"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yoluyla yapılan takipte; borçlu ödeme emri tebliği tarihinde il dışında bulunduğunu ve usulüne uygun olmayan tebliğden 16.09.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirterek gecikmiş itiraz olarak nitelendirdiği isteminin kabulünü ve takibin iptalini talep etmiş, mahkemece gecikmiş itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır....
Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....
Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir.(HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı) O halde mahkemece, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, başvurunun İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz olarak nitelenip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Dosya içeresindeki ... 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/381 E. - 2010/478 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından icra takibine gecikmiş itirazda bulunulduğu, mahkemece talebin kabulüyle İ.İ.K. 65. maddesine göre gecikmiş itirazın kabulüne karar verildiği, davalı (eldeki davanın davacısı) tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 17.03.2011 tarih ve 2010/23044 E. - 2011/3761 K. sayılı ilamı ile, mahkeme kararı eksik incelemeden bozulmuş, bozma üzerine yapılan yargılamada davanın HMK'nun 150/5 ve 320/4. maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, söz konusu bu ilam taraflara tebliğ edilmiş, temyiz edilmemesi sonucunda kesinleşmiştir. İ.İ.K. 66.maddesine göre, müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz süresinde değil ise, alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı ile devam eder. Bu hükme göre artık takip kesinleşir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine faiz alacağı için genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçlunun, faiz alacağını kabul etmediklerini belirterek takibe, borca ve tüm fer'ilerine itiraz ettiği alacaklı tarafından itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki icra takibine gecikmiş itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıların murisi ...'a 900 adet akışkan düzenleyici madeni yağ sattığını, murisin 08.12.2012 tarihli fatura bedelini ödemediğini, bu arada vefat ettiğini, murisin temerrüde düştüğünü,..... İcra Müdürlüğünün 2013/601 esas sayılı dosyası ile kanuni mirasçıları aleyhine icra takibi başlattığını, ancak davalıların 20.05.2013 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile duran icra takibinin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. İcra hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celse de alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....
Davacı tarafça her ne kadar istinaf dilekçesinde borçlunun hastanede tedavi görmesi sebebiyle kusuru olmaksızın süresi içerisinde itiraz edememesi sebebiyle gecikmiş itiraz durumunun bulunduğu ileri sürülmüş ise de, gecikmiş itiraz İİK'nın 65. Maddesinde düzenlenmekte olup, sadece borca itiraza ilişkin uygulama olanağı bulunmaktadır. Meskeniyet şikayetinde gecikmiş itirazın ileri sürülmesi mümkün değildir. Bununla birlikte davacı vekilinin iddiaları, hukuki nitelemenin hakime ait olması ilkesi kapsamında, HMK'nın 95 ve devamı maddelerinde düzenlenen eski hale getirme çerçevesinde değerlendirilmelidir....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K.)....
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliği kabul edildiğinden ödeme emrinin iptali ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davanın açılış tarihi itibariyle borca itirazları süresinde olduğundan borca itiraz yönünden de değerlendirme yapılması gerektiğini savunarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....