Aile Mahkemesi tarafından ise TMK'nın 214. maddesi gerekçe gösterilerek boşanma davasının Kayseri 5. Aile Mahkemesinde görülmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş ise de bahsedilen yasa maddesinde boşanma davasının bakıldığı yer mahkemesi tabiri kullanılmadığı, boşanma davasında yetkili olan mahkemelerin de yetkili olacağı husus düzenlendiği, TMK'nın 168. maddesinde davacının yerleşim yerinde de boşanma davası açılma imkanı olduğu, dolayısıyla dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davacının adresi ... ilçesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. TMK'nın 214. maddesinde “Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir: 1. Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi, 2. Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme, 3....
Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202, 4722 sayılı Yasa'nın 10.m.). Taraflar 16.09.2010 tarihinde açılan 13.12.2011 tarihte kesinleşen boşanma davası ile boşanmışlardır. Tasfiyesi talep edilen kıdem-ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücreti davalıya mal rejimi sona erdikten sonra 01.12.2010 tarihinde verilen çıkış belgesi uyarınca ödendiği anlaşılmaktadır. TMK'nun 219. maddesi uyarınca, edinilmiş mal olarak tasfiye kapsamında kabul edilmesi gereken mevcut malvarlığı kapsamındaki alacaklar muaccel hale gelmiş (TBK.m.90) alacaklardır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/ 261 Esasında kayıtlı boşanma davası bulunmaktadır. Taraflar arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/ 2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptanmış olup bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Ancak tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK'nun 27.06.2012 tarih 2012/ 8-268 Esas, 2012/420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere boşanma davası bekletici mesele yapılmalıdır. Bu halde boşanma davasının olumlu sonuçlanması durumunda TMK'nun 214/2. maddesindeki yetki şartı da gerçekleşmiş olacağından mahkemece ......
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının boşanmaya ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, davacı boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi davası ikame ederek katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talep etmiş ise de boşanma davasının sonucunun mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucunu etkileyeceğinden, boşanma kararı kesinleşmeden mal rejimi davasında karar verilemeyeceğinden, bu nedenle her iki davanın birlikte görülmesi imkanı bulunmadığından mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrikini talep ettiklerini, davacının mal rejiminin tasfiyesi davası için iddiaları somutlaştırma yükümlülüğüne uymadığını, Yargıtay'ın yerleşik kararları gereği davacının her bir mal varlığından ne talep edildiğini açıklaması gerekmekte olup mahkemece verilen bu ara karara ve süreye riayet etmeyen davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacının hangi mal varlığından ne talep ettiği hususunun açık olmaması bir yana, talep ettiği katılma...
Mahkemece, eldeki mal varlığının tasfiyesine ilişkin dava boşanma davasından ayrılarak yeni esasa kaydedilmiş ve davalı-karşı davacının cevap dilekçesinde taşınmaz ve araç üzerinde alacağı bulunduğunu ileri sürdüğü, davalının usulüne uygun olarak harcı yatırılmış bir davası bulunmadığı, cevap dilekçesinin sonradan harçlandırılmak suretiyle karşılık dava haline getirilemeyeceği, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın boşanma davasının eki niteliğinde olmadığı açıklanarak davalı-karşı davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davası konusunda karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir. Hüküm davacı vekili ile davalı vekili taraflarından temyiz edilmiştir. Taraflar, 20.04.1984 tarihinde evlenmiş, 06.06.2008 tarihinde açılan dava sonucu boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 14.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasında boşanmayla evliliğin sona erdirilmesine karar verilmesi halinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK.nun 225/son)....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 21.01.1995 tarihinde evlendikleri, 24.12.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 10.02.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, eldeki davanın ise 22.03.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
Aynı kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 14.12.1988 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 07.02.2002 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
Dava ve karşı dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar, 14/06/2009 tarihinde evlenmiş, 13/04/2015 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 15/06/2015 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK m.202). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179)....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Taraflar, 14.04.2001 tarihinde evlenmiş olup; 24.12.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 25.04.2013 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m)....
tan alınan 9.000-TL krediler kullanılarak dosya arasında bulunan araç satış sözleşmesine göre 33.500-TL'ye alındığı, boşanma davasının açıldığı 13.10.2011 tarihinde bu aracın davalı tarafından 3.kişiye satıldığı anlaşılmaktadır. Mal rejiminin sona erdiği tarih olan boşanma dava tarihine kadar 36 ay taksitli bu kredilerin 15'er taksidinin ödendiği, boşanma dava tarihinden sonraya 21'er taksidinin kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nun 230/2.maddesi uyarınca, her borç ilişkin olduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Bu nedenle mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle kalan kredi borçlarının edinilmiş mal olan 64 LK 028 plakalı aracın borcu olarak kabul edilerek denkleştirilmesinin yapılması gerekir....