Mahkemece, davacı şirketin borca batıklığının arttığından bahisle iflasına karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve bu konuda alınan bilirkişi raporları karar vermeye yeterli görünmemektedir. İflas erteleme ve iflas erteleme süresinin uzatılması talepli davalarda, dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Mahkemece, davacı şirket vekilinin iflas erteleme süresinin uzatılması talebi üzerine davacı şirketin malvarlığının rayiç değerlerinin yeniden hesaplanarak borca batıklığın tespiti için oluşturulan dört kişilik bilirkişi heyetinden 12.01.2015 havale tarihli rapor alındığı, davacı şirket vekilinin söz konusu raporda rayiç değerlerin ve buna dayalı olarak yapılan borca batıklık tespitinin hatalı olduğu yönündeki itirazları karşılamak için bu kez ek rapor alındığı, ancak ek raporun sadece Mali Müşavir bilirkişi ...'...
ın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir. Birleştirilen dava davacısı vekili de, 31.05.2009 tarihinde ölen mirasbırakan ...'ın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin borca batık olması nedeniyle borca batıklığın tespitine, buna karşın müvekkili şirketin iyileştirme projesinde ayrıntıları belirtilen şartlar dahilinde mali durumu düzelebileceğinden İcra ve İflas Kanununun 179. maddesi uyarınca iflasın şimdilik bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Müdahiller vekilleri, davanın reddi ile iflas kararı verilmesini talep etmişlerdir....
Borca yönelik bir başvuru olmadığı halde borca itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 11.03.2015 tarih ve 2014/1146E. 2015/286 K. sayılı kararının hüküm bölümünün ikinci parağrafında yer alan “Borca itirazının REDDİNE,” cümlesinin silinerek karar metninden çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - İstemde bulunan vekilleri, müvekkili şirketlerin borca batık durumda olduğunu ancak iflasın ertelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtularak borçlarını ödeyebileceklerini ileri sürerek, müvekkilleri şirketlerin iflasının birer yıl süreyle ertelenmesini talep etmiştirler. Müdahiller vekilleri, şirketlerinin iyileşmesinin mümkün olmadığını savunarak, talebin reddini istemişlerdir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ... Tic. A.Ş.'nin 31.12.2015 kayıtlı bilanço üzerinden yapılan tespitte rayiç değerlere göre öz kaynağının (+) 5.790.046,88 TL olduğu, dolayısıyla şirketin borca batık durumda olmadığı, asıl davada davacı şirket borca batık durumda olmadığından dolayısıyla birleşen davada davacı ... Tic. A.Ş.'...
istinaf dilekçesinde faize itiraz tekrarlandığı gibi temyiz dilekçesinde de bu husus bizzatihi getirilerek borca ve ferilerine itirazının değerlendirilmediğini belirttiği görülmektedir....
Somut olayda TTK'nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, TTK’nın 376/3. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir....
in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, terekenin borca batık olduğunun tespitine, mirasın hükmen reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ....... vekili temyiz etmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. ( TMK md. 605 ) Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
ın terekesinin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların murisi ...'ın ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamına, iddianın ileri sürülüş biçimine göre uyuşmazlığın miras bırakan ...'ın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. TMK'nın 605/2 maddesi hükmüne dayanılarak istekte bulunulabilmesi için de terekenin açıkça borca batık olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve ... müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir....