Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu ... İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

    Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu ... İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

      Davacı İdare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkemede itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

        İİKnın ‘yetki ve itirazları’ başlıklı 50.maddesinde “para borcunun icra takibine konulması hususunda HUMKun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğu, yetki itirazının esas hakkındaki itirazla birlikte yapılacağı, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesinin tetkik ve kati surette karara bağlanacağı" düzenlenmiş, 6100 sayılı HMKnın 19/2. maddesinde ise "… Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda davalı icra takibine konu borca ve icra dairesinin yetkisine birlikte itiraz etmiş, ne var ki davalı, icra dairesinin yetkisine itiraz ederken yukarıda anlatılan kanuni düzenlemelere uygun bir şekilde yetkili icra dairesini göstermemiştir. Hal böyle olunca davalının geçerli bir yetki itirazı olmadığından, .......

          İcra Müdürlüklerinin yetkisine itirazda bulunduğu, bununla birlikte borca da itiraz ettiği; mahkemece, borçlunun yetki itirazı hakkında hüküm kurmaksızın borçlu tarafından borcun ödendiğine dair delil sunulmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.'' hükmüne yer verilmiştir....

            Davacı vekili tarafından ... 4.İcra Müdürlüğünün 2009/6342 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde 2007/Kasım-2009/Mart arası aylara ilişkin toplam 10.200 TL kira alacağın tahsili istenmiş, davalı borçlu ise süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; borca ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Alacaklı tarafından itirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle açılan işbu davada mahkemece 7.200 TL alacağa yönelik itirazın kaldırılmasına, kabul edilen miktarın %40’ı oranında davacı yararına, reddedilen kısmın %40’ı oranında davalı yararına icra tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Yetki konusu İİK’nun 50.maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında yetki itirazının esas hakkında itirazla birlikte yapılacağı, mahkemenin öncelikle yetki itirazını inceleyip kesin olarak karara bağlaması gerektiği belirtilmiştir....

              Davacı tarafça dava dilekçesinde yetki itirazının yanı sıra diğer itirazları da ileri sürülmüş olmakla birlikte, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde borca ve yetkiye itiraz edilmesi durumunda, öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi, yerinde görüldüğü takdirde, bu itirazın kabulüne karar verilmesi durumunda, diğer itirazların değerlendirilmesine gerek bulunmayıp, sair itirazların, itiraz halinde, dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince değerlendirileceği açıktır. Bu durumda, davacı borçlunun, yetki itirazı ile birlikte sair şikayet ve itirazları konusunda da karar verilmesi gerektiğine dair iddiası yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ile birlikte sair itiraz ve şikayetler konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir....

              Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....

              İcra Müdürlüğü'nün 2016/2685 Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya tebliği üzerine davacı borçlunun yasal süresi içerisinde vekili marifetiyle yetki itirazı ile birlikte borca itirazda bulunması üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafça takip dosyasının itirazda belirtilen İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesi yönündeki talebi üzerine takip dosyasının İstanbul 10. İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2016/1663 esasına kaydedildiği, ödeme emrinin 26.10.2018 tarihinde borçlu vekili Av.Engin Yüksel'e tebliği edildiği, borçlunun vekili marifetiyle borca itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 73, 81, 82, 83., Avukatlık Kanunu'nun 41, Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 18. maddesi gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur....

              Davacının yetki itirazı yasa hükmü uyarınca yerinde görülmemiştir. Davacı takibe dayanak belgenin veya onaylı örneğinin gönderilmediği şeklindeki iddiasının incelenmesinde, borçlu vekiline yapılan e tebliğ mazbatasının üstünde içeriğinde takip dayanağı belgenin ödeme icra emri ile beraber gönderildiği anlaşılmakla davacının buna ilişkin şikayet davasının da reddi gerektiği" şeklindeki gerekçe ile " Davacının yetki itirazının REDDİNE, Davacının şikayetinin REDDİNE," karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu