Davacı boşanma davasında davalının erkeklerle görüştüğünü ve haysiyetsiz hayat sürdüğünü ileri sürmüş ise de bu iddiası ispatlanamadığından manevi tazminat talebi reddedilmiş olup, karar kesinleşmiştir. Ancak davalı kadın boşanmanın kesinleşmesine kadar geçerli olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmış ve başka bir erkekle birliktelik yaşayarak bir çocuk dünyaya getirmiştir. Bu durumun sadakatsizliğe uğrayan davacı kocanın kişilik haklarını zedeler nitelikte olduğu da açıktır. Eldeki bu tazminat davasının 11/09/2020 tarihinde açıldığı ve boşanma kararının 08/09/2020 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında hakkı zedelenen kişinin Türk Medeni Kanunu'nun 25. ve Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince genel hükümlere dayalı olarak genel görevli mahkemede manevi tazminat istemli dava açması gerekmektedir. Bu nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından Karaman 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2021 NUMARASI : 2020/241 ESAS 2021/520 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 2007 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden iki çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik, aldatma ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmak istediklerini, müvekkilinin 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mah.sıfatıyla) Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kişisel eşyanın iadesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından ziynet eşyalarına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının rahatsızlığı bahane edilerek sahip olamayacağı düşüncesiyle davalı ve ailesi tarafından ziynetlerin davacının elinden alındığını ve bir daha da iade edilmediğini belirterek, belirtilen ev eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesini istemiştir. Davalı ev eşyalarını vermeye hazır olduklarını ancak ziynet eşyalarını davacının üzerinde götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur....
GEREKÇE : Asıl davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davası, karşı davanın ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma , ziynet alacağı ve mehir alacağı davası olduğu anlaşılmıştır....
Md ye göre '' Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse'' boşanma davası açabilir denilmekte olduğunu, şayet yüz kızartıcı suç işlendiğini fakat ortak hayat çekilmez hale gelmediğini, davanın reddedilmesi gerektiğini, somut olaya bakıldığında suçun 2014 yılında işlenmiş olup buna rağmen çok uzun bir süre ortak yaşamın devam etmesi ortak hayatın davacı için çekilmez hale gelmediğini gösterdiğini, bu hakkın kullanılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin evlilik birliği süresince davacı ve müşterek çocuklar ile ikamet ettiği konutun babaannesinin konutu olduğunu, ekonomik koşullarının iyi olmayan Müvekkili ve ailesine zor durumda kalmadan ve kira ödemeden kalmaları için müvekkilinin ailesi tarafından tahsis edildiğini, müvekkilinin babaannesinin vefat ettiğini, ve yasal mirasçısı olan Müvekkilinin babası hayatta olduğu için müvekkilinin konut üzerinde mülkiyet hakkı...
Dosya kapsamında kanaat getirilen kusur durumu dikkate alınarak davacı kadının iddialarını ispatladığı ve TMK 166/1. madde yasal şartlarının oluştuğu dikkate alınarak davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı erkeğin davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında toplanan deliller, idrak çağındaki çocukların beyanı, halen kadın ve çocukların adres gizliliği ve koruma altında olmaları, kurulu düzenleri dikkate alınarak velayetlerinin anneye verilmesi menfaatlerine olduğu gibi baba ile kişisel ilişki kurulmaması da küçüklerin menfaatine olmakla ilk derece mahkemesinin velayet ve kişisel ilişkiye dair kararı dosya kapsamına uygundur. Bu hali ile davalı erkeğin velayet ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Asıl davanın KABULÜ ile, tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Birleşen dosya davacısının Hayata kast, pek kötü ya da onur kırıcı davranış(TMK 162), Suçişleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK 163) maddeleri yönünden davanın ispatlanmadığından ayrı ayrı reddine, Müşterek çocuklar 12/09/2010 doğumlu Hiranur Karabolat ve 07/11/2011 doğumlu Nisanur Karabolat velayetlerinin davalı karşı davacı anne üzerinde bırakılmasına, Velayeti anneye verilen müşterek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, Davacı- karşı davalı kocanın Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, TMK 174/2 maddesi uyarınca 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı-birleşen dosya davacısı T4 alınarak davacı- birleşen dosya davalı T1’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine Davalı- karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, Birleşen dosya davacısının ispatlanamayan ziynet alacağı talebinin reddine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ... Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesinin 15.12.2009 tarih ve 2009/54-252 E.K. sayılı ilamı ile boşandıklarına ve davalı lehine aylık 175 TL nafaka ödemesine karar verildiğini, ... İcra Müdürlüğünün 2010/107 Esas sayılı dosyasında 09.07.2010 tarihli muhtıra ile davalının nafaka talebinden vazgeçtiği, bu nedenle nafaka ödemesi yapmamaları gerektiğinin ihtar edildiğini, davalının boşanma davası devam ederken ... isminde bir kişi ile karı-koca hayatı yaşadığını, bu kişiden ayrıldığını ve İzmir 27....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma ve Ziynet alacağı davasında (TMK m.166/1) davacı taraf katılma yoluyla, nafaka ve tazminat miktarları ile ziynetler yönünden davalı vekiline vekalat ücretine hükmedimesi yönünden, davalı taraf, kusur tespiti, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile boşanma, kabul edilen kişisel eşyanın iadesi davası yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve Ziynet alacağına ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 344.maddesine göre istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir....
O nedenle tarafların gelir durumlarına ve Yargıtay'ın Yerleşik İçtihatlarına göre boşanma tarihine göre tarafların ekonomik sosyal durumundaki değişiklik tam ve sağlıklı olarak araştırılmak suretiyle (tapu kayıtları, kira geliri, banka hesapları vb.), yoksulluk sona ermiş ise nafakanın kaldırılmasına, aksi halde boşanma tarihine göre davalının mal varlığının artması nedeniyle yoksulluğun azaldığı ve “çoğun içinde az da vardır ” ilkesi gereğince “nafakanın kaldırılması” talebinin “nafakanın indirilmesi” talebini de içerdiği gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....