, davacı karşı davalının üzerine kayıtlı gayrımenkullerin üstüne mal paylaşımı talebinin olması nedeniyle satılmaması için ihtiyati tedbir konulmasına, 300.000,00 TL mal paylaşımı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen boşanma ve mal paylaşımı davası sırasında davacı vekili tarafından 28.01.2015 tarihli dilekçe ile özetle; "...davacı tanıklarının beyanlarının zapta olduğu gibi geçirilmediği, delillerinin toplanması ve gelen yazı cevaplaırndaki eksikliklerin giderilmesine ilişkin taleplerinin değerlendirilmemesi, davalı tanıklarının beyanlarının bitmesine rağmen ısrarla başkaca diyeceklerinin sorulması, davacı tanıklarına ilişkin olarak sorularının reddedilmesine rağmen, davalı taraf tanıklarına davalının sorduğu sorulara ilişkin olarak tanık beyanlarının alınması, mal tasfiyesi davasında yargılama esnasında davacı vekili huzurunda davalıya boşanma davasına ilişkin görüş bildirilmesi ve taraflı yargılama yapıldığından...
İcra Müdürlüğü'nde 2008/5437 Esas nolu dosya ile takip talebinde bulunduklarını, takip dosyası borçlusu olan davalının yapmış olduğu itiraz nedeniyle takibin durduğunu; söz konusu itirazın iptaline ve haksız itiraz nedeniyle %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, her halükarda taraflar arasında yapılan ve boşanmaya esas protokolde tüm malvarlığı ile alacak ve borçları anlaşmak suretiyle paylaşıp birbirlerini ibra ettiklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; boşanma davası sırasında sunulan protokolde tarafların evliliğin mali sonuçları hususunda da anlaşıp mal paylaşımı yapıldığı, söz konusu kararın kesinleştiği, bu nedenle davacının mal paylaşımının yapıldığı kesinleşen boşanma davasından sonra alacak talebinde bulunması yerinde görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2022 NUMARASI : 2020/276 ESAS 2022/485 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Zina Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, 80.000,00 TL manevi tazminat ve 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 3.000,00 TL tedbir nafakası talep ettiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
arasındaki boşanma davasında tarafların boşanmalarına karar verildiğini, MK'nın 214.maddesine göre mal paylaşımı davalarında yetkinin, eşlerden birinin ölümü nedeniyle mal rejimi sona ermiş ise, ölenin son ikametgahı mahkemesinin boşanmada mal paylaşımı davasına bakmakla yetkili olacağı, evliliğin mahkemenin boşanma kararı ile sona ermişse veya devam eden bir boşanma davası varsa, boşanma davasına bakmaya yetkili olan mahkemenin mal rejiminin tasfiyesini, yani boşanma halinde mal paylaşımını yapmakla da yetkili olacağının düzenlendiği, bu iki durum haricindeki diğer tüm hallerde müvekkili davalı eşin ikametgahı mahkemesinin boşanmada mal paylaşımı davasına bakmaya yetkili olacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....
Taraflar anlaşmalı boşanma mutabakatında boşanmanın feri unsurları yanında ihtiyari olarak, ziynet ve ev eşyalarının paylaşımı, aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi gibi hususlarda anlaşabilecekleri gibi, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında yahut bundan bağımsız olarak bir kısım gayrimenkulün yahut sicile kayıtlı olan menkullerin tescili, menkullerin teslimi, bir miktar paranın ödenmesi, hisse devri ve bunun gibi bir çok hususu anlaşma boşanma protokolüne derc edebilirler. Anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte boşanmanın feri niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın taraflara boşanma protokolünde yüklenilen edimler artık boşanmanın ayrılmaz bir parçası haline gelir. Boşanma protokolünde taraflara yüklenen edimlerin sebebi de tarafların iradeleri gereği münhasıran boşanma hükmüne bağlıdır....
Der Drau bölge mahkemesinin 20/11/2017 tarih ve 2 fam 84/15 h-49 nolu 27/12/2017 tarihinde kesinleştiğini, bahse konu Avusturya Ülkesi Spittal An Der Drau bölge mahkemesinin 20/11/2017 tarih ve 2 fam 84/15 h-49 nolu 27/12/2017 tarihinde kesinleşmiş ilamını yeminli mütercime tercüme ettirilmiş olarak davalı tarafça yeniden mal paylaşımı için dava açılan Boğazlıyan 1....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerek protokoldeki ifade tarzı ve gerekse duruşma tutanağına yansıyan taraf beyanları ile taraflarca benimsenerek yasa yollarına konu edilmeyen anlaşmalı boşanma kararında, üç adet taşınmaz malın tasfiyesine dair alacak olarak nitelendirilmesi karşısında; anılan protokol ve kesin hükme bağlanan anlaşmalı boşanma davasında mahkeme içi ikrar ve kesin delil niteliğinin sabit olduğu, bundan ayrı olarak tarafların tüm malvarlığını değil, sadece tapuda devredilecek olanları protokole yazarak mal rejimini tasfiye etmelerinin de mümkün olduğu, davacı, boşanma dava dilekçesinin ekinde boşanma protokolünü sunduğuna ve bunun dava dilekçesinin eki olduğunu açıkça belirttiğine, yargılamada aralarındaki anlaşmaya göre boşanmaya karar verilmesini istediğine ve davalı da bu anlaşmadaki düzenlemeye uygun boşanmayı kabul ettiğine göre bundan sonra davacının bu protokol hükümlerine aykırı olarak, boşanma davasındaki...
Taraflar 29.9.1996 tarihinde evlenmiş, açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 25.5.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca "mal ayrılığı" bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m). Dava konusu 975 m2 miktarında bahçeli ev vasfındaki 532 parselin, ...adına iken ölümü ile 9.2.1979 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, mirasçıların elbirliği halindeki mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürmeleri ve mirasçılar arasındaki pay devirleri sonunda 20.6.2003 tarihi itibarıyla 2/5 payın ... kızı ..., 3/5 payın ... kızı ... adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davalının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağa yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Somut olayda, ilk derece mahkemesince, tasfiyeye konu taşınmaz yönünden davacının yurtdışından yapılan ve genel hükümlere tabi olan protokole dayanmadığı, TMK düzenlenen mal rejimine ilişkin talebi olduğu gerekçesiyle 69.406,94TL değer artış payı alacağı, 34.689,05 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, tarafların boşanma kararından sonra yurtdışında noterde 30.11.2017 tarihinde ‘Boşanma Sonrası Mutabakatı/ Mal Ayrımı- Mal Paylaşımı- Uzlaşma’ başlıklı sözleşme yaptıkları, sözleşmenin varlığı ve içeriği yönünden ihtilaf olmadığı, sözleşmede tasfiyeye konu taşınmaza ilişkin düzenleme bulunduğu ve tasfiyeye konu taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiye edildiği, davacının işbu sözleşmenin ifasından kaynaklı değil mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebinin bulunduğu anlaşılmaktadır....