Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra temyize konu davayı açmış ve davalıdan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. TMK.md.178) Davacının maddi ve manevi tazminat talebi, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesi uyarınca talep edilmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan, boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusur boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusurdur. Davacının, boşanma davasında dayanmadığı yeni vakıalara dayanması, bunlara ilişkin delil göstermesi, bu delillerin toplanması ve boşanma sebebi olarak boşanma kararında kabul edilmeyen, davalının kusurlu davranışlarına dayanarak boşanmadan sonra nafaka ve tazminata hükmedilmesi mümkün değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, (TMK m.162) bu kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m. 166/1) sebebide oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir....

      "Zina” sebebine dayanan boşanma talebi, toplanan deliller zinayı kabule yeterli olmadığında, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebiyle boşanma kararı verilmesini gerektirecek yeterlikte ise, “af’ olmadıkça veya dava hakkı düşmedikçe, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilmesi isteğini de içinde barındırır. Çünkü, zina mutlak boşanma sebebidir ve bu olayın evlilik birliğini temelinden yıktığı, kanunun bunu tek başına mutlak boşanma sebebi saymasıyla baştan kabul edilmiştir. Bu bakımdan kadının güven sarsıcı davranışları gerçekleştiğine, bu husus mahkemece de sabit kabul edildiğine göre, kocanın boşanma davası da kabul edilmeli ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilmelidir. Bu yönden sayın çoğunluk kararına katılmıyorum....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, erkek tarafından "anlaşmalı boşanma" talebiyle açılmış, ön inceleme duruşmasında davalı, boşanmak istemediğini beyan ederek davaya karşı çıkmıştır. Tarafların duruşmada "boşanma ve mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda" anlaşamadıkları görüldüğüne göre, dava anlaşmalı boşanma olmaktan çıkmış, kendiliğinden çekişmeli boşanma davasına dönüşmüştür. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

          Davalı erkeğin davasında verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması nedeniyle kadının davası boşanma istemi yönünden konusuz kalmış ise de erkeğin davasında verilen boşanma kararının kesinleşmesinden önce kadın tarafından açılan eldeki dava nedeniyle, taraflar arasında boşanma davalarına ilişkin kusur durumunun henüz kesinleşmediği, bölge adliye mahkemesince hem davalı erkeğin açtığı boşanma dava dosyası, hem de kadının eldeki boşanma dava dosyasındaki tüm deliller birlikte değerlendirilip tarafların kusur durumları belirlenerek, kadının tazminat ve nafaka talepleriyle ilgili hukuka uygun olarak hüküm kurulduğu, bu durumda; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin...

            Hukuk Dairesince 28.05.2018 tarihli kararla ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir. Taraflar, temyiz tarihinden sonra aralarında boşanma ve fer’ilerine yönelik 05.04.2019 tarihli “Anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı belge düzenleyerek bu belge kapsamında boşanma ve boşanmanın fer’ileri ile ilgili olarak karar verilmesini talep etmişlerdir. O halde, taraflar arasında düzenlenen 05.04.2019 tarihli “Anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı belge değerledirilerek bir karar verilmek üzere hükmün boşanma bölümü dışında kalan diğer yönlerinden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

              Yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp kadının karşı boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir. 0 halde; davacı-davalı erkeğin boşanma davası davalı-davacı kadının karşı boşanma davası, kadının birleşen boşanma ve birleşen nafaka davaları konusunda toplanan delillere göre bu konuda belirtilen ilkeler çerçevesinde ayrı ayrı bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 14.04.2016 tarihli dilekçe ile eski eşi olan davalıdan 13.01.2016 tarihinde boşandıklarını, boşanma davası açılmadan önce ve dava sırasında davalının başka erkeklerle görüştüğünü, sadakat yükümlüğünü yerine getirmediğini belirterek manevi tazminat istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacı, boşanma davası açmadan önce davalının kendisini aldattığını boşanma davası sırasında öğrendiğini iddia ettiği, bu durumun boşanma sebebi olduğu ve boşanma davası sırasında da boşanma sebebi olarak ileri sürüldüğünü, TMK'nın 174. maddesi uyarınca tazminat istendiği, davaya bakma görevinin aile mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... 1....

                  Kanunda yer alan özel boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bir boşanma davasında, bu özel sebebin yanında davacının da boşanmayı gerektirecek ağırlıkta bir kusuru ispatlanmış olsa bile; bu husus, karşı tarafça dava konusu yapılmamış ise artık özel sebebe dayalı boşanma kararı verilmesinde ve sonuçlarında dikkate alınamaz. Somut olayda davalının eyleminin Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan boşanma sebebini oluşturduğunda duraksama yoktur. Özel boşanma sebebi ispatlanmıştır. Bu bakımdan, artık davalının dayanılan boşanma sebebini çürütmek amacıyla değil de, “davacının da kusurlu olduğunu" ispat etmeye yönelik gösterdiği deliller ve davacının kusuru dikkate alınmaz. Diğer bir ifade ile özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki boşanma ve karşı boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından; kendi boşanma davası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 19.02.2013 günü temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı-karşı davacı ... ile vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Koca, “ağır kusurlu” kabul edilerek, açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Oysa, davalı (kadın) vekilinin, “karşı boşanma” davasından 4.12.2008 tarihli dilekçesiyle feragat ettiği görülmektedir. Nitekim “karşı boşanma” davası, feragat sebebiyle reddedilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu