Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, davalı ... tarafından takibe konulan 10.08.2005 tarihli 25.000.-YTL. bedelli çekin, davalılar tarafından hakka ve ahlâka aykırı biçimde ele geçirilerek davacılar aleyhine takibe girişildiği gerekçesiyle borçlu olunmadığının tespiti ve % 40 tazminat istemine ilişkindir. Birleşen davada davacı vekili, çek zayi sebebiyle açılan 2005/553 Esas nolu dosyada, çeki elinde bulunduranların belirlenmesi üzerine, mahkemece verilen süre içinde açılması istenilen çek istirdat davası olduğunu belirterek, 25.000.-YTL. bedelli çekin davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, eser sözleşmesine dayanan borçlu olmadığının tespiti ve istirdat isteminden ibarettir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 14.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece: “Davacı vekilinin açmış olduğu davanın KABULÜNE, -Davalı kurumun 26.11.2009 tarih 684622 sayılı İŞLEMİNİN İPTALİ ile davacıya dul aylığının 23.06.2009 tarihi itibari ile YENİDEN BAĞLANMASINA, -23.06.2009 tarihinden itibaren kesilen aylıklarının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı kurum tarafından davacıya ÖDENMESİ GEREKTİĞİNİN TESPİTİNE, -Davacının 01.10.2008-23.06.2009 tarihleri arasında yapılan ödemelerden dolayı davalıya BORCU OLMADIĞININ TESPİTİNE,” karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin yasal koşullar bulunduğundan, davacıya bağlanan ölüm aylığını iptal ederek yersiz ödemelerin iadesini talep eden Kurum işleminin iptali yerindedir. Aynı nedenle davacının borçlu olmadığının tespiti de doğrudur. Ancak birikmiş aylıkların dava tarihinden tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline ilişkin karar hatalı olmuştur....

        Sonuç olarak davaya istirdat davası olarak devam edilmesine karar verilmiştir. Yine davacı vekili tarafından dosyaya kazandırılmış ----- sayılı delil tespiti dosyası, keşif zaptı ve bilirkişi raporları çerçevesinde tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Kambiyo senedi vasfındaki çek bir ödeme aracıdır. Aksi yazılı veya kesin delillerle davacı tarafından ispat edilmelidir. Davacı taraf çeklerin bir satış sözleşmesinin ön ödemesi olarak verildiğine dair yazılı delil sunamamıştır. Davacı tarafa yemin deliline başvurma hakları hatırlatılmış, davacı taraf yemin deliline başvuracağını bildirmiştir. ----- delil tespiti dosyasından keşif zaptı ve bilirkişi raporları dosyaya sunulmuştur....

          Davacı tarafın ikame ettiği dava istirdat davasıdır. Hukuki ihtilafın daha iyi anlaşılması için istirdat davasının hukuki niteliğine değinmek gerekir. "Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İstanbul 2013, s. 346). Menfi tespit davası, İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Başka bir anlatımla; kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....

            Davacı tarafın ikame ettiği dava istirdat davasıdır. Hukuki ihtilafın daha iyi anlaşılması için istirdat davasının hukuki niteliğine değinmek gerekir. "Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İstanbul 2013, s. 346). Menfi tespit davası, İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Başka bir anlatımla; kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....

              Mahkemece, ödenmeyen aynı düzenleme tarihli ve bedelli 25.06.2013 vade tarihli senet yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken bedeli dava devam ederken icra dosyasına ödenen 25.12.2013 vade tarihli senet yönünden borçlu olmadığının tespiti yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekir ise de bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                Davacı, 24.07.2002 tarihli, “Sözleşmedir” başlıklı, davalı yanca imzalı ve imzası inkar edilmeyen belge ile davalıya olan borcun tahsil edildiği belirtildiği halde, davalının davacı aleyhine 20.06.2001 günü başladığı icra takibine devam ettiğini beyanla borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuş, yargılama sırasında sunduğu davalı-alacaklı vekili tarafından imzalı, imzası inkar edilmeyen 27.08.2002 günlü belge ile de borcun ikinci kez ödendiğini ileri sürerek mükerrer tahsil edilen tutarın istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Borçlu-davacının açmış olduğu menfi tespit davası sırasında borcun ikinci kez ödenmiş olması nedeniyle dava, İİK'nun 72/VI. maddesi uyarınca istirdat davasına dönüşmüş olmakla davacının menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülmesine ilişkin olarak başkaca bir işlem yapmasına, diğer bir deyişle ilave harç yatırmasına gerek yoktur....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine konulan bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile istirdat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi istemiştir. Mahkemece senedin bedelsiz kaldığı iddiasının davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞINMAZ NİTELİĞİNİN TESPİTİ (MERA OLMADIĞININ) İSTEMİ Dava, 11.04.1977 tarihli 31-820/0310 sayılı tahsis kararı gereğince mera siciline kaydedilmiş olan 1022 sayılı parselin mera niteliği taşımadığının tespiti istemi ile açılmış olduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu