Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

G...... ile V... G...... aralarındaki katılma alacağı ve değer artış payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Hatay Aile Mahkemesinden verilen 11.12.2207 gün ve 106/997 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.10.2009 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı V... G...... ve karşı taraftan davacı A... G...... bizzat geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı A... G...... vekili, ev, otomobil ve motosiklet için 20.000 TL katılma alacağı isteğinde bulunmuş, 15.2.2007 tarihli ıslah dilekçesiyle de alacak miktarı 30.900 TL olarak ıslah edilmiştir. Davalı V......

    Gerekçe ve Sonuç Dairenin 28.03.2023 tarihli ve 2022/11067 esas, 2023/1361 karar sayılı ilamı ile tarafların boşanma protokolü sonrasında protokolde varsa değişiklik iradesinin Mahkemeye taraflarca açıkça bildirilmesi ve irade değişikliğinin Hâkim tarafından onaylanması gerektiği, taraflarca açıkça bildirilmeyen ve Hâkim tarafından açıkça onaylanmayan irade değişlikliklerinin anlaşmalı boşanma hükmüne esas alınamayacağı, buna göre Mahkemece, taraflar arasında imzalanan, geçerli olduğu belirlenerek Mahkemeye sunulan ve hükümde aynen tasdikine karar verilen 25.02.2016 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca davalı kadın vekilinin tavzih isteminin kabulü gerekirken, duruşmada bildirilen ve protokolde değişikliğe sebebiyet veren taraf beyanlarının Hâkim onayı olmaksızın hükme esas alınmasının doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. V. KARAR DÜZELTME A....

      Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının yargılama esnasında 15.11.2021 tarihinde vefat etmiş olması sebebiyle boşanma hususunda karar verilmesine yer olmadığına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan boşanma davasında davacının kusursuz, davalının tam kusurlu olduğunun tespitine, davalı kadın lehine yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminata hükmedilmesi talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçıları tarafından, İlk Derece mahkemesince boşanma hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen hükmün sebebi yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamına yönelik temyiz isteminde bulunmuştur. B....

        Davalı kadın temyiz dilekçesinde hükmün geç tebliğe çıkarılması ve tarafların bu süre içerisinde evlilik birliğini devam ettirdiği sebebiyle boşanma kararının bozulması gerektiğini ileri sürmüştür. Kararın dokuz yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. 4721 sayılı Kanunu'nun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği gibi bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanma iradesinin samimi olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. V. KARAR Açıklanan sebeple; Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Değerlendirme Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı erkek tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflara usulünce tebliğ edilmiş, taraf vekilleri temyiz süresi içerisinde dosyaya 10.10.2022 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuşlardır. İş bu anlaşmalı boşanma protokolü başlıklı dilekçeden, tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi konusunda anlaşmaya vardıkları anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden; davalı (koca) tarafından ise boşanma davasının kabulü ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle çocukların menfaati ve fiili durum dikkate alınarak velayetin düzenlendiğinin anlaşılmasına göre , tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle...

              Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 10.10.2016 tarihli ve 2016/15810 Esas, 2016/13663 Karar sayılı kararıyla, erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasına karşı, kadın tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 14.01.2013 tarihinde karşı boşanma davasının açılmış ve harcının yatırılmış olduğunu, Mahkemece, erkeğin boşanma davasınn kabulüne karar verilmiş, kadının karşı boşanma davası hakkında ise bir hüküm kurulmadığı, karşılıklı dava açılması durumunda Mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, kadının boşanma davası hakkında da olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönün gözetilmemesinin usul ve kanunu aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen erkeğin boşanma davası ve fer'îlerine yönelik temyiz itirazlarının...

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; davalı-karşı davacı erkeğin ölümü nedeniyle evlilik birliği ölümle sona erdiğinden karşılıklı boşanma davalarının konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi. 3. Değerlendirme Dosya kapsamından, davalı-karşı davacı erkeğin, dosya temyiz aşamasındayken 05.03.2023 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Her iki boşanma davasına yönelik temyiz talebinde bulunulması nedeniyle boşanma kararı henüz kesinleşmemiştir. Bu durumda evlilik birliği ölümle sona ermiş, boşanma davalarının konusu kalmamıştır. Boşanma davalarının konusuz kaldığı gözetilerek bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. VI....

                  İstinaf Sebepleri Davalı vekili; davacının asıl boşanma davasının ıslah ile tanıma tenfiz davasına dönüştürülmesinin usulsüz olduğunu, kendi boşanma davalarının bu iş bu dosyadan tefrikinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili; erkeğin tanıma-tenfiz davasının kabulü ile kendi boşanma davasının tefrikine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

                    Davalı kadın temyiz dilekçesinde karardan sonra davacı erkek ile beraber yaşamaya devam ettiklerini, hatta bir çocukları daha olduğunu belirterek boşanma kararının bozulması gerektiğini ileri sürmüştür. Tarafların nüfus kaydına bakıldığında karardan sonra 02.03.2017 tarihinde ... adlı bir çocukları olduğu anlaşılmıştır. Kararın sekiz yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. 4721 sayılı Kanunu'nun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği gibi bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanma iradesinin samimi olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. V....

                      UYAP Entegrasyonu