Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir. Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir. Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2002/9671 Esas sayılı dosyası ile taraflarınca başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin 3 yıl süre ile takipsiz bırakılmadığını, aksine gerekli işlemlerin yapıldığını, davacı borçlunun icra takibi devam ederken Kastamonu 2....
İlk derece mahkemesi tarafından; takip dayanağı bonoların TTK'nun 688. maddesindeki unsurları taşıyan kambiyo senedi niteliğinde olduğunu, vade tarihi nazara alındığında TTK.’nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 2018 yılında takip başlatıldığını, alacaklının kambiyo senedi vasfındaki bu bonolar ile ilgili genel haciz yolu ile takip yapmasının TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanunun 661. maddesini bertaraf edemeyeceğini, zamanaşımı gerçekleşen bono için genel haciz yolu ile takip yapılması halinde dahi uygulanacak zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu ve borçlunun da zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesi ile itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 22/01/2020 tanzim, 30/03/2020 vade tarihli 16.897,00 TL bedelli bono olduğu, bonoda davacı borçlunun keşideci, davalı alacaklının ise ciranta konumunda bulunduğu, başvurunun yasal süresi içerisinde yapıldığı, başvuru borca itiraz niteliğinde olup anılan itiraz hakkında İİK'nın 169/a maddesinin uygulanması gerektiği, davacı borçlunun ödeme iddiasını dayandırdığı belgelerde dayanak bonoya açık bir atfın da bulunmadığı, borcun ödendiği itirazının İİK'nın 169/a maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile ispatlanamadığı, alacaklının cevap dilekçesinde yapılan ödemelere yönelik kabulünün bulunmadığı, İcra Mahkemesi önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından anılan mahkemenin kararlarının kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği...
İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereğince borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması gerekir. Diğer taraftan, borçlular vekilinin dilekçesindeki açıklamaları itibariyle de; İİK.'nun 170/a maddesi uyarınca, icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını gerek talep üzerine gerek resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı, borcun bulunmadığı ve zamanaşımına uğradığına dair, borca itiraz ile İİK.nun 170/a maddesine dayalı şikayetidir....
İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereğince borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması gerekir. Diğer taraftan, borçlular vekilinin dilekçesindeki açıklamaları itibariyle de; İİK.nun 170/a maddesi uyarınca, icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını gerek talep üzerine gerek resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 168/5 maddesine dayalı, borcun bulunmadığı ve zamanaşımına uğradığına dair, borca itiraz ile İİK.nun 170/a maddesine dayalı şikayetidir....
Yine İİK'nun 170/a maddesi uyarınca; "İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir". Somut olayda borçlu tarafından bonodaki imzaya itiraz edilmemiştir. Ayrıca TTK'nun 776. maddesi uyarınca bonodaki unsurlar da tamdır. Borçlunun imza atılı bir kağıdın ekleme yapılmak suretiyle bonoya dönüştürüldüğü ve bonodaki alacağa dayanak oluşturan bir ticari ilişkinin mevcut olmadığına dair iddiaları, ancak genel mahkemelerde açılacak bir menfi tespit davasında incelenebilir....
Yine İİK'nun 170/a maddesi uyarınca; "İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir". Somut olayda borçlu tarafından bonodaki imzaya itiraz edilmemiştir. Ayrıca TTK'nun 776. maddesi uyarınca bonodaki unsurlar da tamdır. Borçlunun imza atılı bir kağıdın ekleme yapılmak suretiyle bonoya dönüştürüldüğü ve bonodaki alacağa dayanak oluşturan bir ticari ilişkinin mevcut olmadığına dair iddiaları, ancak genel mahkemelerde açılacak bir menfi tespit davasında incelenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, aval veren borçlunun süresi içinde icra mahkemesine başvurarak, keşideci imzası bulunmadığından bonoların kambiyo vasfında olmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, şikayetçi borçlunun iki imzayı da kabul ettiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Takibe dayanak yapılan 11.11.2014 tanzim 30.01.2015 vade tarihli 7.260 TL bedelli bonoda düzenleyen olarak ...Geri Dönüşüm Ltd....
İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti gibi taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğu iddiasına dayalı haczin kaldırılması şikayeti de, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, kıymet takdir raporu davacı eşe 10/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, 17/03/2021 tarihinde açılan dava ile meskeniyet şikayeti bildirilmiştir. Buna göre, davacı eşin icra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yaptığı başvuru, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. TMK'nın 194. maddesi aynen “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” hükmünü içermektedir. Yasal bu düzenleme, aile konutunun tapu sicilinde maliki olan borçlunun borcundan dolayı alacaklıların yapacakları icra takibi sonucu satışına engel teşkil etmez....