Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında verilen karara ilişkin takip başlattıklarını, karşı tarafın kararı istinaf ettiğini, tehir-i icra kararı sunmak için icra dosyasına teminat mektubu sunduklarını, İcra Hukuk Mahkemesince kabul edildiğini, icra müdürlüğünce mehil vesikası ile 90 günlük mehil verildiğini, ancak karşı tarafın dosyaya süresinde icranın geri bırakılması kararını sunmadığını, bunun üzerine teminat mektubunun paraya çevrilmesi ve bakiye alacak üzerinden banka hesaplarına haciz konulmasına ilişin talepte bulunduklarını, icranın taleplerini reddettiğini ve icra geri bırakılması kararının alınıp alınmadığını sorduğunu, neticeten kararın alınmadığı ve bulunmadığı cevabi yazılarının dosya içerisine girdiğini, yeniden haciz taleplerine icra müdürlüğünün icranın geri bırakılması kararı için mehil vesikası verildiği gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı kararın iptaline, banka teminat mektubunun...

Mahkemece;"Davacının şikayetinin Kısmen kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2021/36290 Esas sayılı icranın geri bırakılmasına, takibin iptali talebinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

oranda iptaline karar verildiği bu durumda hangi takip dosyası için karar verildiğinin belli olmadığı, infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulduğu, davacıdan hangi takip ya da takip dosyaları için dava açtığı hususunun sorulmadığı, takip dosyaları için verilmiş icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşip kesinleşmediği sorulmadan, kesinleştiği anlaşılır ise davacının da İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açıp açmadığı araştırılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin isabetli olmadığına değinilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesine açılan 2008/266 esas sayılı dosyada verilen 18/02/2009 tarihli ve İİK’nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 33/a-II fıkrasına göre alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. Buna göre alacaklı ...’ya icranın geri bırakılmasına ilişkin kesinleşmiş kararın tebliğ edilip edilmediği ve tebliğ edilmiş ise adı geçen tarafından umumi mahkemelerde dava açılıp açılmadığı açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususlarının araştırılarak gelen yazı cevaplarının dosya arasına konulup ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28/02/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Davacı takipleri üzerine açılan davalarda İİK’nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu karaların kesinleşip kesinleşmediği ve kesinleştikten sonra davacının İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açıp açmadığının sorularak gelen cevapların dosya arasına konulup, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 03/10/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        GEREKÇE : Uyuşmazlık ilamlı takip yolu ile başlatılan takipte zaman aşımı itirazı ile borca itiraz istemine ilişkindir. Adana 7.İcra Müdürlüğünün 2017/1409 esas sayılı dosyasının incelemesinde ; Alacaklı T3 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1172 esas ve 2001/1072 karar sayılı ilamı dayanak yapılarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 27/02/2017 tarihinde yasal süresi içerisinde zaman aşımı ve borca itiraz nedeniyle takibin iptali davasını açtığı görülmüştür. Davacı borçlu tarafından zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması ve itfa nedeniyle takibin iptali istemiyle dava açıldığı sabit olup takibe konu manevi tazminat yönünden icranın geri bırakılmasına dair karar istinaf konusu edilmediğinden bu husus inceleme konusu yapılmamıştır....

        Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek İİK.nun 71 ve bu maddede atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasını talep etmiş, mahkemece, takibe dayanak belgenin çek olduğu, davacıya ödeme emrinin tebliğ edilemediği, başka işlem de yapılmadığı gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Takibin şekline göre zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkinse İİK.nun 62. maddesi gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra mahkemesine ise İİK'nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle başvurulabilir....

        Ancak; Mahkemece, borçluların takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir Öte yandan İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi gerekir. Zamanaşımı itirazı esasa ilişkin bir itiraz olmadığından, borçlu ve alacaklı yararına tazminata da hükmedilemeyecektir. Bu nedenle alacaklı vekilinin aleyhine hükmedilen tazminata yönelik istinaf istemi yerindedir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına ve icra dosyasından konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, Bursa 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı icra takip dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Bursa 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı/ alacaklı tarafından, davacı/borçlu ile diğer borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibinde bulunulduğu, ödeme emrinin davacı/borçluya 02.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....

        Dolayısıyla ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebi olarak nitelendirilmek suretiyle, davanın kabulüne ve icranın zaman aşımı nedeniyle geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan, HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davanın kabulü ile, icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasına, davalı alacaklı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu