İlk derece mahkemesi kararında; zamanaşımını keser nitelikte son işlemin 03/12/2013 tarihinde yapıldığı, sonrasında dosyanın işlemden kaldırıldığı, 11/08/2017 tarihinde yenileme talebinde bulunulduğu ancak bu tarihe kadar zamanaşımını kesecek bir işlem yapılmadığı, bu haliyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacılar yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki hususlar tekrar edilerek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....
Somut olayda, takip dayanağı bono 05.08.2003 vadeli olup, üç yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 26.05.2005 tarihinde takip yapıldığına göre, adı geçen borçlu yönünden zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu borçlu hakkında da icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davalı vekili Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, borca ve takibe itiraz istemine ilişkindir....
Borçlunun başvurusu bu hali ile icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, İİK'nun 169/a maddesine dayalıdır. Anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca; itirazın kabulü kararı ile takip durur. Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Davacının borca ve senet vasfına yönelik şikayeti ise 5 günlük süre içerisinde yapılmadığından bu yöndeki itirazlarının reddi gerektiği tabidir. Ayrıca bononun zamanaşımına uğraması kambiyo senedi olma vasfını ortadan kaldıran bir neden değildi. Açıklanan bu olgular karşısında mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı itirazının kabulü ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, davacının borca itiraz ve senet vasfına yönelik şikayetinin ise süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır....
Es.) başvurarak, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinde bulunduğunu, İlgili icra mahkemesinin davacının savunmasını almadan, dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucu, 29.01.2016 tarih ve ... Esas, ... karar sayılı kararı ile, 14.04.2008 – 13.07.2009 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir icrai işlem yapılmadığı gerekçesiyle, icranın geri bırakılmasına karar verdiğini, .... İcra Hukuk Mahkemesinin bu kararı temyiz edilmiş, temyiz talebinin reddi üzerine Karar Düzeltme yoluna başvurulmuş bu talebinde karar düzeltme koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararın 19.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, .... İcra Hukuk Mahkemesi kararı nedeniyle alacağıın zamanaşımına uğramadığının tespiti için, 7 günlük yasal süre içerisinde İİK madde 33a/2 hükmü gereği iş bu davanın açıldığını, takibe konu alacağın zamanaşımına uğramadığını, bu nedenle kesin hüküm niteliğinde olmayan .......
Es.) başvurarak, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinde bulunduğunu, İlgili icra mahkemesinin davacının savunmasını almadan, dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucu, 29.01.2016 tarih ve ... Esas, ... karar sayılı kararı ile, 14.04.2008 – 13.07.2009 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir icrai işlem yapılmadığı gerekçesiyle, icranın geri bırakılmasına karar verdiğini, .... İcra Hukuk Mahkemesinin bu kararı temyiz edilmiş, temyiz talebinin reddi üzerine Karar Düzeltme yoluna başvurulmuş bu talebinde karar düzeltme koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararın 19.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, .... İcra Hukuk Mahkemesi kararı nedeniyle alacağıın zamanaşımına uğramadığının tespiti için, 7 günlük yasal süre içerisinde İİK madde 33a/2 hükmü gereği iş bu davanın açıldığını, takibe konu alacağın zamanaşımına uğramadığını, bu nedenle kesin hüküm niteliğinde olmayan .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine, iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takip sonrası zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile icranın geri bırakılması isteminde bulunduğu, mahkemece TTK'nun 726. maddesindeki altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacılar hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Bu durumda, menfi tespit davasının reddine yönelik anılan bu mahkeme kararının davaya karşı itiraz ve def'ilerini vekil tayin ederek ileri süren alacaklı ... yönünden bağlayıcı olduğu ve adı geçen alacaklı hakkında zamanaşımını keseceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla örnek 10 ödeme emrinin borçluya 12.09.2007 tarihinde tebliğ edilerek itiraz edilmediğinden kesinleştiği, borçlunun 17.09.2007 tarihinde menfi tespit davası açtığı ve bu kararın kesinleşme tarihi olan 14.05.2014 tarihine kadar zamanaşımının işlemeyeceği hususu tartışmasızdır. O halde, mahkemece; borçlunun İİK’nun 71 ve 33/a maddelerine göre icranın geri bırakılması istemi ile 22.10.2014 tarihinde yaptığı başvurusunun bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle sonuca gidilmesi ve icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması, bu talep kabul edilmediği takdirde, İİK'nın 16. maddesi uyarınca takip dosyasının işlemsiz bırakılması nedeniyle hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayet isteğidir. Davacıların zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması ve icra memur işlemini şikayet istemiyle açtığı Bodrum İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/351 Esas 2018/804 Karar sayılı dosyasında 13/09/2018 tarihinde davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 15/05/2019 tarihli 2018/2935 Esas 2019/1320 Karar sayılı kararı ile davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca esastan reddedildiği, davacıların temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18/06/2020 tarihli 2019/9179 Esas 2020/5053 Karar sayılı kararı ile kararın onandığı anlaşılmıştır....
geri bırakılması talep ettiği anlaşılmıştır....