemece, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir....

          nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

            Somut olayda, borçlu tebligatın usulsüzlüğü yanı sıra, borca itiraz etmiş olup, mahkemece tebligata yapılan şikayetin değerlendirilerek tebligatın usulsüzlüğüne karar verilmesi doğru ise de; borca itiraz ile ilgili olarak bu itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu isteğin reddine karra vermek gerekirken, kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu