TMK.nun 327/1. maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK 328/1) Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK 329/1) Tarafların müşterek çocuğunun davacı yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı müşterek çocuğu için nafaka talep etmiştir. Davacı, ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlayamasa dahi, yanında bulunan müşterek çocuk için nafaka talep edebilir. Somut olayda; boşanma davası 10.07.2013 tarihinde açılmış, 18.12.2013 tarihinde karara bağlanmış ve 25.04.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Çocuk için tedbir nafakası davası 31.03.2014 tarihinde açılmıştır. Boşanma dosyasında, müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Müşterek çocuk lehine boşanma davasında hükmolunan tedbir nafakası, kararın kesinleşmesi ile sona ermiştir....
Gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ancak kadının boşanma davası istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, erkeğin boşanma davasının konusu kalmamıştır. Bu durumda, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilememesi gerekir. O halde ; erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
in, ... olduğunun tespitine ve evlilik kayıtlarının da buna göre düzeltilmiş olmasına bağlıdır. Davacı, bu hususun boşanma davasında ön sorun olarak ele alınıp çözümlenmesini istemiş, mahkemece de; bu husus boşanma davasında “ön sorun” olarak incelenmiş ve “davalının ... ve ...isminde iki kimliğe sahip olduğu” kabul edilerek; davacı ile ... (...)'nun boşanmalarına karar verilmiştir. Hüküm, ...'in ... olduğu belirtilmek suretiyle kurulmuştur. Boşanma davasında ön sorun olarak ortaya konulan husus halledilmeden ve evlilik kaydı düzeltilmeden boşanma kararı verilmesi mümkün olmayacaktır. Bu bakımdan ön sorun olarak incelenebilecek hususun, bağımsız (ayrı) bir dava konusu yapılıp, boşanma davasının onun sonucunu beklemesi gerekir. Bu ikisinin aynı davada birlikte ele alınıp “ön sorunlar” gibi incelenmesi aynı hükümle sonuca bağlanması usulen mümkün değildir....
Reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve üç yıllık süre içinde ortak hayatı yeniden kurmaktan kaçınan, bu yönde bir girişimde bulunmayan ve sonuçta 166/son’daki boşanma sebebinden yararlanarak boşanmayı sağlayan davacıdır. Bu halde, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davacı (koca) kusurlu sayılmalıdır. Boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta, daha önce boşanma davası açmak dışında davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Öyleyse, boşanma yüzünden mevcut menfaatleri zedelenen davalı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmelidir. Bu husus nazara alınmadan davalının maddi tazminat talebinin reddi doğru bulunmamıştır....
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine yönelik hüküm kurulmuş, bu karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf talebinde bulunulması üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından kusura ilişkin düzeltme yapılmış, kadın lehine maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflarca temyiz talebinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesinin ilk kararına karşı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmamak suretiyle, kadının davasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşleri bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Türk Medeni Kanununu'nun 181/2. maddesine göre, boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde, sağ eş, ölen eşin yasal mirasçısı olamaz ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybeder. Ölen eşin mirasçılarının, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesinde düzenlenen haklarını kullanabilmeleri için en önemli koşul, murisin sağlığında açılmış, ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davasının bulunmasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesine göre ölen eşin mirasçılarının hak ve yetkileri, murislerinin sağlığında davacı veya davalı sıfatıyla kendilerine tanınan hak ve yetkilerle sınırlıdır. Dava, anlaşmalı boşanma davası ( TMK m. 166/3) olarak açılmış olup, çekişmeli boşanma davası bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan nafaka ilamına dayalı ilamlı icra takibinde, borçlunun, tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşme tarihinden sonra devam etmeyeceğinden bahisle emekli maaşındaki kesintinin iptali talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak boşanma kararının kesinleşmesinden sonra işleyecek nafakanın iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, ilamda nafakanın devamına ilişkin karar oluşturulmadığı, tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesi tarihine kadar devam edeceği ve kesinleşme tarihinde son...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı vekili Av. ... ve davalı-davacı vekili Av. ... 16.12.2014 tarihli dilekçeyle açtıkları boşanma davalarından feragat ettiklerini bildirdiklerinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün her iki boşanma davası yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple hükmün her iki boşanma davası yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.02.2015 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilerek, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına hükmedilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....