(Turgut AKINTÜRK, Aile Hukuku, İstanbul-2002, s. 263) O halde mahkemece yapılacak iş boşanma düzenlemesini eda hükmü içerecek şekilde hüküm fıkrasına almaktan ibarettir. Boşanma düzenlemesinin 2/c, e ve f bentlerine “aykırı olarak” ve bu bentleri “yok sayarak” hüküm kurulması isabetli değildir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kendi reddedilen boşanma davası ile kadının boşanma davasının kabulü, fer'ileri ve ziynet yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, kendi boşanma davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi ve tazminat ile nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin kendi boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Davalı-karşı davacı kadın "aynı" boşanma davasında birden çok hukuki sebebe dayanarak öncelikle Türk Medeni Kanunu m.161 (zina nedenli) olmadığı takdirde...
Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Aile mahkemesi sıfatıyla) birleşen boşanma davası açılmış, bu birleşen boşanma davasına, kadın boşanma davasına “cevaplarım ve delillerimdir", başlıklı dilekçe sunmuş, bu dilekçe içeriğinde karşı dava başlığı altında yalnızca 5.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, birleşen davanın yapılan ön inceleme duruşmasında, kadının birleşen davaya cevap olarak sunduğu dilekçesini karşı dava dilekçesi olarak yorumlanmış ve kadına karşı davasına yönelik olarak harcını ikmal etmesi içinde süre verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2010/1212 esas sayılı dosyası ile zina (TMK md.161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK md. 166/1) sebebine dayalı olarak açmış olduğu birleşen boşanma davası yönünden toplanan delillerden, davalı-davacı kadının güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği ancak, zina kanıtlanmadığından, zina sebebine dayalı davanın reddine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası yönünden kabul edilmesi gerekir. Ne var ki, davalı-davacı kadının boşanma davası, boşanma hükmü temyiz edilmeden kesinleştiğinden kocanın bu davası yönünden de davanın mevzuu kalmamış olmakla, bu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi ve kocanın maddi ve manevi tazminat talepleri ile yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacı erkeğin 9.9.2013 tarihinde açtığı boşanma davasından, 7.10.2013 tarihinde feragat ettiği ve bu şekilde davalı kadının bu tarihten önceki kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar ise boşanma sebebi olamaz. Bu tarihten sonra da, davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir davranışın varlığı ispatlanamamıştır....
Bu maddeye dayanan boşanma davalarında, boşanma kararı için kusur araştırmasına lüzum yoksa da boşanmanın sonuçları düzenlenirken, daha önce açılıp reddedilen davada ve üç yıllık süre içerisinde ve ortak hayatın yeniden kurulamamasında tarafların gerçekleşen kusuru araştırılır. Ortada boşanmayı gerektirecek hiçbir neden bulunmadığı halde boşanma davası açıp bu davası reddedilen ve yasanın 166/4. maddesindeki boşanma sebebini yaratan tarafın kusurlu olduğu tartışmasızdır. Davacı daha önce boşanma davası açmış, davalı da karşılık boşanma davası açmış, her iki dava da reddedilmiştir. Böyle olunca davalı da boşanma sebebi yaratmış olmasından dolayı kusurludur. Ne var ki, kendi açtığı reddedilen davaya dayanan ve yaratılan boşanma nedeninden yararlanarak boşanma hükmünü elde eden davalı değil davacıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların karşılıklı boşanma davalarında yerel mahkemece verilen “davalı-karşı davacının davasının reddine, davacı-karşı davalının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına” dair olan ilk hüküm; davalı-karşı davacının temyizi üzerine Dairemizin 11.09.2014 tarihli 2014/5613-17030 sayılı ilamıyla “davacı-karşı davalının da eşini evden kovduğu ve eve almadığı, bu duruma göre davalı-karşı davacı tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerektiğinden” bahisle bozulmuş; bozma sebebine göre, davacı-karşı davalının boşanma davası ve fer'ileri incelenmemiştir....
III) davasının duruşmasında eşler arasında yapılan “boşanma düzenlemesi” konusunda hiçbir çekişme çıkmadan “Davanın kabulüne, Tarafların anlaşmalı boşanmalarına” karar verildiği ve kararın bu şekilde tefhim edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkiminin anlaşmalı boşanma davalarında taraflarca sunulan “boşanma düzenlemesini” uygun bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların yararlarını dikkate alarak bu düzenlemede gerekli gördüğü “değişiklikleri” yapabilir. Mahkeme kendini tarafların yerine koyarak kişisel ilişki konusunda değişikliği “kendiliğinden” gerçekleştiremez. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 373) ÖZDEMİR’in ifadesine göre hakim kendi önerisini eşlere dayatamaz....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında ; feragat tarihinden sonra davacı-karşı davalı erkeğin de eşine hakaret ettiği ve birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmakla, kadın tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda kadının boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen onanmasına-kısmen reddine dair Dairemizin 17.02.2016 gün ve 11040-2724 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 1-Davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası ile davalı-karşı davacı kadın tarafından aynı hukuki sebebe dayalı olarak açılan boşanma davasının birleştirilmesine karar verilmiş, mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın, davacı-karşı davalı erkeğe nazaran daha kusurlu kabul edilerek her iki boşanma davasının kabulüne, davacı-karşı davalı erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, davalı-karşı davacı kadının ise tazminat ve nafaka isteklerinin reddine karar verilmiştir....