"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 3. Aile Mahkemesi'nden verilen 29.12.2011 gün ve 460/784 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesi kapsamında tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde alacak isteğine ilişkin olarak görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; Mahkemece, 4721 sayılı TMK'nın 178. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi kaçırıldıktan sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden sonra davalı tarafça satılmış olmasının TMK 229. maddesinde düzenlenen koşulları sağlamadığından taşınmazın değerinin edinilmiş mallara eklenecek değer olarak kabul edilemeyeceğini, taraflar arasında görülmekte olan boşanma davasının bekletici mesele yapılmasında da hukuki yarar bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından boşanma davasının reddi yönünden; davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla ziynet ve mal rejiminin tasfiyesi istemine yönelik davalarda verilen kararlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı kadının temyiz ve itirazlarının incelenmesinde; Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile mal rejinin tasfiyesi ve ziynet alacağı istemli açılan davaların yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince, boşanma davasının reddine, diğer hususlarda yöntemince açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 15.11.2011 gün ve 1/259 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davasının redle sonuçlandığı ve 13.09.2011 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasında boşanma gerçekleşmediği gerekçesi ile hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
nin boşanma protokolündeki ve protokolü doğruladığı 03.12.2013 tarihli oturumdaki boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, boşanma dava dosyasındaki beyandan ve mahkeme içi ikrardan hareketle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
Davalılardan ... ise, davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece asıl dava, taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği ve mal rejiminin sona ermediği dolayısı ile davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle; birleşen davalar ise, davacının muvazaa istemine dayalı tescil ve bedel davasını açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....
Aile Mahkemesinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talepli dava açmış, davacı erkek 04.10.2017 tarihli dilekçeyle davadan feragat etmiş, mahkemece 05.10.2017 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir, hüküm, tarafların istinaf etmemesi üzerine 17.11.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler, 22.12.2015 tarihinde evlenmiş, 01.11.2016 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 15.01.2019 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejiminin tasfiyesi davası, ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesiyle görülebilir hale gelir. 24.07.2017 tarihinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talepli açılan dava dosyasında davacı erkek tarafından feragat edildiği tarihte boşanma davasının devam ettiği, sonuçlanan ve kesinleşen bir boşanma davası olmadığı anlaşılmakla, evlilik birliği devam etmektedir, diğer bir deyimle davadan feragat edildiği tarihte eşler arasındaki mal rejiminin sona ermediğinin kabulü gerekir (TMK m. 225)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ve Katkı Payı Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik birliği içerisinde davalının bir çok mal edindiğini ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesine ve 10.000 TL katılma alacağına karar verilmesini istemiştir. Davalı yetki itirazında bulunup davacının da çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının yerleşim yerinde davanın açılması gerektiğinden bahisle yetkisizliğe dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı isteklerine ilişkindir....
Somut olayda; Somut olayda, davacı kadın tarafından yurt dışında boşanma davası açılmadan önce Türkiye'de mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, mal rejiminin tasfiyesi davası açıldıktan bir müddet sonra 27/05/2022 tarihinde yurt dışında boşanma davası açıldığı ancak davanın halen derdest olup, karar verilmediği, boşanma kararı verilmediği için de Türkiye'de davanın görülebilmesi için gerekli olan boşanma kararının tanıma yada tenfizine ilişkin davanın da açılmadığı anlaşılmıştır. Evlilik devam edip, mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik ön koşulu gerçekleşmediğinden mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 10.04.1993 tarihinde evlendikleri, 30.12.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 13.07.2011 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, dava konusu ... plakalı araç ile 2105 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki nizalı 10 nolu bağımsız bölümün sırasıyla edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu, 01.07.2005 ve 14.05.2010 tarihlerinde davalı...