Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O hâlde, ortak konutu terke zorlayan veya eve dönmeyi engelleyen eşin, gerçekte terk eden eş olması nedeniyle, terke dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu sonucun, yasanın konuluş amacına da uygun olduğu anlaşılmaktadır. Aksine görüşün kabul edilmesi hâlinde; ortak konuttan kovulan, fiilen ayrılmaya zorlanan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesi engellenen eşe karşı, haksız konumda bulunan eşin boşanma davası açma hakkı olduğunun kabulü ile boşanma kararı elde edebileceğinin düşünülmesi, hukuk devleti ilkesine aykırı olacağı her türlü duraksamadan uzaktır. 8. Diğer yandan 4721 sayılı Kanun’un “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından velayet ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların ortak çocuğu Muhammet 22.07.2015 tarihinde doğmuştur. Bu çocuk için doğum tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında; mahkemece verilen ilk hüküm taraflarca temyiz edilmiş, boşanma hükmü ile diğer yönler temyize konu edilmediğinden kesinleşmiştir. Hüküm velayet yönünden bozulmuştur....

      Hukuk Dairesi 15.12.2017 tarih 2017/1502 esas ve 2017/2471 karar sayılı kararı ile, kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kabulüne, davalı-karşı davacı kadın yararına 12.000,00 maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar vermiş, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verildiği halde ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakalarına ilişkin yeniden hüküm kurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün istinaf başvurusu reddedilen kısımları yönünden ret kararı ile yetinilmesi gerektiği halde “ortak çocuk yararına verilen tedbir ve iştirak nafakaları” hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ortak çocukla davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası olup, boşanma sonucu velayet kendisine bırakılan anne tarafından açılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı baba tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ev Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 170/3. maddesi uyarınca ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma davasında ileri sürülen hukuki bir sebebin kanıtlanmasının yanında ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunması gerekir. Toplanan deliller ve yapılan yargılamadan davalı erkeğin cinsel birlikteliği sağlayamadığı bu haliyle davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğuna dair dosyada delil de bulunmamaktadır....

            Bozmadan sonra kurulan hükümle bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden yeniden karar verilmesi, yine ortak çocuk... lehine hükmedilen iştirak nafakasının, temyiz edilmeyerek kesinleşen boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği de dikkate alınmaksızın, dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

              Bölge adliye mahkemesince davalı kadının; ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan tadbir nafakasının miktarına yönelik talebinin kabulü ile diğer istinaf taleplerinin reddine karar verildiği ve reddedilen istinaf talepleri hakkında esastan ret kararı verilmesi ile yetinilmesi gerektiği halde, boşanma, velayet, kişisel ilişki, danışmanlık tedbiri, yargılama gideri ve harçlar yönünden yeniden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılamasını gerektirmediğinden hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m.370/2)....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından kendi davasının reddi, kadının kabul edilen nafaka davası, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olup, anılan madde gereğince boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden...

                  Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; TMK’nın 166/4. maddesine dayanak boşanma davasını açmak ve reddinden sonra ortak hayatın yeniden kurulması yönünde girişimde bulunmamakla zaten kusurlu durumda olan erkek eşin, ayrıca eşini haksız olarak başkalarıyla ilişki kurmakla suçladığı, hakaret ettiği ve son olarak ortak konutu terk ettiği görülmüştür. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; kadın eşin ilk davanın kesinleşmesinden sonraki fiili ayrılık süresi içinde evlilik birliğini kurtarmak amacıyla sunmuş olduğu barışma önerisi, ortak hayatın yeniden kurulması için iyi niyetli bir girişim olup, erkek eş tarafından kabul edilmemiştir. Kadın eşin iyi niyetli teklifi sonrasında taraflar arasında barışma gerçekleşerek ortak hayat yeniden kurulmadığı gibi erkek eş tarafından böyle bir iddianın ileri sürülmemiş olduğu gözetildiğinde kadın eşin bu eyleminin “af” olarak nitelendirilmesi somut olayın özelliğine uygun düşmemektedir....

                    Boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiği halde mahkemece kurulan son hükümde tekrar boşanma hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Mahkemece verilen ilk hükümde ortak çocuk yararına aylık 150 TL iştirak nafakası, davacı kadın yararına 7000 TL maddi, 7000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, bu hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; ortak çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakasına ve davacı kadın yararına 12000 TL maddi, 10000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Mahkemece verilen ilk hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktarlar yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu