TTK. şerhi- Kıymetli Evrak Hukuku ve Uygulaması, sayfa 413). Tanzim edildiği tarihten önce veya sonraki bir tarihi taşıyan bono da geçerlidir. TTK'nun 592. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Alacaklı bonoyu tedavüle çıkarırken tanzim tarihini doldurabilir. Borçlunun bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını bir belge ile kanıtlaması gerekir. Somut olayda, bonoların, tahrifatsız hali ile tanzim tarihinin 18.04.2014 olması ve o tarihte keşidecinin ölü olması, bononun niteliğine etkili olmayıp, kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu sebeple takibin, düzenleyenin keşide tarihinde ölü olduğu gerekçesi ile iptali isabetsizdir. Mahkemece bononun düzenleme tarihinde keşidecinin ölü olması ve senedin kambiyo vasfında olmadığı iddiası değerlendirilerek karar verilmiş borçlu tarafın sair talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik unsurlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir....
Diğer taraftan; icra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar veremez. Sadece İİK.nun 169/a-2. maddesi uyarınca itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir. İcra mahkemesince takibe konu alacakla ilgili bir karar verilmiş olması, aynı alacak hakkında genel mahkemelerde dava açılmasına engel oluşturmaz. Somut olayda, borçlunun şikayeti üzerine alacaklı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/35245 soruşturma sayılı dosyasından tehdit ve zorla senet imzalatılması iddiası ile şikayette bulunulduğu, İstanbul 27....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı borca ve İİK'nın 170. maddesine dayalı imzaya itiraz ile borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ile ödeme emrinde yasal unsur eksikliği şikayetine ilişkindir. İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün 2018/39716 Esas sayılı sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar ve dava dışı borçlu aleyhine 334.265,75 TL alacağın tahsili amacıyla 30/10/2018 düzenleme tarihli 300.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçlulara 22/11/2018 tarihinde ayrı ayrı tebliğ edildiği, davanın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. İzmir 12....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 04.12.2014 tarih, 2014/22275-29434 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece verilen icranın geri bırakılmasına dair kararın alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, ... İcra Müdürlüğü'nün ......
Öte yandan, keşide yeri unsuru bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'nın 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir. İİK'nın 170/a-2. maddesine göre; ''İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı husularını re' sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.'' Somut olayda, takip konusu senetlerden 05.01.2016 tanzim, 08.5.2017 vade tarihli ve 300.000,00 TL tutarlı olan senette tanzim yeri bulunmadığı görülmektedir....
Bu durumda takibe dayanak belgede tanzim yeri yazılı olmadığından senedin kambiyo senedi vasfı bulunmamaktadır. İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal beş günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet, imzaya ve borca itiraz davasıdır. Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi ile ilgili şikayet başvurusunu, İİK'nın 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesine yapması gereklidir. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin aksi yazılı belge ile kanıtlanabilir. Diğer yandan İİK'nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğu, borçlu olmadığı, veya borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı, imzaya itirazlarını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ve alacaklının takip hakkı bulunmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir....
Öte yandan, keşide yeri bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'nın 776/1- f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir. İİK'nın 170/a-2. maddesine göre; ''İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı husularını re' sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.'' Somut olayda, takibe dayanak senette düzenleme yeri belirtilmediği gibi, düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görülmektedir. Bu durumda, sözü edilen belgenin kambiyo senedi niteliği taşımadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, borçlu keşideci borcu kabul etmemiş, takas def'ini sözleşmedeki cezai şarta dayandırmıştır....