Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. 2) Alacaklının borçlu ... Tic. Ltd. Şti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında 27/08/2013 keşide tarihli ve aynı tarihte ibraz edilen çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir....

    nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, başvurunun niteliği de gözetilerek anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı, yetkiye ve borca itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Diğer bir anlatımla, mahkeme dosya üzerinde inceleme ile borca ve yetkiye itiraz yönünden bir karar veremez. (Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 05.05.2016 tarih 2016/1968 E.-2016/13342 K.sayılı kararı)....

    İcra Dairesi'nin 2009/3954 takip sayılı dosyasında, borçlular tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, davalı- borçlu şirketin itirazı üzerine 13.05.2009 tarihinde, davalı-borçlu ...' in itirazı üzerine 14.04.2009 tarihinde takibin her iki borçlu açısından durdurulduğu, alacaklı tarafından Kayseri 2....

      Şti aleyhine 08/11/2019 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlu şirketin İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye ve borca itiraz ettiği, borçlu T5'in de Konya İcra Dairesinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmektedir. Borçlu şirketin yetki itirazıyla ilgili olarak alacaklının gönderme talebi doğrultusunda takip dosyasının İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2020/12828 esas dosyasına gönderildiği, adı geçen icra müdürlüğünce 10/08/2020 tarihli işlem ile takip dosyasının sadece borçlu şirket yönünden İstanbul Anadolu 5. İcra Dairesine gönderilmiş olduğundan, T5 hakkında ödeme emri düzenlenmemesine karar verildiği, yine aynı icra müdürlüğünce 01/09/2020 tarihinde aynı yönde ikinci kez işlem tesis edildiği görülmektedir. İstanbul 7....

      Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, davalı borçlu vekili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine sunulan ve dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçesinde yukarıda yer verildiği gibi sadece "yetki" itirazında bulunulmuştur. Borca ve fer'ilerine yönelik bir itiraz yoktur. "...İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, alacaklının itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku Ders Kitabı,19.Bası,s.124)....

      Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir.Somut olayda, davalı borçlu vekili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine sunulan ve dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçesinde yukarıda yer verildiği gibi sadece "yetki" itirazında bulunulmuştur. Borca ve fer'ilerine yönelik bir itiraz yoktur. "...İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, alacaklının itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku Ders Kitabı,19.Bası,s.124)....

        Somut olayda, borçlu icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde, borca itirazı ile birlikte yetki itirazında da bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması, yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 297. maddelerinin emredici hükümlerine aykırıdır. Bu durumda, mahkemece, öncelikle yetki itirazının çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise, işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetki itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Yetki itirazı ilk itirazdan olup, davalı tarafından süresi içerisinde bu itirazın yapıldığı, mahkemenin tahkikat aşamasına geçtikten sonra yetki itirazı ile ilgili olarak inceleme yapamayacağı artık mahkemenin yetkili olacağı,..." gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosya kapsamından, davacının kira alacaklarının tahsili istemiyle davalılar hakkında ... İcra Müdürlüğünde adi kiraya özgü takip talebinde bulundukları, davalının borca itiraz ettikleri, takibin durduğu, kiralanan taşınmazın ''.../...''de bulunduğu, davacının "Derince/..."de, davalının ".../..."de oturdukları, davalının süresinde yetki itirazında bulundukları anlaşılmaktadır....

            Takip dayanağı bono üzerinde düzenleme yerinin Bakırköy olduğunun yazılı olduğu ve yukarıda yazılı yetki kurallarına ilk derece mahkemesi kararında da değinildiği halde takipte Bakırköy İcra Dairesi yetkili olmasına karşın, yetki itirazının reddi gerekirken, gerekçe ve varılan sonuç bakımından çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan davacının yetki itirazın tıpkı imzaya ve borca itiraz gibi İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. Maddeleri gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir. Yine, yetki itirazının kabulü üzerine yasada ödeme emrinin iptaline karar verileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı halde, Mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de isabetsizdir. O halde, takip yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından, davacının yetki itirazı yerinde olmadığından, diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi için ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalıdır....

            Bu durumda yetkili icra dairesini bildirmeden, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu belirtilerek, yapılan itiraz nazara alınmaz. Somut olayda, davalı borçlu ... İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2012/8384 E. sayılı dosyasından yapılan takipte, borca itirazlarını bildirdikten sonra “bununla birlikte icra takibi yetkisiz icra dairesinde açılmıştır” demek suretiyle yetkiye de itiraz etmiş ise de yetki itirazı, yetkili icra dairesinin belirtilmemesi nedeniyle usulüne uygun değildir. Mahkemece usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından davalı borçlunun, borcun esasına ilişkin itirazları incelenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile icra dairesinin yetkisiz olduğundan bahisle, itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu