Tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına ve fer'ilerine ilişkin hüküm, davada Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelden sarsılma unsuru gerçekleşmediğinden davanın reddi gerekirken boşanmalarına karar verilmesi nedeniyle bozulmuş, davacı kadın karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Ancak karar düzeltme talebinin incelenmesinden önce, Yargıtay'a hitaben gönderilen 03.02.2017 tarihli dilekçeden tarafların boşanma ve mali sonuçları konusunda aralarında protokol düzenledikleri anlaşılmış, bu protokol dikkate alınarak, taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle sonucu uyarınca karar verilmek üzere davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, dairemizin 28.03.2016 tarihli kısmen bozma ilamının boşanmaya yönelik ikinci bendinin kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Davalı-birleşen dosya davacısı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gerekçe de kadına hangi vakıaların kusur olarak yüklendiğinin açıklanmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin yok sayıldığını belirterek aleyhine hükmedilen tazminatlar, kusur tespiti, reddedilen birleşen boşanma davası ile kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen yoksulluk nafakası ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, ziynet eşyaları yönünden harç tamamlanmak üzere süre verilmediğini ve ziynet eşya alacağı yönünden istinafa başvurduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava ve birleşen dava; evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ve kişisel eşyanın iadesi talebine ilişkindir....
Söz konusu protokol boşanma davasını gören mahkemece onaylanmış ve boşanma protokolünün tasdikine ilişkin karar 19.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanan eşlerin kişisel eşya ve ziynetlere ilişkin talepleri boşanmanın ferisi niteliğinde değildir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünün söz konusu maddeleri içermesi gerekmez. Protokolde tarafların birbirlerinden tazminat ve sair istekleri olmadığı belirtilmiş ise de, kişisel eşya taleplerinin olmadığı veya bu konuda anlaşmaya vardıklarından söz edilmiş değildir. Kişisel eşya talepleri niteliği itibariyle bir istirdat davasıdır. Protokolde sözü edilen tazminat ve benzeri taleplerin kişisel eşya taleplerini de kapsamına aldığına ilişkin yorum ve düşünce dosya kapsamına ve somut olaya uygun değildir. Davacı, müşterek çocuğun doğumunda kendisine hediye edildiği iddiası ile ziynet eşyalarına yönelik olarak bu davayı açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-karşılık davalı (koca) tarafından; kusur tespiti, maddi tazminat, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Davalı-karşılık davacıdan (kadından) aktarılan olaylar sabit kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davalı-karşılık davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı erkek vekili, davanın reddi gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Affedilen ve en azından hoşgörü ile karşılanan davranışlar boşanma davalarında eşlere kusur olarak yüklenemez. Ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve deliller bulunmamaktadır. Davada, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelden sarsılma unsuru gerçekleşmemiştir. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
nedeni ile talep edilen maddi ve manevi tazminat talebinin reddinin, redde ilişkin karar gerekçesinin, kadının manevi tazminat talebinin kabulünün, takdir edilen manevi tazminat talebinin miktarının, toplanan delillerin usul ve yasaya uygun olduğu, velayet düzenlemesi yönünden çocukların üstün yararı olduğu, kadın yönünden manevi tazminat şartlarının oluştuğu, miktarının fahiş olmadığı, erkek yönünden maddi ve manevi tazminat yasal şartların oluşmadığı, kadın tarafından gösterilen delillerle ile boşanma davası ile dava konusu edilen 80.000,00 TL değerli kişisel ziynet ve çeyiz eşya davasının ispat edilemediği, ilk derece mahkemesince kadının kişisel ziynet ve çeyiz eşya davasının reddinin de toplanan delillere göre usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kadının boşanma davasının kabulü yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2022 NUMARASI : 2018/1105 ESAS-2022/460 KARAR DAVA KONUSU : Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.000- TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına aylık 800,00- TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000- TL maddi ve 50.000- TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, katılma alacağı, katkı ve değer artış payı yönünden karar verilmesine talep ve dava etmiştir. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; Antalya 8....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/04/2023 NUMARASI : 2022/886 ESAS-2023/279 KARAR DAVA KONUSU : Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 500.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 34 XX 282 plakalı araca tedbir konulmasına, müvekkili adına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, edinilen malların tasfiyesini takiben 5.000,00 TL katkı payı alacağı-değer artış payı alacağı ve 5.000,00 TL katılma alacağı olarak şimdilik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden...