Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının evlilik birliği içinde davalılar tarafından alıkonulduğunu, evi terk ederken kendisine verilmediğini ileri sürmüş, davalılar ise altınları almadıklarını, davacı tarafından götürüldüğünü savunmuşlardır. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalıların zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın dava konusu ettiği ziynet eşyalarının davalılar tarafından alı konularak kendisine iade edilmediğini dinlettiği tanık beyanları ile kanıtlayabilmiş değildir....
(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve ev eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline şiddet uyguladığı ve evden kovduğunu, konutta bulunan bir kısım eşyaların tespit edildiği ve tarafına verildiğini; ... adet no frost buzdolabı, iki takım koltuk takımı, ... adet çekyat, ... adet masa-sandalyeleri, ... adet orta sehba, ... adet zigon sehpa ve ... adet fiskos sehba olan çeyiz eşyası ile ... adet 60 gr ... ayar altın kelepçe, ... adet her biri ... gr ... ayar altın düz bilezik, ... adet her biri 25-30 gr arası ... burma bileziğin tarafına verilmediğini belirterek, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; boşanma davasının kabulüne, tarafların TMK'nın 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuk Muhammed Ali'nin velayetinin davacı anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine aylık 450,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili ile velayeten davacı anneye ödenmesine, müşterek çocuk Ömer Şahin'in yargılama sırasında reşit olması sebebiyle davacının velayet ve iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 18.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kesinleşme ile birlikte yasal faiz yürütülmesine, ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; davacının boşanma davasının reddine, mahkememizce geçici velayete, kişisel ilişkiye ve tedbir nafakasına ilişkin olarak 25/11/2019 tarihli tensip 13 ve 14 nolu ara kararları ile verilen tedbir mahiyetindeki kararın karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı Boşanma, Ziynet Eşyasının İadesi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Gerekçeli karar davacı vekiline 14.03.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili 30.06.2020 havale tarihli dilekçe ile istinaf talebinde bulunmuş, davacı vekilinin istinaf dilekçesi 12.04.2021 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili tarafından sunulan 16.09.2021 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiğini bu nedenle istinaf taleplerinin reddini talep ettikleri anlaşılmıştır....
Mahkemenin 2018/379 esas sayılı dosyası üzerinden verilen 06/03/2019 tarihli ara kararı ile, iş bu dosyasının tefrik edilerek ziynet eşyası ve kişisel eşyalarına ilişkin alacağı yönünden esasa kaydının yapıldığı anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ziynetlerin aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili talebi yönünden davanın reddine, ziynet dışındaki kişisel eşyaların iadesi talebi yönünden davanın, konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davacı kadın şiddet gördüğü için evden ayrılmak zorunda kaldığını, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneyimlerine göre olağan olanın ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanıp muhafaza edilmesidir. .../... -2- Ayrıca, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır....
Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Toplanan delillerden; davacı tanıklarının ziynet eşyaları konusunda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı ..... ise, kadının talep ettiği ziynet eşyalarından 4 adet cumhuriyet altını ile 8 adet çeyrek altının davacı kadın tarafından kayınpederine verildiğini, onun da ziynetlerle, davalı oğlu ile diğer çocuklarına dükkan açtığını, kadının bileziklerini satarak kendi adına kayıtlı ev satın aldığını beyan etmiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, kadının talep ettiği ziynet eşyalarından 4 adet cumhuriyet altını ile 8 adet çeyrek altın dışındakilerin davalı erkekte kaldığı ispatlanamamıştır....
Tüm dosya kapsamından davacı kadının evden ayrılırken yanında ziynet eşyalarını götürmediğine dair mahkeme gerekçesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının yukarıda yazılı boşanma dava dosyasında da usulünce bir davası olmamakla birlikte davalıda kalan ziynet eşyalarının nelerden ibaret olduğunu bildirdiği, buna göre boşanma dava dosyasına sunduğu 01.05.2018 tarihli dilekçesinde düğünde takılan ziynet eşyalarını "bir adet 20 gram ağırlığında fantezi bilezik, 13 adet çeyrek altın, 4 adet yarım altın, 1 adet yarımın yarısı altın ile 1 adet set" olarak bildirdiği ancak eldeki dava dosyasında "yarımın yarısı altının 4 adet olduğunu" ifade ettiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının açmış olduğu boşanma davasına cevabında karşı dava olarak kendisine düğünde takılan ziynet eşyalarının alyans dahil davalı tarafından bozdurularak harcandığını ve iade edilmediğini beyan ederek dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyasının aynen iadesine olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....