Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın davalı adına 09.12.2005 tarihinde tescil edildiği, ipoteğin de kullandırılan konut kredisinin teminatını teşkil etmek üzere aynı tarihte tesis edildiği, aile konutu şerhinin ise daha sonra 26.05.2006 tarihinde konulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı, lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın kötü niyetli olduğunu kanıtlayamamıştır. Şu hale göre tapuya güven ilkesini esas alan Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi koşulları işlem tarafı olan davalı banka lehine gerçekleşmiştir. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir (HGK'nun 24.04.2013 tarih, 2012/2-1567 esas, 2013/579 karar sayılı ilamı),..." gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı: 9. Ankara 7. Aile Mahkemesinin 05.02.2015 tarihli ve 2014/1636 E., 2015/95 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçeyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 10....

    TTK.nun 778 .maddesi göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken (çekler için 818) TTK.nun 680, maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Tedavüle çıkıncaya kadar bu eksiklik giderilebileceğinden, bu tür bono düzenlenirken veya tamamen doldurulmamış bir bono tedavüle çıkarken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile ispat olunmadığı sürece, bono üzerinde yazılı olan rakam, yazı, tanzim ve vade tarihi geçerliliği ve varlığını korur. Takibe konu bononun taşıdığı tarihlerin aksine bir vade tarihi ve tanzim yeri olduğu iddiası yazılı belge ile kanıtlanmadığından kambiyo senetlerine özgü takip hakkı bulunmadığı yönündeki şikayet yerinde görülmemiştir. Öte yandan takibin dayanağının kambiyo senedi niteliğinde bono olması nedeniyle BK 88. Maddesi uyarınca kefeletlerde aranılan rızası kambiyo senedinin keşideci/avalistleri için de aranacağına dair yasal mevzuat bulunmamaktadır....

    Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin "açık rızası" alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere "geçerli olduğunu" kabul etmek imkansızdır. söyleyişle eşin "açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca benimsenen yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.01.2016(Çrş.)...

      Bizim de katıldığımız görüş ise kefalet sözleşmesi yapıldıktan sonra elde edilen rızanın baskı altında verilmiş olması ihtimalinin çok yüksek olduğunu, dolayısıyla başlangıçta eşin rızası şartını taşımayan kefalet sözleşmesine icazet yoluyla geçerlilik kazandırılamamasının kanun koyucunun aileyi koruma amacına daha uygun düştüğünü savunmaktadır." (Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası, Prof. Dr. Arif Burhanettin KOCAMAN, Kübra KAYA; Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 6 Sayı 1 - Haziran 2020 1-29) Somut olayda davalı eşinin rızası TBK 584. Maddesinde yer alan düzenlemelerle rızanın en geç sözleşme kurulurken verilmesi gerekirken sözleşme akdedildikten iki hafta sonra verildiği anlaşıldığından davalı kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın REDDİNE, 2-Davacı ......

        Bizim de katıldığımız görüş ise kefalet sözleşmesi yapıldıktan sonra elde edilen rızanın baskı altında verilmiş olması ihtimalinin çok yüksek olduğunu, dolayısıyla başlangıçta eşin rızası şartını taşımayan kefalet sözleşmesine icazet yoluyla geçerlilik kazandırılamamasının kanun koyucunun aileyi koruma amacına daha uygun düştüğünü savunmaktadır." (Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası, Prof. Dr. Arif Burhanettin KOCAMAN, Kübra KAYA; Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 6 Sayı 1 - Haziran 2020 1-29) Somut olayda davalı eşinin rızası TBK 584. Maddesinde yer alan düzenlemelerle rızanın en geç sözleşme kurulurken verilmesi gerekirken sözleşme akdedildikten iki hafta sonra verildiği anlaşıldığından davalı kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın REDDİNE, 2-Davacı ......

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Uyuşmazlık; dava konusu çekteki avalin sahte olduğu iddiasına dayalı olarak borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin, İİK.nun 72/3.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 72.maddesi gereğince; Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Aynı iddialarla mahkememizin 2023/138 E. Dosyasında aynı davacı tarafından aynı davalıya karşı açılmış Menfi tespit davası bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK.nun "Davaların Birleştirilmesi'' başlıklı 166. Maddesi gereğince; (1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir....

            Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan , aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi "Tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bıı nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "Açık" olması gerekir. (... Medeni Kanununun Getirdiği ...; ..., ... 2007. ... Basıdan İkinci ... Bası. s. 41-42). Somut olayda, taşınmaz aile konutu olup, davalı dava konusu aile konutunu davalılardan ... ...'ya devretmiştir. Bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası bulunmaktadır....

              -TL bedelli bononun kötüniyetli 3.kişilerin eline geçmesi halinde mağduriyetinin doğacağı kuvvetle muhtemel olduğundan, ibraz edilmeleri halinde ödenmemeleri için TTK.md.662 v.s. maddeleri uyarınca ödeme yasağı konulmasına, yapılacak yargılama neticesi davanın kabulü ile, müvekkili rızası hilafına elinden çıkan bononun TTK.md.651 ve devamı uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TTK'nın 778/1-ı maddesinin yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken 757. vd. maddeleri hükümlerine göre açılan zayi nedeniyle bono iptali davasıdır. TTK. hükümleri uyarınca dava dilekçesinde bahsi geçen bono ile ilgili Ticaret Sicili Gazetesinde üç kez ilan yaptırılmış birinci ilanın 17/02/2023 tarihinde, ikinci ilanın 27/02/2023 tarihinde ve üçüncü ilanın 07/03/2023 tarihinde yapıldığı, yapılan ilanlara rağmen bono ile ilgili mahkememize herhangi bir müracaatın yapılmadığı belirlenmiştir....

                Maddesi uyarınca somut olayda rızası alınması gerektiği, rızasının 25.000,00 TL'lik kısmı için bulunduğu, 125.000,00 TL'lik kısmı için bulunmadığı, bu durumda rızası alınmayan 125.000,00 TL’lik kısım üzerinden davalının kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu, bu miktar üzerinden kefalet sorumluluğunun bulunmadığı dolayısıyla davalının sadece 25.000,00 TL’lik kısmında kefillik sıfatı nedeniyle sorumlu olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, Ankara 24.icra Müdürlüğünün 2018/6889 Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden aynı şartlarda devamına, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

                Mahkememizce, tüm dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler eşliğinde davacınn GKS 'de yer alan kefaletinin geçerli olup olmadığı, davalının bu kefalete ilişkin olarak talepte bulunup bulunamayacağı hususlarında rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği. Bilirkişilerin 05/07/2019 tarihli raporlarında özetle; tüm dosya kapsamı ile yapılan araştırma sonucundan Kefalette yer alan imzanın, ... Em. Uzmanı ... marifetiyle düzenlenen 01.04.2019 tarihli raporun sonuç bölümünde, ...'ın eli ürünü olmadığının belirlendiğini, Bu aşamadan sonra davalı bankanın asıl borçlu ve kefilin hayvancılık yapan esnaf olduklarından bunlar arasında yapılan kefalet sözleşmesinin geçerliği için rızasının aranmadığını beyan ettiğini, davacı müşterek borçlu müteselsil kefil ...'...

                  UYAP Entegrasyonu