Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.05.2012 tarih ve 2011/325-2012/604 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkiline 25.05.2007 vadeli, 7.000 TL bedelli bono verildiğini, başlatılan takibe zamanaşımı yönünden itiraz edilmesi üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nce icranın geri bırakılmasına hükmedildiğini, poliçeyi kabul edene karşı açılacak davaların 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, ancak TTK'nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edilebileceğini ileri sürerek, 7.000 TL alacağın 25.05.2007 tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsilini, haksız borca itiraz nedeniyle %40 icra inkar tazminatına...

    Davalı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, İİK'nın 149. maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte gönderilen ödeme emrine karşı İİK'nın 149/a hükümleri uyarınca borçlu tarafından yasal süresi içerisinde icranın geri bırakılması kararı getirilmediğini, bu durumda satış işlemlerine devam olunmasının hukuka aykırı olmadığını, mahkemenin gerekçesini oluşturan İİK 363/4 hükmünün, davacının İİK'nın 150. maddesi uyarınca borca itiraz mahiyetindeki İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/882 E sayılı dosyası hakkında uygulanmasının mümkün olmadığını, İzmir 10....

    . - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin çeke dayalı alacağını başlattığı icra takibi ile davalıdan tahsil ettiğini, davalının zamanaşımı itirazının icra müdürlüğü tarafından reddi üzerine bu karara karşı icra hukuk mahkemesine başvurulduğunu, icra hukuk mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, davalının yaptığı ödemenin istirdatı için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, yapılan tahsilatın yasal olduğunu belirterek, müvekkilinin takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının İİK.nun 33/a maddesi uyarınca dava açmadığını, zamanaşımı kararının kesin hüküm haline geldiğini bildirerek davanın reddini istemiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/880 Esas, 2016/331 Karar sayılı kararı ile itiraz başvurusunun reddedildiğini, İcra Hukuk Mahkemelerinde yapılan takibe itiraz başvurusunun satış hariç hiçbir icra işlemini durdurmadığını ve zaman aşımını kesmediğini, müvekkiline ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih itibariyle herhangi bir haciz talepli işlem bulunmaması nedeniyle icra takibinin işlemden kaldırıldığını, icra dosyasının 13/12/2019 tarihinde yenilendiğini, 19/12/2019 tarihinde haciz talep edildiğini, Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği bonolarda zaman aşımının 3 yıl olduğunu ve icra dosyasının 22/07/2015 tebliğ tarihinden 19/12/2019 tarihine kadar işlemsiz kaldığını, bonoların zaman aşımına uğradığını ileri sürerek, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Takibin icra kefalet tarihinden sonra zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi de bu yönden sonuca etkili değildir. Somut olayda, şikayetçi ...'ın dosya borcuna takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde 08/09/2008 tarihinde icra kefili olduğu, adı geçene 14.11.2014 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiği, her ne kadar takip dosyası 30.10.2008 tarihinden 24.04.2014 tarihli yenileme talebine kadar işlemsiz bırakılmış ve bu tarihten itibaren icra takip işlemlerine devam edildiği asıl takip borçlusu yönünden 15/01/2015 tarihinde zamanaşımı dolayısı ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de bu hususun icra kefaletinin geçerliliğini etkilemediği gibi icra kefili yönünden İİK'nun 39. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır....

        Esas (Eski esas 2006/...) sayılı dosya ile müvekkili şirket aleyhine kambiyo takibi başlattığını, müvekkili şirketin davalıya karşı borcu olmadığını, takibe dayanak kambiyo senetleri üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, imzaya ve borca itiraz ettiklerini, davalının söz konusu icra dosyasından fotokopi evraklarıyla usulsüz bir şekilde dosyayı yenileyerek aynı gün borçlular ile alakası olmayan 3. Kişinin mahallinde 09/01/2020 tarihinde haciz yapıldığını, icra dosyalarında davalı alacaklı zamanaşımı kesen işlem yapmadığını, taraflarınca ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/... esas ve 2020/16 esas sayılı dosyaları ile müvekkili şirket yönünden İİK madde 71 ve İİK 33. Maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, ... Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin 2021/... esas 2021/... karar sayılı dosyasıyla icranın geri bırakılması kararının onandığını beyan ederek; davalıya karşı borçlu olmadıklarının tespitine, .......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcranın Geri Bırakılması Davasına İtiraz Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çeke dayalı takip hakkında verilen icranın geri bırakılması kararının kaldırılması isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (11.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 27/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2429 KARAR NO : 2022/961 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ALAŞEHİR İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2021 NUMARASI : 2021/158 ESAS, 2021/202 KARAR DAVA KONUSU : Zamanaşımı Nedeniyle İcranın Geri Bırakılması KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, vekil edenlerinin miras bırakanı İbrahim Dündar aleyhine başlatılan örnek 10 takipte, İİK'nun 71/2 maddesi yollamasıyla İİK'nun 33/a maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesin talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            İcra Mahkemesi'nin 2009/3612 Esas ve 2010/1292 Kararına konu başvurusu ipoteğin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermemesi nedeniyle icra emri düzenlenemeyeceğine ve icra emrinde istenen faizin fahiş olması nedeniyle icra emrinin iptali istemine ilişkin şikayet olup ...nun 149/a maddesi kapsamında yer verilen ve İİK 33. maddesinin 1.2. 4. fıkralarında düzenlenen (itfa, imhal, zamanaşımı, menfi tespit nedeniyle) icranın geri bırakılması talepleri içermemektedir. İcra Mahkemesi'nce verilen geri bırakılma isteminin reddine ilişkin bir karar da bulunmadığına göre, eldeki uyuşmazlık İİK'nın 149/a maddesi kapsamında kalmamaktadır. Hal böyle olunca, yatırılan para ...nun 149/a-2 maddesi kapsamında teminat olarak değerlendirilemez. Mahkemece şikayetin kabulüne ve borçlu tarafça yatırılan miktarın dosya borcundan mahsubuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

              Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/06/2011 gün ve 2010/747-2011/269 sayılı kararı onayan Daire’nin 28/05/2013 gün ve 2012/11842-2013/10997 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı hakkında iki ayrı çeke dayanarak icra takibi yaptığını, davalı tarafından icranın geri bırakılması davası açıldığı ve icranın geri bırakılması kararı verildiğini, ancak çekten dolayı alacağının ödenmediğini ileri sürerek, 15.10.2002 ve 01.11.2002 tarihli 10.000'er TL çek bedellerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu