WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dava etmiş, mahkemece davalı-karşı davacının velayetin değiştirilmesi davasının reddi ile davacı-karşı davalının iştirak nafakasının artırılması davasının kısmen kabulü ve tarafların kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinin de kabulüne karar verilmiştir....

    Velayet hakkını kullanmanın doğal sonucu olarak, velayet hakkı kendisinde bulunan babanın ortak çocukla gerek yurt dışı gerekse yurt içinde seyahat etmesi ve yerleşim yerini belirlemesinin annenin muvafakatına bağlı olmadığı, babanın işi ve çocuğunun eğitimi nedeni ile Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyetine yerleştiği bunun velayet hakkının kötüye kullanılması olarak kabul edilemeyeceği, Türk Medeni Kanunun 21/2, 339/4 madde hükümleri, idrak çağındaki çocuğun velayet hakkındaki görüşü ve tercihi, ebeveynleri ile olan ilişkileri hakkındaki anlatımları özellikle 09.10.2020 tarihli beyanı, uzman raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, babanın velayet görev ve sorumlulukların yerine getirdiği, çocuğun baba ile yaşamaktan mutlu olduğu, velayetin değiştirilmesi koşullarının gerçekleşmediği, çocuğun velayet konusundaki tercih ve görüşüne öncelik verilmesi gerektiği anlaşıldığından, velayetin değiştirilmesine yönelik davanın reddinin usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle...

    Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....

    Öyleyse her üç çocuğun da velayetlerinin babaya bırakılması gerekirken, yazılı şekilde velayetin anneye bırakılması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, boşanma, nafaka ve velayet istemlerine ilişkindir....

      Dolayısıyla "velayetin değiştirilmesi" hâlinde söz konusu hükmün geçerliliğini yitirdiği kabul edilemez. Anlaşmalı boşanma davasında sunulan ve hâkim tarafından onaylanan protokol hükümleri bir bütündür ve bir kısmının geçerli olduğunu kabul edip, bir kısmının ise uygulanamayacağını ileri sürmek iyi niyet kuralları ile bağdaşmamaktadır. Aksi durum, somut olay açısından çocuğun üstün yararını da zedeler mahiyettedir. Sonuç itibariyle, davalı babanın herhangi bir çekince koymadan kabul ettiği velayetin değiştirilmesi davasını gerekçe göstererek ortak çocukların mağdur olmasına yol açacak şekilde yapılan velayet düzenlemesinden bağımsız olarak ödemeyi taahhüt ettiği eğitim giderlerinden sorumlu olmadığını ileri sürmesi ve bu yönde mahkemece direnme gerekçesi oluşturulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür....

        Velayetin kaldırılması kararı çocuk için ana veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır. Asıl olan, ana veya babası sağ olan ve velayete tabi çocuğun ,velayet altında bırakılmasıdır. Bu nedenle velayetin kaldırılması kararı verilmeden önce çocuğun ana veya babadan birinin velayetine bırakılmasıyla yetinilip yetinilmeyeceği konusunda gerekli tüm araştırmaların yapılması, başka bir çözüm kalmadığı takdirde ,velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, velayetin kaldırılması isteğine ilişkindir. Müşterek çocuk Deniz 24.02.2009 doğumludur. Boşanma kararı ile velayet anneye verilmiş, anne 28.11.2013 tarihinde ölmüş,mahkeme kararı ile velayet görevi babaya verilmiştir. Dava, ölen annenin kız kardeşi tarafından açılmıştır. "Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine" göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde çocukların, adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön sorun görmektedir....

          Evlilik birliği boşanma ile değil ölümle sona erdiğine göre, bu durumda velayet kendiliğinden yasa gereği tek başına babaya kalmıştır. Babanın velayetinin kaldırıldığına ilişkin bir mahkeme hükmü bulunmamaktadır. O halde, Türk Medeni Kanununun 336/3. maddesi gereğince velayet kendisinde bulunan davacı babanın, velayetin kendisine verilmesine yönelik dava açmakta hukuki yararı yoktur. Davanın hukuki yarar yokluğundan (HMK md.114/1,h) usulden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir. Ancak ret hükmü sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2023 NUMARASI : 2021/544 ESAS 2023/51 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))|Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2010 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, davalının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesine, müşterek çocuklar ve kendisi için nafakaya ve yine lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Hukuk Dairesinin 2016/4453 Esas 2017/9868 Karar) İlk derece mahkemesince, tarafların müşterek çocuklarından engelli olduğu belirtilen Aslı Zehra'nın velayeti, davacı babanın ve annenin yargılama aşamasında ortak velayet talebi olduğu halde; velayet konusunda sosyal inceleme raporu alınmadan anneye verilmiştir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Somut olayda, mahkemece çocuğun özel durumu ve anne ve babanın talepleri usulünce incelenmeksizin; velayeti yönünden herhangi bir rapor alınmadan anneye verilerek, eksik araştırma sonucu hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davalı babanın istinaf başvurusu bu sebeple yerindedir. "Velayet düzenlenmesinde en önemli ölçüt, velayeti düzenlenen çocuğun üstün yararıdır....

            UYAP Entegrasyonu