, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve bütün ferilerine itiraz ettiklerini belirterek gecikmiş itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Borçlu şirket yetkilisi icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde cezaevinde olması nedeniyle takibe itiraz edemediğini ileri sürdüğüne göre başvuru bu hali ile İİK'nın 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazdır....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü sebebiyle ödeme emrinin iptali gibi bir talebin olmadığını, mahkemenin taleple bağlı olduğunu, gecikmiş itiraz talebi nedeniyle ödeme emrinin usule uygun olduğunun kabul edilmiş olduğunu, bunun yanında tebligatın usule uygun olduğunu, ayrıca mahkemece davacının öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin tebliğ tarihi sayılmasına gerekçe olarak dosyada aksini gösterir başkaca delil olmadığı belirtilmiş ise de taraflarına bu hususta delil sunma hakkı verilmediğini, davanın kısmen kabul edilmesi sebebiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve borca itirazın esastan reddi sebebiyle davacının tazminata mahkum edilmesi gerektiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....
CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; İİK'nın 65 inci maddesinde sayılan gecikmiş itiraz sebeplerinin sınırlı olduğunu,gecikmiş itirazın üç günlük yasal sürede yapılabilmesi için borçlunun kendi kusuru olmadan ve iradesi dışındaki sebeplerle geçerli ve delillendirilmesi zorunlu mazeretinin bulunması gerektiğini, borçlunun gecikmiş itiraz sebeplerinde bunlardan hiç birisinin bulunmadığını, isim değişikliğinin ne kendisi ne de ... İcra Dairesinin bilebileceğini ya da bilinmesi gereken bir husus olmadığını, takip dosyasında borçluya ödeme emri tebligatının ulaşabilmesi için azami ölçüde tüm yolların denendiğini, tebligatların tümünün usulüne uygun ve geçerli olacak şekilde yapıldığını, borçlunun devamlı surette yıllardır, Amerika'da değil, yurtiçi MERNİS adresi olan, şikayet dilekçesinde davacı kısmının altında yazılı adreste ikamet etmekte olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. III....
Somut olayda, takibin dayanağının 6 adet bono olduğu görülmekle birlikte, alacaklı tarafından ödeme emrinde alacak kalemlerinin “gecikmiş kira alacağı-vadesi gelecek kira alacağı-gecikmiş sigorta alacağı ve faizleri" şeklinde gösterildiği; senetlerin 03.09.2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesi kapsamında verildiği hususunun da tarafların ve mahkemenin kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Alacaklı tarafından da kabul edilen finansal kiralamaya dair sözleşmelerdeki ibarelerden taraflara karşılıklı edim yüklendiği tartışmasız olup, bu durumda alacağın varlığı, miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirmektedir. O halde mahkemece borçlunun itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı/borçlu Dava Dilekçesinde Özetle; Ödeme emrinin tebliğ tarihinde tatilde bulunduğunu, şehir dışında bulunması nedeniyle itirazın Marmara Adası İcra müdürlüğüne yaptığı halde itiraz süresinin bir gün geçtiğini ve takibe devam edildiğini, takibin mesnetsiz olduğundan yetkiye, borca, işlemiş faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durdurulması ve iptalini talep etmiştir. Davalı/alacaklı Vekili Cevap Delikçesinde Özetle; Davacı borçlunun dava dilekçesinde HMK 119. Maddesindeki unsuların eksik olduğunu, davacının şehir dışında yahut tatilde olmasının itiraz hakkını ortadan kaldırmayacağını, Marmara adası icra müdürlüğü aracılığıyla yapılan itirazın süresinde bulunmadığını, davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itirazının bulunmadığını, gecikmiş itirazı bulunmuş olsa dahi süreyi kaçırdığını, davacının borçlarını ödemediğini, Anadolu icra müdürlüğünün yetkili olduğunu beyan etmiştir....
Diğer taraftan, borçlunun mirasın reddi nedeniyle takibin iptali yönündeki başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....
ile tebliğ tarihinin 25/06/2019 olarak düzeltilmesine, dayanak belge gönderilmediğinden ödeme emrinin iptaline, borca gecikmiş itirazların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İTİRAZ Borçlu icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; İran vatandaşı olduğunu ve yurtdışında yaşadığını, 08.12.2020 tarihinde taşınmaz satış işlemleri için Türkiye'ye geldiği sırada hakkında yapılan takipten haberdar olduğunu, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin mernis adresine Türkiye'de bulunmadığı bir tarihte yapılması ve haber kağıdı yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, takibin hiç bir dayanağı bulunmadığını, borca ve fer'ilere itirazı bulunduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; borçlunun yurt dışında olmasının İİK'nın 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz nedenlerinden olmadığını, borçlunun mernis adresine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, yurt dışında bulunduğu sırada tebligat yapılması halinde dahi kendisine vekil tayin ederek hukuki süreçleri takip etmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek gecikmiş itiraz talebinin reddini istemiştir. III....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. İİK'nun 65. Maddesi gereğince gecikmiş itirazda bulunabilmek için; tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle itiraz edememesi gerekir. HMK'nın 33. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime aittir....