Yerel mahkeme kararına karşı davalı erkek vekili tarafından, karşı davada boşanma, tazminat ve çocukla şahsi ilişki kurulması taleplerinin değerlendirilmediği, boşanma gerçekleşmediğine göre mal rejimi davasının konusuz kaldığını, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve ücreti vekalete hükmedilmesinin usul-yasaya aykırı olduğu ve karşı davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre; mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....
Somut olaya gelince; eşler, 16.11.1997 tarihinde evlenmiş, 13.02.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 82 ada 1 parselde kayıtlı mesken 3.kişi adına kayıtlı iken davalı eş 29.06.2009 tarihinde, ... plakalı araç ise 21.01.2011 tarihinde davalı eş tarafından satın alınmıştır. Şu durumda mallar eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihlerde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir....
Somut olayda, davacı ile davalı ... arasında boşanma davasının devam ettiği, mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davası da açıldığı, mal rejimine tabi olduğu iddia edilen hissenin muvazaalı olarak devredildiği, bu şekilde mal kaçırıldığı, mal rejimine ilişkin davanın sonuçsuz bırakılmak istendiğine ilişkin talepte, davacının, mal rejimine ilişkin dava sonunda bir alacağının doğmasının mümkün olduğu, muhtemelen hükmedilecek alacaklar için davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, TBK’nın 19 maddesine göre, dava açılabilmesi için davacının alacağının olmasının da dava şartı olduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda, davacı ile davalı ... arasında boşanma davasının devam ettiği, mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davası da açıldığı, mal rejimine tabi olduğu iddia edilen hissenin muvazaalı olarak devredildiği, bu şekilde mal kaçırıldığı, mal rejimine ilişkin davanın sonuçsuz bırakılmak istendiğine ilişkin talepte, davacının, mal rejimine ilişkin dava sonunda bir alacağının doğmasının mümkün olduğu, muhtemelen hükmedilecek alacaklar için davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, TBK’nın 19 maddesine göre, dava açılabilmesi için davacının alacağının olmasının da dava şartı olduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda, davacı ile davalı ... arasında boşanma davasının devam ettiği, mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davası da açıldığı, mal rejimine tabi olduğu iddia edilen hissenin muvazaalı olarak devredildiği, bu şekilde mal kaçırıldığı, mal rejimine ilişkin davanın sonuçsuz bırakılmak istendiğine ilişkin talepte, davacının, mal rejimine ilişkin dava sonunda bir alacağının doğmasının mümkün olduğu, muhtemelen hükmedilecek alacaklar için davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, TBK’nın 19 maddesine göre, dava açılabilmesi için davacının alacağının olmasının da dava şartı olduğu anlaşılmıştır....
Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 156 ada 45 parselde 1/6 arsa paylı 5 numaralı mesken edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 24.4.2003 tarihinde satış suretiyle ½’şer paylarla taraflar üzerine tescil edilmiştir. TMK.nun 222.maddesi son fıkrası hükmüne göre, bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir....
Aile Mahkemesi'nin 2014/1347 E. sayılı dosyası ile boşanma davası açtığı ve davanın halen devam ettiği,TMK 214/2 maddesi gereğince mal rejiminin tasfiyesi davalarında, boşanmaya, evliliğinin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemenin yetkili olduğunun bildirilmesi karşısında, davanın yetkili .... Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. .... Aile Mahkemesi tarafından ise her ne kadar .... Asliye Hukuk Mahkemesi, taraflar arasında derdest bir boşanma davası olması nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiş ise de, TMK'nın 214. maddesi mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetkili mahkeme olarak boşanmaya karar verilmesi durumunda boşanmaya karar veren mahkemenin yetkili olacağını belirtmektedir....
SAVUNMA:Davalı vekilinin 03/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, mal rejiminin tasfiyesi iin boşanma davası açılmış olmasının yeterli olmadığını, boşanma davası devam ederken açılmış olan mal rejiminin tasfiyesi davasında davasının sonucunun beklenmesinin gerektiğini, boşanma davası sonuçlanmadan mal rejimi davasının bir karara bağlanamayacağını, bu nedenle boşanma davasının bekletici mesele yapılmasını, mal rejimi süresince eşlerden her birinin kendi malvarlığı üzerinde serbestçe tasarruf edip işlem yapabileceğini, ancak mal rejimi sona erdiğinde her bir eş diğer eşin edinilmiş malı üzerinde katılma alacağı hakkına sahip olacağını, müşterek konut olarak bildirilen ve tedbir konulan taşınmazın 3 yıl önce satıldığını, 3....
Davalı ... vekili, anlaşmalı boşanma davasında düzenlenen protokol gereği davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, boşanma protokolü dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler....
Taraflar 05.01.2002 tarihinde evlenmiş, 18.05.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 14.09.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği sona ermiştir. Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, eşler arasında evlilik tarihinden, mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal "edinilmiş mallara katılma" rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Temyiz incelemesine konu istek boşanma dava dilekçesinde ileri sürülmüştür. Davacı dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın boşanma davasında söz konusu edilmesi muhtemel tazminat isteklerinin karşılıksız bırakılması amacıyla satılacağı endişesinde olduğunu, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müştereken tescilini talep etmiştir....