"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; boşanma kararının zina sebebine dayalı olarak verilmemesi, tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve tedbir nafakası, yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 05.10.2015 günü duruşmalı temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Karşı taraf temyiz eden davalı ... ile vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkeme "davacı-davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği anlaşılmış ise de davacı-davalı erkeğin, başka bir kadınla fiilen karı koca hayatı sabit görülmediğinden ve Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesindeki şartların oluşmadığı" gerekçesi ile zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de, dosya arasında bulunan, erkeğin ... isimli bir kadınla ..., ... ve ...'a gidiş geliş uçak biletleri ve bu yerlerdeki otel kayıtları itibari ile zina eyleminin ispatlandığı gözetilerek, davalı-davacı kadının da boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, her ne kadar erkeğin zina eyleminde bulunduğu erkeğe kusur olarak yüklenmişse de kadının erkeğin zina eylemini 2015 yılı içerisinde öğrendiği, erkeğin 11.01.2016 tarihinde verdiği emniyet ifadesinde ilişkisi olduğu kadından şikayetçi olduğu ve bu tarihten sonra erkeğin bu kadın ile bir araya geldiğine dair dosya kapsamında delil olmadığı, zina eyleminin öğrenilmesinden itibaren 6 ay geçtiği ve kadının zina davasının süresinde açılmadığı ve reddine karar verilmesi gerektiği, toplanan delillerden; erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise birden fazla kez zina eyleminde bulunduğu, bu hususun tanık ve otel kayıtları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu olan kadın yararına tazminata hükmedilemeyeceği...
Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu'nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/2 maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir....
. 2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin zina eylemini öğrendikten sonra mahkemeye başvurarak boşanma davası açtığını ve sonrasında yaptığı araştırma neticesinde erkeğin, kadının imzasını taklit etmek suretiyle hakkında büyük miktarlı para transfer'îni içeren işlemler yaptığını öğrendiğini, konu ile ilgili suç duyurusunda bulunduğunu, erkeğin, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, eşyasına zarar verdiğini, fiziksel şiddete dair 11.07.2017 ve 28.10.2017 tarihli raporları dava dosyası arasına sunduklarını, ailesinin evilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğin 2016 yılı Aralık ayında ortak konuttan ayrıldığını, 2017 yılı Haziran ayında erkeğin zina eyleminin anlaşılmasından sonra taraflar arasındaki gerilimin arttığını, erkeğin, kadını tehdit ettiğini, kadına hakaret ettiğini, birden fazla kez para karşılığında zina eyleminde bulunduğunu iddia ederek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanunu'nun 162 ..., 163 üncü ve 166 ıncı maddeleri...
Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu'nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/... maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Zina veya evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası ( TMK m 166/1) boşanma davasında (TMK m.161) davalı taraf kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
erkeğin ... isim ve soyisimli kadınla en son 17.06.2017 tarihinde otelde birlikte konakladığı belirlendiği; karşı davanın ise 06.09.2018 tarihinde ikame olunduğu; tanıkların dinlenme tarihleri ve tarafların fiilen ayrıldıkları tarihe yönelik beyanları, keza tanık Mihriban Y.nin davalı-karşı davacının 2018 yılının Mayıs ayında eşinin kendisini aldattığını öğrendiğini beyan ettiği yönündeki ifadesi dikkate alınmakla; zina nedeniyle boşanma davasının, boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren altı aylık süre içinde açıldığı keza beş yıllık hak düşürücü sürenin olaya uygulanmasının olası olmadığı, davanın süresinde ikame olunduğunun belirlendiği; bu haliyle erkeğin zina yaptığının sübut bulduğu gerekçesiyle, davalı-karşı davacının zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına; ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesis edilmesine; ortak çocuk yararına 750 TL tedbir, 1.000 TL iştirak...
Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının ise kabulü ile TMK 166/1-2. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 21.02 2018 tarih, 2016/11642 esas ve 2018/2299 karar sayılı ilamı ile erkeğin davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle erkeğin zina sebebine dayalı davası yönünden bozulmasına, kadının temyiz itirazları yönünden hükmün onanmasına, erkeğin diğer temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu ilama karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....
Bölge Adliye Mahkemesince verilen gönderme kararından sonra İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda erkeğin boşanma davalarının kabulü, kadının zinaya dayalı davası ile kadının tazminat ve nafaka talepleri hakkında birinci karardan farklı bir hüküm kurulmamıştır. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesinin birinci kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan kadının erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü davranış nedeniyle boşanma taleplerinin kabulü, kadının zina sebebiyle boşanma talebinin reddi ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararı temyiz hakkı bulunmamaktadır....