İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2019/549 ESAS - 2020/430 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul 27.İcra Müdürlüğünün 2019/25681 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, Büyükçekmece İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, takibe konu senedin Ali Osman Vural tarafından müvekkiline zorla imzalatıldığını, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/01/2020 NUMARASI : 2019/1092 ESAS 2020/31 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafça aleyhine İstanbul 26. İcra Müdürlüğü'nün 2019/43648 e sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrine süresi içerisinde itirazda bulunduğunu, alacaklıya hiçbir borcu olmadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiğini beyanla, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılamada 15/04/2021 tarihli kararla, davanın kabulü ile takip dosyasında davacının emekli maaşına uygulanan haczin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara karşı davalı tarafça davacının dava dilekçesinde ve devamındaki beyan dilekçesinde açıkça borca itiraz ettiği, kambiyo senedindeki imzaya itiraz etmediği, ödeme emri kendisine tebliğ edildikten sonra icra müdürlüğüne giderek emekli maaşından kesinti yapılmasına muvafakat verdiği, davacının borca itirazının değerlendirilmesi gerektiği, mahkeme tarafından taleplerin sınırı aşılarak muvafakatin iptaline karar verildiği, ayrıca muvafakatin de usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulduğu, Dairemizin 2021/2087 Esas, 2022/812 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesindeki anlatımdan, talep sonucundan ve davacı tarafça sunulan 01/03/2021 tarihli beyan dilekçesinden uyuşmazlığın, İİK'nun 169/a maddesinde düzenlenen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz olduğunun kabulü gerektiği...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: ödeme emrinin borçluya 26.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 30.10.2020 tarihinde takibe konu bonodaki borca itiraz ettiği, borçlu vekilinin 25.11.2020 tarihinde ıslah dilekçesi vererek imza itirazında bulunduğu, imzaya itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı, taraflar arasındaki sözleşmelerin karşılıklı edimleri içermesi karşısında davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, borçlunun borca itirazını ispatlamak için yazılı belge sunmadığı gerekçesiyle davacının borca itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
ferileri ödemeden borca itiraz ettiğini, itirazların yerinde olmadığını belirterek, itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2863 E. sayılı dosyası ile müvekkiller Suzan Sezer, Avedis Sezer, Süren Sezer ve T1 aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, girişilen işbu ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkillerine ayrı ayrı farklı tarihlerde tebliğe çıkarıldığını, mezkûr ödeme emri, ilk olarak müvekkilinin Süren Sezer tarafından 19.02.2020 tarihinde tebellüğ edilmiş olup, bu vasıtayla yine bu tarihte taraflarına ödeme emrinden haberdar olunduğunu, müvekkillerinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına 20.02.2020 tarihinde, yasal süresi içerisinde, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmaması sebebiyle müvekkillerinin tümü bakımından borca itiraz edildiğini, müvekkillerinin kimisinin adresinin yurtdışı olması, tüm tebligat işlemlerinin ilk tebliğ tarihi olan 19.02.2020 tarihinden itibaren yasal borca itiraz süresi içerisinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belirsiz olması dolayısıyla, daha sonra kendisine ödeme emri tebliğ edilecek müvekkilleri bakımından bilahare borca itiraz...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/221 esas sayılı tahliye davasının tetkiki ve beklenmesi gerektiğini, süresi içerisinde borca itiraz ettiklerini gecikmiş itirazlarının haklı olduğunu, tebligatın başka bir adrese gönderilmesinin usulsüz olduğunu, delillerin toplanmadığını, pandemi sebebiyle kapalı bir restorana, faal olmayan bir yere giden tebligatın geçersiz olduğunu, İstanbuldaki kapalı bir şubeye tebligat yapıldığını, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı dilekçesinde iddiasını gecikmiş itiraz olarak nitelendirmiş ise de; içeriğinde, tebligatın şirketin merkez adresi yerine başka bir adrese yapıldığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş, takibe muttali olduğu tarihi bildirmiş, ayrıca herhangi bir gecikmiş itiraz nedeni göstermemiş olduğundan başvuru bu hali ile usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz isteminden ibarettir....
Davacı vekili borçlu şirket temsilcisi olduğunu iddia eden Rahmi Hamurcu'nun 10.06.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz eden borçlu şirket temsilcisinin şirketi temsile yetkisi olmadığını, ancak ... 7.İcra Müdürlüğü'nce 15.06.2015 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu kararın yasaya uygun olmadığını, itirazın yetkisiz kişilerce yapıldığını ve yerinde olmadığını, borca itiraz süresinin de geçtiğini ileri sürerek, İcra Müdürlüğü'nün durdurma kararının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı taraf her ne kadar icra takip dosyasında davalı borçlunun itirazının kaldırılmasını talep etmiş ise de, takip dayanağının taraflar arasında imzalanan sözleşme olduğu, sözleşmede herhangi bir kira bedeli talep edilmeyeceği belirtilmiş olup, davacının ileri sürmüş olduğu iddiaların yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır (İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 168/1-4 ve 5; m. 169; m. 170,I). Ödeme emrine itiraz süresi beş gündür. Yani, borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde ödeme emrine itiraz edebilir (İİK m. 168/1-4 ve 5). Borçlunun beş gün geçtikten sonra yaptığı itiraz geçersizdir. İlgililer için konulmuş süreler hak düşürücü niteliktedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, Ankara 2013, s. 143, 778, 779). 13. Borçlunun takip konusu kambiyo senedindeki (kendisine ait olduğu iddia edilen) imzanın kendisine ait olmadığını bildirmesine (imzayı inkâr etmesine) imzaya itiraz denir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir (Kuru, s. 783,799). İİK’nın 168. maddesinin 1. fıkrasının 4 ve 5. bentleri gereğince imzaya ve borca itirazın beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Davalı vekili, davacıların daha evvel de aynı konuda dava açtıklarını, o davada davalının temlik sözleşmesini, kredi sözleşmesini ve cevap dilekçesini sunmasına rağmen davacının davalıyı davaya dahil etmeyerek kendi hatası ile davanın usulden reddine sebep olduğunu bu sebeple davanın şimdi de usul hükümleri gereği reddi gerektiğini, davacıların ödeme emrine itiraz etmediklerini ve mirasın reddine ilişin bir karar sunmadıklarını, itiraz etselerdi takibin durmuş olacağını, itiraz etmedikleri için mirası da kabul etmiş sayılacaklarını, şimdi mirasın borca batık olduğunun ileri sürülmesinin TMK'nun 2. maddesine aykırı olduğunu, köyde yaşayan davacı murisin ticari kredi çektiğini, bunu oğlu için çekmiş olabileceğini, bu sebeple kredi tarihinden itibaren murisin tüm malvarlığı ve devir alıp verdiği işlemleri ile başka banka hesaplarının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddi ile davacılar aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir....