Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; erkek ve kadının boşanma davalarının reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma istemine, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemlerine ilişkindir....
GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1. madde) hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferîlerine, karşı dava; zina (TMK 161. madde), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162. madde) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK 163. madde), terk (TMK 164. madde) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1. madde) hukuki sebeplerine dayalı boşanma ve ferîlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı - karşı davacı tarafça asıl dava, karşı davada TMK 161., 162., 163., 164. maddelerine dayalı boşanma taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; davanın taraflardan ortak hayatı sürdürmeleri beklenmeyecek derece evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olmasına dayanan karşılıklı boşanma davaları ( TMK m.166/1-2) olduğu kabul edilmiş ise de, hükümde tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1-3 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, kısa kararda yer almadığı halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “davacı-davalı ve davalı-davacı arasındaki yazılı anlaşmanın uygun bulunmasına ve boşanmanın sonuçları konusunda düzenleme olarak onaylanmasına “karar verilerek kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında çelişki yaratılmıştır....
Kanun Koyucu TMK. m. 168 değişikliği ile davacı gibi kadınlara kolaylık sağlamayı hedefleyerek boşanma veya ayrılık davasının eşlerden birinin yerleşim yerinde açılabileceğini kabul ettiğine göre seçimlik hak kullanılarak boşanma veya ayrılık davası kadının da yerleşim yerinde açılabilir. Davacı kadın baba evinin bulunduğu yerde boşanma davası açamayacaksa TMK. m. 168 değişikliğinin ne önemi kalacaktır? Bu değişiklik niye yapılmıştır? TMK. m. 168 değişikliği bu davada bile uygulanmayacaksa başka hangi davada uygulanacaktır? Aksi uygulama 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ile kadına getirilen hakkı/olanağı/kolaylığı bir şekilde ortadan kaldırır.Aslında Dairem bir kadının aralarında meydana gelen olaylardan sonra sürekli kalma niyetiyle ailesinin yanına dönerek o yer Aile Mahkemesinde boşanma davası açabileceği düşüncesini de sergilemiştir. (Y2HD, 20.04.2006, 21518-5959) Boşanma davası davacı kadın tarafından sürekli kalma niyetiyle oturduğu (TMK. m. 19 f....
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür....
İlk derece mahkemesince reddedilen boşanma davasından sonra 3 yıllık yasal süre içerisinde tarafların bir araya gelmemesi nedeniyle TMK 166/son ve kadının açtığı davada ispatladığı kusurlar da dikkate alınarak TMK 166/1- 2 maddeler gereğince boşanma kararı verilmiştir. Davacı karşı davalı erkek kendi davasında boşanma kararını istinaf etmemiş olup boşanma kararı kesinleşmiştir. Dayanılan vakıalar ve tanık beyanlarıyla ispatlanan hususlar dikkate alındığında karşı davadaki tespit edilen kusur durumunun doğru olduğu anlaşılmakla karşı davada boşanmanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi belirlenen kusur durumu da doğrudur. Bu haliyle erkeğin kusura ve karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
GEREKÇE : Dava, fiili ayrılık sebebiyle evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/4) hukuksal sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'ilerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesi kararı davacı tarafından yukarıda gösterilen yönlerden istinaf edilmiştir. Dava TMK nun 166/4 maddesine dayalı boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince de bu yönde inceleme yapılmış ve tarafların TMK nun 166/4 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir. Buna rağmen, gerekçeli kararın hüküm bölümünde tarafların TMK nun 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiğinin yazılması hatalı ise de, boşanma hükmü istinafın kapsamı dışında bırakıldığından yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir....
Boşanma davasının reddine karar verilmiş olması durumunda bu taleplerin hükme bağlanması yasal olarak imkansızdır. Davalı-davacı kadının boşanma davasının reddine ilişkin hüküm Dairemizin 26.03.2015 tarihli kararı ile bozularak kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği (TMK m. 166/1) belirtildiğine göre kadının boşanmanın eki sayılan talepleri de görülebilecek hale gelmiştir. Diğer bir anlatımla boşanma kararının reddine ilişkin hüküm bozulduğuna göre boşanmanın eki niteliğindeki isteklerin kesinleşmiş olduğundan söz edilemez. Mahkemece kadının yoksulluk nafakası ve tazminatlara yönelik istekleri konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Davacı koca tarafından hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma (TMK. m. 162) davası açılmasına rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) kararı verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Dairemin yerleşik uygulamasına göre deliller “açılan dava çerçevesinde” değerlendirilmelidir. Örnek vermek gerekirse; “....Boşanma davası onur kırıcı davranış sebebine (TMK.m.162) dayalı olarak açılmıştır. Delillerin bu yönde değerlendirilmesi gerekmektedir....
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Açıklanan sebeple, taraflarca açılan boşanma davaları arasında bağlantı bulunduğuna göre, boşanma davaları birleştirilerek ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ileri sürülen her bir vakıanın ispatı bakımından bildirdikleri delilleri toplanılarak, davalar hakkında hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....