Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden, mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Somut olayda; taraflar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 28.09.2018 tarihinde sona ermiştir. Davacı taraf 11.03.2019 tarihinde banka havalesiyle davalının borcunu ödediği ve ödediği bu borca ilişkin talepte bulunduğuna göre, bu tarih mal rejiminin tasfiye tarihinden sonraki bir tarih olduğundan, bu alacak-borç ilişkisi nedeniyle taraflar arasında 4721 sayılı TMK'nun mal rejiminin tasfiyesine ilişkin mal rejimi hükümleri uygulanmaz....

Boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmiş değildir. Tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı belirlenmiştir. Bu gibi hallerde borçlunun alacaklısından mal kaçırabilme imkânı vardır. Gerek tasarrufun iptali davalarında, gerekse HUMK.nun 446. maddesinde yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurmak suretiyle açılan davaların yasal düzenlemelerinin, aynı amaca yönelik olduğu kuşkusuzdur. Kaldı ki sistem kayıtlarına göre davalıların 06/12/2006 tarihinde yeniden evlendikleri de kesindir. Bu durumda mahkemece tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği halde, yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmiş değildir. Tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı belirlenmiştir. Bu gibi hallerde borçlunun alacaklısından mal kaçırabilme imkanı vardır. Gerek tasarrufun iptali davalarında, gerekse HUMK.nun 446. maddesinde yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurmak suretiyle açılan davaların yasal düzenlemelerinin, aynı amaca yönelik olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği halde, yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesinin yapıldığı, boşanma protokolünün kararın eki sayılmasına karar verildiği, boşanma kararının kesinleştiği, protokolde 'tarafların birbirinden başkaca hak ve alacakları bulunmamaktadır' düzenlemesinin bulunduğu, tehdit sebebi ile protokolün imzalandığına yönelik iddianın mal rejiminin tasfiyesi talepli işbu davada incelenemeyeceği, boşanma protokolündeki düzenlemeye göre tarafların birbirinden hak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        plakalı aracın ve bankalarda bulunan hesapların ise eşler arasında mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı ........2000 tarihinden çok sonra yukarda açıklanan tarihlerde edinildikleri ve hesapların açıldığı belirlenmiştir. TMK'nun 225/.... maddesi uyarınca eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermektedir. Bu tarihten önce edinilen mallar, mal rejimi davalarında tasfiyeye tabi tutulmaktadır. Boşanma davasının açıldığı ve mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra edinilen mallar ise, mal rejiminin tasfiyesine esas alınmaz ve bunlara ilişkin uyuşmazlıklar 6098 sayılı TBK'nun genel hükümlerine göre genel mahkemelerde bakılmaktadır....

          Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosya içeriğinden davalıların anlaşmalı boşanma davası ile boşandıkları, boşanmaya rağmen birlikte oturmaya devam ettikleri sabit olduğu bu anlamda boşanma danışıklı olup, dava konusu taşınmazın mal kaçırma amacı ile önce boşanma ilamında davalı Nazife adına tesciline karar verildiği daha sonra da tapuda satış olarak işlem yapıldığının sabit bulunmasına göre davalı ....... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            rejiminin tasfiyesi talebinin henüz boşanma gerçekleşmemiş olduğundan reddine. aksi halde boşanma davası içinde görülemeyeceğinden tefrikine, boşanma davası süresince tedbiren müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek konutun dava süresince tedbiren müvekkili ve müşterek çocuklara tahsisine, davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, 50.000, TL maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            rejiminin tasfiyesi talebinin henüz boşanma gerçekleşmemiş olduğundan reddine. aksi halde boşanma davası içinde görülemeyeceğinden tefrikine, boşanma davası süresince tedbiren müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek konutun dava süresince tedbiren müvekkili ve müşterek çocuklara tahsisine, davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, 50.000, TL maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Kadının davasında verilen boşanma kararı temyiz kapsamı dışında kalarak boşanma kesinleşmiş olup mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava dinlenebilir hale gelmiştir. Davalı-karşı davacı kadının karşı davasında başvurma harcı alınmıştır. İsteğinin nispi harca tabi olması nedeniyle, başvuru harcının dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsadığı göz önünde bulundurularak, davalı-karşı davacı kadına, mal rejimi tasfiyesine yönelik talebi yönünden nispi peşin harcı yatırması için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m.30-32), nispi harcı yatırması halinde yargılamaya devam edilmesi, yatırmaması halinde ise Harçlar Kanunu 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince(6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Bu itibarla; tarafların boşanmalarına ilişkin mahkemenin 6/11/2018 tarih, 2018/437 Esas 2018/656 Karar sayılı kararının henüz kesinleşmediği, kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11....

              UYAP Entegrasyonu