Borçlular ise mirası reddettiklerinden dolayı murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....
Anonim Şirketi olduğu, takibin 6.145,71 TL Cari Hesap Alacağı 131,96 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 6.227,67 TL tutarındaki alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 05/08/2020 tarihli ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı ancak borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının iade döndüğü ve yeniden tebligat çıkarıldığına dair takip dosyası içeriğinde bilgi bulunmadığı, borçlunun 28/08/2020 tarihinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüş, her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında...
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2863 E. sayılı dosyası ile müvekkiller Suzan Sezer, Avedis Sezer, Süren Sezer ve T1 aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, girişilen işbu ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkillerine ayrı ayrı farklı tarihlerde tebliğe çıkarıldığını, mezkûr ödeme emri, ilk olarak müvekkilinin Süren Sezer tarafından 19.02.2020 tarihinde tebellüğ edilmiş olup, bu vasıtayla yine bu tarihte taraflarına ödeme emrinden haberdar olunduğunu, müvekkillerinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına 20.02.2020 tarihinde, yasal süresi içerisinde, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmaması sebebiyle müvekkillerinin tümü bakımından borca itiraz edildiğini, müvekkillerinin kimisinin adresinin yurtdışı olması, tüm tebligat işlemlerinin ilk tebliğ tarihi olan 19.02.2020 tarihinden itibaren yasal borca itiraz süresi içerisinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belirsiz olması dolayısıyla, daha sonra kendisine ödeme emri tebliğ edilecek müvekkilleri bakımından bilahare borca itiraz...
İcra Dairesi tarafından borçlulara 15.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle müdürlüklerine 07.06.2019 tarihinde geldiği, dosyada yeterli masraf bulunmadığından ödeme emrinin hazırlanmadığı ve tebliğe çıkarılamadığının belirtilmiş olduğu, tarafların kabulünde olduğu üzere yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edilmeden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 60. maddesinde ödeme emri ve itiraz üst başlığı altında ödeme emri ve muhtevası düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi durumunda ödeme emri düzenleyeceğine yer verilmiştir....
Öte yandan, UYAP sisteminde kayıtlı icra dosyasında taranmış halde bulunan ve borçlulara gönderilen ödeme emri tebligat mazbatalarının incelenmesinde de, mazbatalar üzerinde "Örnek 7 Ödeme Emri Ve Takip Dayanak Belge Sureti Vardır" ibaresinin yazılı olduğu görülmektedir O halde, mahkemece, borçluların itirazları yönünden istemlerinin ve şikayetlerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Somut olayda, itirazın iptali ilamı sunulduktan sonra yapılan haciz işlemlerinde usulsüzlük yoktur. Ancak itirazın iptali ilamında hüküm altına alınan inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin talep edilebilmesi için bu alacak kalemleri yönünden icra meri düzenlemesi ve borçlu tarafa icra emri tebliği gerekir. Alacaklı tarafından icra dosyasına sadece itirazın iptali ilamı sunulduğu, icra emri düzenlenmediği ve borçlu tarafa icra emri tebliğ edilmediğine göre itirazın iptali ilamında yer alan inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin dosya hesabına dahil edilmesi mümkün değildir. O halde mahkemece, icra müdürlüğünce yapılan 21.04.2015 tarihli dosya hesabının yukarıda anılan ilkelere göre değerlendirilerek, oluşacak sonucuna göre 21.04.2015 tarihli haciz müzekkeresi ve haciz ihbarnamelerindeki borç miktarının düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece borçluya yenileme emri tebliğ edilmesinin ona yeni bir itiraz hakkı bahşetmeyeceği kesinleşen takipte tekrar ödeme emrinin tebliğinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile, takibin durdurulmasına ilişkin 22/01/2022 tarihli müdürlük işleminin iptaline karar verilmiş ise de, takip dosyasında borçluya daha önce ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, davacı alacaklı vekilinin Uyap sistemi üzerinden 22.12.2021 tarihinde borçlunun talepte belirtilen adresine ödeme tebliğ edilmesi talebinde bulunduğu, talep üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri çıkartıldığı, bunun üzerine borçlu tarafın borca itiraz dilekçesini takip dosyasına sunduğu, icra müdürlüğünce genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, ödeme emri icra müdürlüğünce talep olmaksızın, kendiliğinden yada sehven değil, alacaklı vekilinin talebi üzerine gönderildiği için bu şekilde gönderilen ödeme emri borçluya yeni bir itiraz...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrine ilişkin gönderilmiş tebligat bulunmadan davacı borçlunun 10.07.2019 günü takibe itiraz etmesi üzerine, icra müdürlüğünce 18.07.2019 tarihinde borçluya gönderilen ödeme emri tebligat parçasının henüz dönmediği anlaşılmakla tebligat parçasının dönüşünün beklenmesine, döndüğünde itirazın süresinde olması halinde takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği ancak Yapıkredi Bankasının 30.01.2020 tarihi yazısı uyarınca borçlunun şubeleri nezdinde herhangi hak ve alacağının bulunmadığını icra müdürlüğüne bildirmesi üzerine bankaya 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderildiğinin anlaşıldığı, davacı borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeksizin banka hesaplarına haciz müzekkeresi gönderildiğini, borca, yetkiye itiraz edilmesine rağmen takibin durdurulmadığını, hacizlerin kaldırılmasını ve takibin durdurulmasını...
Ödeme emri borçluya 15/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, müdürlük tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce 10/01/2020 tarihinde borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İİK 62 maddeye göre, ''itiraz etmek isteyen borçlu ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.'' Davanın konusu, 10/01/2020 tarihli müdürlük kararıdır. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ tarihinden önce takipten haberdar olması sebebiyle borca itiraz ettiği, ödeme emri tebliğinin itirazdan sonra gerçekleştiği, alacaklının takibi devam ettirme iradesi mevcut bulunduğu gözetildiğinde icra müdürlüğünce 10/01/2020 tarihinde itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesi hukuken yerinde olup, itiraz üzerine davanın reddine dair verilen mahkeme kararı hukuken yerindedir....
Davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davacı tarafça, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması sebebiyle ödeme emri tebliğinin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 19/10/2020 olduğunun tespitine, takibin usule aykırı olarak kesinleştirilmesi sebebiyle haksız hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde borca itirazlardan bahsedilmiş ise de, borca itiraza dayalı bir talep (itirazın kabulü, takibin iptali ya da takibin durdurulması gibi) söz konusu değildir. Taraflarca, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna ve ödeme emri tebliğ tarihinin 19/10/2020 tarihi olduğuna dair karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapılmamış olduğundan, kararın bu kısmı kesinleşmiştir. Buna göre ödeme emri tebliğ tarihi 19/10/2020 tarihi olup, davacı borçlu tarafından icra dosyasına aynı gün itiraz dilekçesi sunulmuştur. Bu haliyle davacı yönünden icra takibi kesinleşmemiştir....