Dava ve birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Davalı/davacı kadının kabul edilen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı birleşen boşanma davası istinaf kapsamı dışında bırakıldığından taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı/davacı kadın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde değildir. 2- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır ( TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3 ve 186/3 maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek boşanma kararının kesinleşmesi tarihinde sona ermek üzere davalı-karşı davacı kadın yararına asıl dava tarihi olan 07.02.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken 31.05.2019'dan itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesi hatalı olmuştur....
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen 20.05.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu 1661 parsel sayılı taşınmaza gelen su hortumunun kesildiği, davalı suyun kooperatife yönlendirildiği belirtilmiş, yine 29.05.2009 tarihli inşaat mühendisinin bilirkişi raporunda da dava konusu 1661 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan su alma yerinin davalı kooperatif tarafından etrafındaki ağaçlar kesilerek askeri bölgeye giden suyun güzergahı değiştirilerek davalı kooperatife doğru yönlendirildiği, su borularının askeri bölge içinde kalan kısmında hasar yaratıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda davalı koopertifin dava konusu 1661 parsel sayılı taşınmazdaki su isale hattına müdahalesinin olduğu sabittir....
Mahallesi çalışma alanında bulunan 1661 ada 13 parsel sayılı 1864,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesinde 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın bahçe olarak davalı ...'ın fiili kullanımında olduğu şerhi verilerek, bahçe niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve ..., kendi adlarına kullanıcı şerhi bulunan 1661 ada 14 parsel sayılı taşınmazın eksik ölçüldüğünü ve bu eksikliğin, çekişmeli 1661 ada 13 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını belirterek, kendi kullanımlarında olduğunu ileri sürdükleri bölüm yönünden, adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1661 ada 13 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde hükme esas alınan fen bilirkişinin rapor ve krokisinde (A/3) ile gösterilen 780,13 metrekarelik bölümün davalı ...'ın, (A/2) ile gösterilen 1109,63 metrekarelik bölümün ise davacılar ... ve ...'...
KARŞI OY YAZISI Boşanma hükmü kurmaya sebebiyet "VERMEMİŞ" vakıalara dayalı olarak kusur belirlemesi yapılıp buna bağlı olarak tazminat (TMK m. 174) ve yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedilmesine TMK hükümleri izin vermemektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki davada verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek terk hukuki sebebine (TMK md. 164), davalı-karşı davacı kadında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK md. 166/1) dayanarak karşı boşanma davası açmıştır....
Ancak terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davasında konutun seçimi nedeniyle çekişme çıkarsa ne olacaktır? Çözüm: Eşler ayrı ayrı veya birlikte yapacakları istem ile aşağıdaki durumlarda TMK. m. 195 f. I hükmüne göre aile mahkemesi hakiminin müdahalesi (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi: I. Cilt, (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , II. Cilt, (TMK. m. 352-1030) Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1102-1003) istenebilir; - Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin (TMK. m. 185-186) yerine getirilmemesi, - Evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi. O halde davacı eş TMK. m. 195 f. I hükmüne göre aile mahkemesi hakiminin müdahalesini isteyecektir. “Müşterek konutla ilgili taraflar arasında anlaşma sağlanmamıştır....
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Davacı-davalı kadın; Aksaray 4. Aile Mahkemesi 2020-430 esas sayılı dosyası ile TMK 161 maddesine dayalı boşanma davası açtığını, eldeki dava ile açılan davanın birleştirilmesini talep etmiştir. Buna göre, davalar arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak ve davacı kocanın askerde bulunduğu dönemler haricinde kalan süre için davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, bu yönün düşünülmemesi doğru olmamıştır....
(GENÇCAN-TMK-2, s. 1291) O halde boşanmanın fer’i hükümlerine yönelik temyiz boşanma bölümünü de kendiliğinden içerir.Bu yüzden boşanmanın fer’i hükümlerine yönelik temyiz halinde bile anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) davasının doğası gereği olarak boşanma bölümünün kesinleştiğinden söz edilemez. Aksi uygulamada taraflar gerek kendileri ve gerekse çocuklarına ilişkin hiç de istemedikleri/böyle olsaydı asla boşanmayı kabul etmeyecek oldukları/düşünmedikleri sonuçlara katlanmış olurlar ki onlardan bu fedakarlık beklenemez. Değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın fer’i hükümlerine yönelik temyiz isteğinin boşanmayı kapsamadığına ilişkin düşüncesine katılamıyorum. 2- DAVALI-DAVACININ İSTEMİ ANLAŞMALI BOŞANMADAN FERAGATI İÇERİYOR MU? Dava dosyasında anlaşmalı boşanmanın koşullarının oluşması sebebiyle hâkim tarafından anlaşmalı boşanmaya karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır. Çekişme nedir?...