Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca somut olayda rızası alınmadan kefil olunması sebebiyle kefalet sözleşmesi geçersiz olduğunu, bu sebeple öncelikle icra takibiyle birlikte satış işleminin durdurulmasını, hukuka aykırı olarak tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı Vakıfbank vekili cevap dilekçesinde özetle; ipotek ile ilgili Türk Medeni Kanunu hükümleri incelendiğinde kural olarak ipotek tesisinde rızası aranmadığı açık olduğundan, davacı tarafın dilekçesinde dayandığı TBK 581 maddesi ve devamında düzenlenen kefalet sözleşmesi ipotek işleminden tamamen farklı olduğu, kefalet sözleşmesi ile kefil alacaklıya karşı borçlunun borunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üsttlenmektedir. TBK 582 ve devamı maddelerinde kefaletin koşulları düzenlenmekte olduğu ve bu koşullar arasında ipotek tesisi şartları arasında sayılmayan rızası sayılmaktadır....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece yürütülen kovuşturma sonucunda, davanın reddine karar verildiğini, söz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, müvekkiller aleyhine Kayseri 1.İcra Müdürlüğü’nün 2019/3242 Esas sayılı icra takibi yapılarak tarafına ödeme emri gönderildiğini, ilgili icra takibinde ödeme emri 21.05.2019 tarihinde tebliğ olunduğunu, ancak, icra takibine konu olan bono senedi üzerindeki bütün yazılar (vade tarihi dahil) müvekkilin rızası dışında yazıldığını ve bono senedi tahrip edildiğini, bono senedinin vade tarihli, yetkili Mahkeme ve alacaklı ismi müvekkillerin rıza i hilafına doldurularak, sonradan yazıldığını, müvekkillerden bu sayede haksız yere faiz alacağı talep edilmesine olanak kılındığını, müvekkillerin bilgisi dışında senet üzerinde değişiklik yapıldığını ve icra takibi sonradan yazılan vadeye göre başlatıldığını, ayrıca bu senedin alacaklısının T3...

Olayda, aile konutu üzerinde hak sahibi olan davalı , dava dışı ... ... kredi borcuna karşılık, davacının açık rızası alınmaksızın diğer davalı.... lehine 28.7.2005 tarihinde konut üzerinde ipotek tesis ettirmiştir. İpotek tesisine ilişkin işlem tarihinde konutun tapu kütüğünde “aile konutu olduğuna” ilişkin şerhin bulunmadığı tartışmasızdır. Bu durumda, lehine ipotek tesis edilen davalı iyiniyetli ise, kazanımı korunur. (TMK. m.1023) Kanunun, iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, aslolan iyiniyetin varlığıdır. Ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. (TMK. m.3) Lehine ipotek tesis edilen şirket bir finans kuruluşudur. Yapılan işlemin hukuki niteliği itibarıyla bir takım araştırmalar yapmak durumundadır. İpotek tesisine konu taşınmazın mesken niteliğinde olduğunu bilmektedir. “Buranın aile konutu olduğunu bilmediğine” ilişkin bir savunması da yoktur....

    Dava dilekçesinde müvekkilinin söz konusu bonolarda keşideci olarak yer alan ... şirketinin müdürü olduğunu ifade etmiştir. Türk Ticaret Kanunun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da TTK 701 ve 702. maddelerinin uygulanması gerekecektir. Bu nedenle avale ilişkin hükümlerin düzenlendiği; Aval; I - Aval verenler MADDE 700- (1) Poliçede bedelin ödenmesi, aval suretiyle tamamen veya kısmen teminat altına alınabilir. (2) Bu teminat, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilir. II - Şekil MADDE 701- (1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. (2) Aval “aval içindir” veya bununla anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. (3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. (4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır....

      SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 2. bentte yer alan bozma sebebine göre ipoteğin kaldırılması davasına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.11.2018 (Per.)...

        na verilecektir" ibarelerinin yer aldığı, ilgili sözleşmenin davacı ... tarafından ve dava dışı ....... tarafından taraf sıfatı ile imza altına alındığı, sözleşmeyi düzenleyen olarak imzasız bir şekilde ... isminin yer aldığı görülmektedir Bilindiği üzere, 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı eTTK) kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir. İstirdat davası olarak nitelenen bu dava özü itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası niteliğindedir....

          ne ciro edilen 15.000,00-TL tutarlı, 15/05/2021 vadeli bir adet senet müvekkilinin uhdesi iken rızası dışında elinden çıktığını senetin çalınmiş veya kaybedilmiş olduğundan senetin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TTK'nun 778/ı maddesi göndermesi ile aynı Kanunun 757. ve devamı maddeleri gereğince açılmış zayi nedeniyle bono iptali istemine ilişkindir. Dava konusu edilen bono hakkında yasa gereği Ticaret Sicil Gazetesinde 05/04/2022 tarihinde birinci, 13/04/2022 tarihinde ikinci ve 21/04/2022 tarihinde üçüncü kez ilan yapılmış, ilk ilan tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde mahkememize herhangi bir başvuruda bulunulmamıştır....

            SAVUNMA: Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili ipotek banka lehine tesis edilirken olan T1 bankada eşine ilgili taşınmaz ile ilgili yukarda ismi zikredilen şirkete karşı Nusaybin ilçesi Yeni Turan Mahallesi 51 ada 2 nolu parsel üzerinde bulunan ve dava konusu olan taşınmaz için muvaffakat verdiğini, her ne kadar davacı ipotekten haberdar olmadığını beyan edip rızası olmadan böyle bir işlemin tesis edildiğini beyan edip buna yönelik dava açmış olsa da davayı açmasındaki en büyük sebebin ilgili taşınmazın satışına engel olmak olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            zararların doğmasına sebebiyet vereceğini beyan ederek müvekkili bankanın rızası olmaksızın elinden çıkan yukarıda dökümü yapılan bono bedellerinin ödenmemesi için öncelikle ihtiyati tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesine, ödeme yasağı kararının ifası için bonoların keşidecilerinin /borçlularının yukarıda verilen adreslerine ödeme yasağı kararının tebliğine, neticede dilekçe içeriğinde dökümü yapılan bonoların iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

              Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan , aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası aanarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak da verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık” olması gerekir. Somut olayda, davalı dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı şirket lehine ipotek tesis etmiş, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu