Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; mahkemenin gerekçeli kararında, kadının ziynet alacağı talebi yönünden usul ve kanuna uygun, hüküm kurmaya elverişli teknik bilirkişi raporunda bildirilen miktar yönünden (kısmen) ziynet alacağı talebinin hüküm altına alınmasına karar verildiği belirtilmiş ise de, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı talebinde kabul edilen kısmın neden kabul edildiğine yönelik hiçbir gerekçe belirtilmemiş, bu husus gerekçede tartışılmamıştır. Bu haliyle karar, ziynet alacağı talebi yönünden yeterli gerekçeden yoksun olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294/1-c maddesindeki unsurları içermemektedir. Bu bakımdan, ziynet alacağına ilişkin istek yönünden gerekçesiz karar oluşturulması usul ve kanuna aykırı bulunmuş ve bozmayı gerektirmiştir....

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet ve eşya alacağı davalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı-karşı davalı kadının 22.237,75 TL tutarındaki ziynet alacağı ve 7.025,00 TL tutarındaki eşya alacağı talepleri, karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesi kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir....

      Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden(TMK 229.m) ve denkleştirmeden(TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin(TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır(TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır(TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminat ve nafaka miktarları ile ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak ve yoksulluk nafakaları, reddedilen tazminat talepleri ile ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır....

          İddianın ileri sürülüş şekline göre taşınmazlarla ilgili dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir. Davacının ayrıca ziynetlerle ilgili de isteği bulunmaktadır. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacı kadının 40.000 TL tutarındaki ziynet alacağı talebi, karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesi kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir....

              Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gerçekleşen kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde (TMK m.4 ve BK m.50-52) davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminat (TMK m.174/2) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. d-Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde ziynet alacağı ve bankadan çekilen kredilerin geri ödenmesi, 2007 yılından bu yana çalışması nedeniyle elde ettiği kazanımlardan dolayı para alacağı talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacının bu talepleri boşanmanın eki (TMK m.174/1) niteliğinde olmayıp, nispi harca tabidir. Davanın başında yatırılan başvurma harcı dava dilekçesinde bütün talepleri kapsar....

                Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2. Davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın, ziynet eşyalarının rızası dışında eşi tarafından alındığını ve geri verilmediği iddiasıyla 127.000,00 TL’lik ziynet alacağı talebinde bulunmuş ilk derece mahkemesince davacı kadın tarafından daha önce açılan ziynet alacağı davasından feragat edildiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince ziynet alacak davasının feragat nedeniyle reddinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ..Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, toplu hükmedilen yoksulluk nafakasına irat şeklinde hükmedilmesi gerektiği, maddi ve manevi tazminat talepleri ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının "Reddedilen ziynet alacağı davasına" yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ na eklenen ek...

                    Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde boşanma ve fer’ileri yönünden temyiz yolu açık, ziynet alacağı yönünden ise KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu