O halde davalı-davacı kadın yararına manevi tazminat verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır....
Boşanmaya neden olan olaylarda; kadının kocasına hakaret ettiği, buna karşılık kocanın da eşine birden fazla kez fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; koca, eşine göre daha ağır kusurlu olup; mahkemece de kusur dağılımı bu şekilde kabul edilmiştir. Mahkemece boşanmayla birlikte; davacı-davalı kadın yararına; 150.000 TL maddi tazminat, 100.000 TL manevi tazminat ile 1500 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuklar için sırasıyla aylık 3000 TL ve 2000 TL olmak üzere aylık toplam 5000 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Eşin ödeme gücünün bulunması, onun yüksek miktarda nafaka ve tazminatla yükümlü tutulmasını gerektirmez. Nafakaların takdirinde esas olan, temel ihtiyaçların karşılanmasıdır. Yoksulluk nafakası yönünden, boşanmadan önceki yaşam standardının korunması gerekmez. Temel ihtiyaçların sıkıntı yaşanmaksızın karşılanması yeterlidir....
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı (kadın) yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir....
Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, düzenli çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusuru, davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır....
CEVAP Davalı erkek cevap dilekçesinde; kadının boşanma talebini kabul ettiğini, ancak iflas etmesi ve ekonomik durumunun iyi olmaması nedeniyle kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Bu husus gözetilmeden davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru olmamıştır. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmış olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiştir. 3- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175)....
açtığını, kendisinden habersiz yargılama yapıldığını, davalının çocuğun kendisinden olmadığına yönelik beyanının hakaret niteliğinde olduğunu belirterek; boşanma davasının açılış tarihinden itibaren faiziyle beraber kendisi ve çocuk için ayrı ayrı 1.000,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakası talep ve dava etmiştir....
Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümü de düzeltilmiştir. Açıklanan sebeplerle, davacı kadının kusura, tazminat ve nafaka miktarına; kocanın kusura yönelik istinaf isteminin kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kocanın sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı erkeğin eşinden habersiz müşterek hanedeki eşyaları boşalttığı; buna karşılık davacı-davalı kadının ise birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmakladır. Gerçekleşen bu durum karşısında tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit derecede kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Durum böyleyken davacı-davalı kadının ağır kusurlu olduğu yönündeki kusur belirlemesi ile bu hatalı kusur belirlemesi sonucu davalı-davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata (TMK mad. 174/1-2) hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince; davacı-karşı davalı erkeğin eşine ayrı yaşamaya başlamadan önce yaşanan son olayda hakaretlerde bulunduğu, davalı-karşı davacı kadının eşine karşı ailesi ile görüşmemesi konusunda ve kendisine ev alması konusunda baskı yaptığı, boşanmaya sebep olan olayda iki tarafında eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanı kabulü ile tarafların boşanmalarına, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-karşı davalı erkek süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, nafaka takdiri ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur....