WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, senetteki imzanın davacıya ait olmadığı, dava tarihi itibariyle davacının maaşından yapılan kesintiler toplamının 39.828,23 TL olduğu, davanın menfi tespit davası iken istirdata döndüğü, istirdat davasında tazminat olamayacağı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacının senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 39.828,23 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava menfi tespit ve istirdat davası olup mahkemece takibe konu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı aleyhine girişilen takipte ödeme emrinin davacıya 09.10.2003 tarihinde tebliğ edildiği, davacının mal beyanı dilekçesi ile birlikte borca itiraz ettiği, menfi tespit ve istirdat davalarının takibin kesinleşmesinden itibaren (1) yıl içinde açılması gerektiği, oysa davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık senet nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, icra kanalı ile tahsil edilen bedelin istirdadına ilişkindir. Kural olarak borçlu icra takibinden sonra yeni takip sırasında borç ödeninceye kadar borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (Bkz. Prof.B.Kuru İcra ve İflas Hukuku el kitabı s-311) Somut olayda icra kanalı ile davacı borçludan çeşitli tarihlerde tahsilatlar yapılmıştır. Son tahsilat tarihi ise 26.11.2007’ dir....

      lik çeke istinaden davalı tarafından, davacı hakkında 12.11.2007 tarihinde icra takibi yapılmış, davacı 08.02.2008 tarihinde menfi tespit ve istirdat davası açma hakkını saklı tutarak borcu ödemiş, aynı tarihde de iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, davacının çekle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 72/1. maddesi hükmüne göre borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit açabilir.Aynı maddenin 7. fıkrası hükmüne göre borçlu olmadığı bir parayı temamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak pararın geriye alınmasını isteyebilir. Somut olayda davacı borçlu 08.02.2008 tarihde borcu ödemiş, aynı tarihte menfi tespit davası açmıştır....

        lll.İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasıdır.Uyuşmazlık: davacının davalıya ----- takip dosyasındaki senetten kaynaklı borçlu olup olmadığının tespiti hususlarındadır. Davacı, davalıdan----- satın aldığını, buna ilişkin noter satış sözleşmesini mahkemeye sunduğunu, satışa konu aracın resmiyette ----- adına kayıtlı olduğunu, aracı davalıdan satın aldığını, devri üçüncü kişi -------- yaptığını, aracı ilk aldığında davalıya hiç para vermediğini vade ile ödeyeceğini, küçük bir miktar ödediğini, dava konusu senedin de aracın ödenmeyen satış bedeline ilişkin olduğunu, aracın ayıplı satıldığını iddia ettiği, davalının ise, araç satışını doğruladığı, dava konusu senedin ödenmeyen araç bedeline ilişkin olduğunu, lakin alacağından vazgeçtiğini, beyan etmiştir. Davalının alacağından vazgeçmesi nedeniyle, taraflar sulh olduğundan davacının -----dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

          Bu durumda artık davacının, dava konusu icra takibinden dolayı, menfi tespit davası değil istirdat davası açması mümkün olup, hukuki niteleme hakime ait olduğundan, davanın istirdat davası olarak görülmesi gerekmektedir. 2-İstirdat davasının maddi hukuka ve takip hukukuna ilişkin şartları mevcut olup, bu davanın maddi hukuka tek şartı, davacının borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olmasıdır. Davacı istirdat davası açabilmek için, maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı bir parayı, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmalıdır. Geri verilmesi istenen paranın maddi hukuk bakımından geri istenmesinin mümkün olması gerekir. Burada borçlu yalnız borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlü olup, bu parayı yanılarak (hata ile) kendisini borçlu sanıp ödemiş olduğunu ispat etmek zorunda değildir. İstirdat davası, bir yıl içinde açılabilir. Bir yıllık dava açma süresi zamanaşımı değil hak düşürücü süredir. Bu nedenle mahkemece kendiliğinden gözetilir....

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, davalı ... tarafından takibe konulan 10.08.2005 tarihli 25.000.-YTL. bedelli çekin, davalılar tarafından hakka ve ahlâka aykırı biçimde ele geçirilerek davacılar aleyhine takibe girişildiği gerekçesiyle borçlu olunmadığının tespiti ve % 40 tazminat istemine ilişkindir. Birleşen davada davacı vekili, çek zayi sebebiyle açılan 2005/553 Esas nolu dosyada, çeki elinde bulunduranların belirlenmesi üzerine, mahkemece verilen süre içinde açılması istenilen çek istirdat davası olduğunu belirterek, 25.000.-YTL. bedelli çekin davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemine ilişkindir....

              Mahkemece; davanın KISMEN KABULÜ ile; davacının; Bakırköy 3.İcra Müdürlüğünün 2009/8187 E.sayılı dosyası ile ilgili menfi tespit talebinin reddine; davacının; Bakırköy 6.İcra Müdürlüğünün 2009/669 E. sayılı dosyasında; asıl alacak olarak davalıya 419,61 TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE; Davacının, Bakırköy 10.İcra Müdürlüğünün 2009/889 E.sayılı dosyasında; asıl alacak olarak davalıya 2.389,85 TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE; Davacının, Bakırköy 10 İcra.Müdürlüğünün 2009/25909 E.sayılı dosyasında davalıya 260,94 TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE;( Dava konusu icra takipleri ile davacıdan gecikme faizi ve KDV ile birlikte toplam 14.464,84 TL alacak talep edilmiş olup, davacı; toplam alacak talebine göre 6.701,95 TL borçlu değildir.).Davacının, Bakırköy 3.İcra Müdürlüğünün 2009/8187 E. sayılı dosyası ile yapılan takip dışındaki dava konusu icra takipleri yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiş; sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir...

                Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır.Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı olan alacaklıdadır. Ancak bu kuralın bazı istisnaları bulunmaktadır. Örneğin somut davada olduğu gibi menfi tespit davasında takibe konu kambiyo senedinin bedelsizliğini ileri süren davacı olan borçlu bu iddiasını ispat ile mükelleftir....

                  Sonuç olarak davaya istirdat davası olarak devam edilmesine karar verilmiştir. Yine davacı vekili tarafından dosyaya kazandırılmış ----- sayılı delil tespiti dosyası, keşif zaptı ve bilirkişi raporları çerçevesinde tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Kambiyo senedi vasfındaki çek bir ödeme aracıdır. Aksi yazılı veya kesin delillerle davacı tarafından ispat edilmelidir. Davacı taraf çeklerin bir satış sözleşmesinin ön ödemesi olarak verildiğine dair yazılı delil sunamamıştır. Davacı tarafa yemin deliline başvurma hakları hatırlatılmış, davacı taraf yemin deliline başvuracağını bildirmiştir. ----- delil tespiti dosyasından keşif zaptı ve bilirkişi raporları dosyaya sunulmuştur....

                    Mahkemece: “Davacı vekilinin açmış olduğu davanın KABULÜNE, -Davalı kurumun 26.11.2009 tarih 684622 sayılı İŞLEMİNİN İPTALİ ile davacıya dul aylığının 23.06.2009 tarihi itibari ile YENİDEN BAĞLANMASINA, -23.06.2009 tarihinden itibaren kesilen aylıklarının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı kurum tarafından davacıya ÖDENMESİ GEREKTİĞİNİN TESPİTİNE, -Davacının 01.10.2008-23.06.2009 tarihleri arasında yapılan ödemelerden dolayı davalıya BORCU OLMADIĞININ TESPİTİNE,” karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin yasal koşullar bulunduğundan, davacıya bağlanan ölüm aylığını iptal ederek yersiz ödemelerin iadesini talep eden Kurum işleminin iptali yerindedir. Aynı nedenle davacının borçlu olmadığının tespiti de doğrudur. Ancak birikmiş aylıkların dava tarihinden tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline ilişkin karar hatalı olmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu