Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca, takibe dayanak teşkil eden bono nedeniyle borçlu olunmadığı olunan ve icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstirdat davasının maddi hukuka ve takip hukukuna ilişkin şartları mevcut olup, bu davanın maddi hukuka tek şartı, davacının borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olmasıdır. Davacı istirdat davası açabilmek için, maddi hukuk bakımından borçlu olmadığı bir parayı, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmalıdır. Geri verilmesi istenen paranın maddi hukuk bakımından geri istenmesinin mümkün olması gerekir. Burada borçlu yalnız borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlü olup, bu parayı yanılarak (hata ile) kendisini borçlu sanıp ödemiş olduğunu ispat etmek zorunda değildir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, davalı tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 17.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkin olup, yargılama sırasında borç ödenmekle istirdat davasına dönüşmüştür. Ancak İDM bu yönde değerlendirme yapmadan dava devam ederken dava konusunun ortadan kaldırıldığı gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Diğer bir deyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dava dilekçesinde hem menfi tespit hem de istirdat talebinde bulunduğunu, davacı taraf istirdat talebine ilişkin olarak arabulucuğa başvurmadığından ve bu talebine ilişkin gerekli harçlar ödenmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini, takibin dayanağı olan bono, borçlu-murisin Adem Genç'ten aldığı mobilyalara karşılık keşide edildiğinden tüketici senedi olduğunu, Tüketici senetlerine ilişkin açılan menfi tespit-istirdat davalarında görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğunu, bu nedenle görev yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından sunulan evraklardan anlaşıldığı kadarıyla borçlu-murisin dava dilekçesinde davacı olarak belirtilen mirasçı dışında da mirasçıları bulunduğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda borçlunun diğer mirasçılarının da davaya dahil edilmesi gerektiğini, Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması mümkün olmadığından davanın 6100 sayılı HMK 114/2-115/1,2 maddeleri uyarınca...

        Mahkemece davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir. Karar davacı vekili ve davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

          Somut olayda, tespit davası zımmında tedbir kararı alınmamış olduğu ve bu sırada davacı vekilinin 29.12.2015 tarihli celsede dosya borcu ödendiği için taleplerini istirdat olarak değiştirdiklerini beyan etmesine rağmen, mahkemece, davacı vekilince icra takibi sonucu icra dosyasına ödeme yapıldığından davanın istirdat istemine dönüştüğü beyan edilmiş ise de, davanın menfi tespit istemli olarak açıldığı, dava harcının bu dava niteliğine göre açıldığı, davacı tarafça davanın istirdat niteliğine yönelik ıslah dilekçesi verilmediği, son celse bu hususta beyanda bulunulduğu anlaşılmış; davacının harcı ödenerek açılmış dava dosyasındaki talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulü ile ... 5. İcra Dairesi'nin 2011/6494 Esas sayılı icra takip dosyasından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür. Yargılama aşamasında, ... 5....

            Somut uyuşmazlıkta dava, İİK'nin 72. maddesi gereğince menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerektiği gözetilerek, HMK’nin 27. maddesi uyarınca taleple bağlılık kuralı gereği davacıların borçluluk durumu saptanarak menfi tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Davacıların 9.000 TL yönünden borçlu olmadıklarına yönelik talepleri karşısında, mahkemece, 2.148,86’şar TL'lik kısmı yönünden borçlu olduklarının tespitine, miktarı ve hangi davacı tarafından fazladan ödendiği belirtilmeksizin “ ...bu icra dosyası üzerinde fazladan ödemiş oldukları miktarların istirdatına..” karar verilmiş olması, HMK'nin 297/2. maddesi hükmüne de aykırıdır....

              Davacı, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı idareye haksız olarak ödenen misafirhane masraf ve giderlerinin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte istirdadı isteminde bulunmuştur. Davalı, cebri icra yapılmadığı gibi davacıya borçlu olmadığı bir meblağın ödettirilmesinin de söz konusu olmadığını, davacının oturduğu lojman giderlerinin kendisinden tahsil edildiğini, 2009 yılında yapılan denetlemelerde 2003-2009 yılları arası misafirhanenin lojman olarak kullanıldığı tespit edilerek lojman kirası, elektrik ve su giderlerinin ödenmemesi nedeniyle kamu zararı çıkarıldığını, davacının ödediği meblağın hukuki dayanaktan yoksun olmadığını, İİK’nın 72. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının 2009 yılından bu yana ödediği taksitler için istirdat davası açamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                nun aracından çalındığını, ... 3 Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çeklerin iptaline karar verildiğini, çek iptali kararı nedeniyle davalının alacak talep edemeyeceğini, davacıların cirantalarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek davacıların icra dosyalarında çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeklerle ilgili olarak ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/30 Esas sayılı istirdat davasında davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay aşamasında olduğunu, davacıların istirdat davasının reddi nedeniyle borçlu olduğunun belirlendiğini hasımsız çek iptali kararının borçsuzluğu ispata yeterli olmadığını belirterek davanın reddi ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kooperatif eski Yönetim Kurulu yetkililerinin keşide ederek davalıya verdiği 12.10.2001 vade tarihli 5.750.-YTL. bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptali ve ödenen 2.900.-YTL.nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari reeskont faizi ile tahsili ve % 40 tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece menfi tespit ve istirdat davasının reddine, davadan ve takipten önce ödeme yapıldığından, takipteki alacağın 2.850.-YTL. asıl alacak üzerinden yapılmasına, davaya takipten önce ödenen ve takip sırasında düşülmeyen 8.00....

                    UYAP Entegrasyonu