WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin, tedbir nafakası davasına ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-İlk derece mahkemesince, davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek davacı-davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-davacı kadının boşanma davasının ve birleşen tedbir nafakası davasının reddine, erkek lehine maddi ve manevi tazminata (T.M.K m.174/1-2) karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme üzerine; tarafların eşit kusurlu olması sebebiyle her iki tarafın boşanma davalarının ve kadının birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne, kadın lehine yoksulluk nafakasına (T.M.K m.175) ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, diğer istinaf talepleri reddedilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Dava, katılım nafakasının arttırılmasına istemine ilişkindir. Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; TMK'nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Katılım nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası - Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından bağımsız tedbir nafakası talebinin reddi, boşanma davası, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ortak çocuklardan ...'...

      Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve anne yanında kaldıkları anlaşılan çocuklar lehine ve özellikle yaşı itibarıyla çocuk Nurgül için reşit olduğu tarihe kadar tedbir nafakası verilmesi ve miktarları usul, yasa, dosya kapsamı ve hakkaniyete uygundur. Bu haliyle davalı erkeğin, kadın ve çocuklar için tedbir nafakası verilmesi ve miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece; boşanma davası sırasında davacı ve çocuk lehine sadece tedbir nafakasına hükmedildiği, bunun dışında davacının herhangi bir nafaka talebinin olmadığı, mahkemece de nafakaya hükmedilmediği, verilen boşanma kararının 26.05.2006 da kesinleştiği, bu tarihten itibaren bir yıldan fazla sürenin geçtiği, bu nedenle davacının kendi adına nafaka istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası bakımından davanın reddine, iştirak nafakası yönünden ise davanın kısmen kabulüyle 375 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesinde boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakasının artırılmasına karar verilmesi istenilmiş ise de ; boşanma davasının fer'i niteliğinde olan tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erdiğinden davadaki istem boşanmanın kesinleşmesinden sonraki yoksulluk ve iştirak nafakası talebi olarak kabul edilmesi gerekmektedir....

        Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (TMK m.178) Yoksulluk nafakası, boşanma davası sonuçlandıktan sonra, bir yıllık süre içinde ayrı bir dava ile de istenebilir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2022 NUMARASI : 2021/713 ESAS - 2022/227 KARAR DAVA KONUSU : Katılım Nafakası KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353. maddesi gereğince duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;"...boşanma sonucu velayeti müvekkiline verilen müşterek çocuk Egemen Ali için daha önce iştirak nafakası talebinde bulunulmamış ise de artan ihtiyaçlar,eğitim ve bakım giderleri sebebiyle aylık 1.250 TL.iştirak nafakasına hükmedilmesini"talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle"...yetkili mahkemenin Elmadağ Mahkemesi olduğunu,ayrıca müvekkilinin daha önceki evliliğinden olan iki çocuğu ile eşine de nafaka ödediğini,boşanma sırasında iştirak nafakası talep edilmediğini,davanın reddini"istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafakanın Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı tarafından hüküm katılım suretiyle temyiz edilmiş ise de davacı-karşı davalı erkeğin temyiz dilekçesinin davalı-karşı davacı tarafa 20.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün ise katılım suretiyle yasal 10 günlük süre (HUMK m. 4) geçtikten sonra 3.6.2016 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmış, bu sebeple temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle erkeğin açtığı nafakanın azaltılması sırasında dava tarihi 09.12.2013, boşanma davasında dava tarihi 12.11.2013 ve kadının açtığı karşı boşanma davasında...

            Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. TMK’nın 330. Maddesine göre İştirak nafakası “irat” şeklinde ödenmesi gereken bir nafaka olup önceden toplu olarak ödenmesine karar verilmez. Dolayısı ile anlaşmalı boşanma protokolü gereğince çocuklara harcanmak üzere kadına verilen toplu paranın, iştirak nafakası olarak verildiğinin kabulü mümkün değildir. Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk yararına iştirak nafakası takdir edilmemesi hatalı olmuştur. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetilerek müşterek çocuk Hatice Hilal yararına aylık 600,00- TL iştirak nafakasına hükmedilmesi hakkaniyetli olur....

            , davacı karşı davalı erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği ve hakaret ettiği, bu nedenle erkeğin boşanma davasının kabulü gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tedbir nafakası davası hakkında bozma olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu kararın da davalı karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine hükmün Dairemizce erkeğin boşanma davasında yine gerekçesizlikten bozulmasına karar verilmiş, kabule göre de boşanma davasının kabulüne karar verildiği halde boşanmanın feri niteliğindeki velayet ve tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı belirtilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak davalı karşı davacı kadının birleşen tedbir nafakası davası hakkından karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davalı karşı...

              UYAP Entegrasyonu