"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, senet iptali ve istirdat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ye ödendiğinden, buradan iadesi mümkün iken davacıdan iadesinin istenilmesinin usule ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takip, nedeniyle menfi tespit-istirdat davası açıldığı, davanın görüldüğü ... 20. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/468 Esas sayılı dosyasında 31.01.2012 tarihinde "...takibe konu alacak yönünden davacının borçluya borçlu olmadığının tespiti ile bu dosyada tahsil edilen 156.565,68 TL'nin davalıdan istirdadına" karar verildiği, alacaklı vekilinin anılan davada hükmedilen miktarla ilgili olarak tahsil ve cezaevi harcı miktarının mahsubu yapılarak dosyaya depo edilecek miktarın belirlenmesini istediği, İcra Müdürlüğü'nce talebin reddedildiği anlaşılmaktadır....
Diğer bir anlatım ile açılan borçlu olmadığının tespiti davası, yargılama sürerken yapılan ödeme nedeni ile istirdat davasına dönüşmüştür. Mahkemece, istirdat davasına yönelik hüküm kurulması gerekirken ödeme yapılmamış gibi borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2014/15258 E. sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 21.399,14 TL takip çıkışlı icra takibi başlatıldığını, davalı alacaklı tarafından anılı takibe dayanak 20.08.2014 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çeke ilişkin, müvekkiline borçlu olmadığının tespiti ve bu takip nedeniyle taraflarına ödenen 17.362,84 TL'nin iadesi talepli dava ikame edildiğini, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/124 Esas sayılı dosyasında menfi tespit ve istirdat talepli dava görüldüğünü, davalı alacaklının takibe dayanak gösterdiği mahkemenin 15.04.2021 tarihli 2021/332 K. sayılı kararı ile "Davacının İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2014/15258 Esas sayılı dosyasında takibe konu lehtarı T3 keşidecisi Özkan HAYALOGLU, keşide tarihi 20/08/2014, olan 20.000,00 TL bedelli çek nedeniyle BORÇLU OLMADIGININ TESPITI ile yalnızca davacı yönünden İzmir 11....
Maddesi uyarınca, takibe dayanak teşkil eden bono nedeniyle borçlu olunmadığı olunan ve icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstirdat davasının maddi hukuka ve takip hukukuna ilişkin şartları mevcut olup, bu davanın maddi hukuka tek şartı, davacının borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olmasıdır. Davacı istirdat davası açabilmek için, maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı bir parayı, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmalıdır. Geri verilmesi istenen paranın maddi hukuk bakımından geri istenmesinin mümkün olması gerekir. Burada borçlu yalnız borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlü olup, bu parayı yanılarak (hata ile) kendisini borçlu sanıp ödemiş olduğunu ispat etmek zorunda değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞINMAZ NİTELİĞİNİN TESPİTİ (MERA OLMADIĞININ) İSTEMİ Dava, 11.04.1977 tarihli 31-820/0310 sayılı tahsis kararı gereğince mera siciline kaydedilmiş olan 1022 sayılı parselin mera niteliği taşımadığının tespiti istemi ile açılmış olduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davada, dava dışı kiracının tükettiği elektrik borcunun (yeni abonelik tesisi için) davalı idareye ödenmek durumunda kalındığı, oysa kiracının borcundan sorumlu olunmadığı, böylece borçlu bulunmadığı hususunun tespiti ile yapılan ödemenin geri tahsili istenilmiş; mahkemece, istirdat davası için öngörülen 1 yıllık sürede dava açılmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Kural olarak olayları izah taraflara, hukuki nitelemede bulunmak Hakim'e ait bir görevdir (HUMK.mad.76). Somut olayda aslında üçüncü şahsın tükettiği elektrik bedelinin yeni abonelik tesisi için ödendiği ileri sürelerek, iradi olmayan ödemenin geri tahsili istenmektedir. Bu durumda dava, İcra İflas Kanununun 72.maddesi kapsamında istirdat değil, BK.nun 61.maddesine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemidir. Delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek hak düşürücü süreden bahisle istemin reddi doğru görülmemiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkin olup, yargılama sırasında borç ödenmekle istirdat davasına dönüşmüştür. Ancak İDM bu yönde değerlendirme yapmadan dava devam ederken dava konusunun ortadan kaldırıldığı gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Diğer bir deyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dava dilekçesinde hem menfi tespit hem de istirdat talebinde bulunduğunu, davacı taraf istirdat talebine ilişkin olarak arabulucuğa başvurmadığından ve bu talebine ilişkin gerekli harçlar ödenmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini, takibin dayanağı olan bono, borçlu-murisin Adem Genç'ten aldığı mobilyalara karşılık keşide edildiğinden tüketici senedi olduğunu, Tüketici senetlerine ilişkin açılan menfi tespit-istirdat davalarında görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğunu, bu nedenle görev yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından sunulan evraklardan anlaşıldığı kadarıyla borçlu-murisin dava dilekçesinde davacı olarak belirtilen mirasçı dışında da mirasçıları bulunduğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda borçlunun diğer mirasçılarının da davaya dahil edilmesi gerektiğini, Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması mümkün olmadığından davanın 6100 sayılı HMK 114/2-115/1,2 maddeleri uyarınca...