Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, hakaret ettiğini, duygusal şiddet uyguladığını, kıskanç olduğunu, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

    Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü bulunmaktadır. Davacı-davalı erkeğin, Sakarya 1. Aile Mahkemesi’nin 2009/812 esas, 2010/787 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, bu karar 23.2.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 25.2.2014 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken şartları oluşan davacı-davalı erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

      uygulanmasına, 3- TMK'nin 169. maddesi uyarınca ortak çocuk Yusuf lehine dava tarihinden reşit olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 300 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk Hüseyin lehine dava tarihinden iş bu karar tarihine kadar aylık 300 TL, iş bu karar tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar aylık 400 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak, davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4- Ortak çocuk Hüseyin lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 400 TL iştirak nafakasına, nafakanın davalı erkekten alınarak, davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ortak çocuk Yusuf için talep edilen iştirak nafakasının konusu kalmadığından bu çocuk için talep edilen iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5- TMK'nin 169. maddesi uyarınca davacı kadın lehine dava tarihinden iş bu karar tarihine kadar aylık 200 TL, iş bu karar tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği...

      DAVA TARİHİ : 28.06.2018 KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi SAYISI : 2018/457 E., 2019/746 K. Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek, davalı-karşı davacı kadının davasının reddine, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin ortak konutun kilidini değiştirerek kadının ortak konuta girmesine engel olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....

          buluştuklarını beyan etmiş, davacı kadın da bu görüşmede eşinin aldığı çiçek ve hediyeyi ortak çocuklarının boşanma konusunda kendisini suçlaması nedeniyle eşinin zorlaması ile kabul etmek zorunda kaldığını savunmuştur....

            kovduğunu, ailesi ile görüşmesini izin vermediğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, kadın adına yapılan bankacılık işlemlerinin kadın yararına olduğunu ve kadının bilgi sahibi olduğunu, sahtecilik ya da dolandırıcılık eyleminin söz konusu olmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının fer'î yöndeki taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi talep edilmiştir....

              İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355.maddesine göre "resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen hallerle sınırlı olarak yapılır." TMK'nın 162 maddesine göre: "Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. TMK'nın 166/1 maddesine göre "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." TMK'nın 174. maddesine göre; "mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma- Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından reddedilen boşanma davası ile kadının kabul edilen ziynet eşyası alacağı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise reddedilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadınının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece; davalı-davacı kadının, dava dilekçesinde "Eşinin belki düzeleceği umuduyla ortak çocuk için evliliğin devamı konusunda elinden geleni yaptığını" belirtmesi ve tanık İdris'in "Dava açıldıktan sonra tarafları bir araya getirmeye çalıştım....

                nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, eğitim ve tedavi masrafları nazara alındığında az olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, eğitim ve tedavi masrafları, ihtiyaçları nazara alındığında ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu ve yine tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, evlilik süresi de dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle; davalı-karşı davacı kadının kişisel ilişkiye, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, ortak çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında; her ayın 1. ve 3....

                  UYAP Entegrasyonu