Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından mal rejimi tasfiye alacağı ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen 03/02/2015 tarihli ilk hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.06.2016 tarih, 2016/12133 esas ve 2016/12516 sayılı kararı ile “Kadının maddi tazminat talebi, Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesinden kaynaklanan maddi tazminat talebi olmayıp, mal rejimine ilişkin olup, nispi harca tabidir....

    TMK.nun 179. maddesi hükmüne göre, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 31.07.1993 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 12.02.2007 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir....

      Aynı Kanunun 225/2. maddesine göre de; evliliğin boşanma ile sona ermesinde mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer. Somut olayda; 10.01.1974 tarihinde evlenen eşler arasındaki mal rejimi, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan boşanma davasıyla 19.06.2003 tarihinde sona ermiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Az yukarıda belirtilen kanun maddeleri uyarınca, mal rejiminin sona erdiği tarihte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlükte bulunduğundan görülmekte olan davada Aile Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....

        Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.” hükümleri yer almaktadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasaya 5133 Sayılı Yasa ile ekleme yapılan 4/2. maddesinde “22.11.2001 tarihli 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabı, 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasaya göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin” aile mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır. Somut olayda; davacı, açtığı baoşanma davasında boşanma yanında davalı ve ailesinin borçlarının ödenmesi için 10000,00 TL değerindeki altın bileziklarini borç olarak eşine verdiğini iddia ederek 10000,00 Tl nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Aile mahkemesince iş bu alacak talebi boşanma davasından tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmiştir....

          Eşyalar davalı eşte kalacak bundan başka tarafların karşılıklı birbirinden eşyalar konusunda bir talepleri yoktur" şeklinde düzenlendiği, duruşmadaki imzalı beyanlarında "Davacının 30.000 TL ödemesini kabul ettiğini, evlilik birliği içinde edindikleri ev eşyalarını paylaştıklarını, ziynet, çeyiz ve kişisel eşyalarını aldıklarını" belirtikleri, boşanma hükmünde de "Tarafların anlaşmaları uyarınca ev eşyaları ile çeyiz, ziynet ve kişisel eşyalarını paylaşmış olduklarını belirttiklerinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına," karar verildiği anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Protokoldeki düzenleme, boşanma davasındaki taraf beyanlarından mal rejimine ilişkin açıkça bir anlaşma olduğu sonucu çıkarılamaz. O halde, mahkemece iddia ve savunma kapsamında deliller toplanıp, deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eşler arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmedikçe, mal rejiminin tasfiyesinin yapılamayacağını, bu durum karşısında mal rejimi davalarının ancak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesinden itibaren zamanaşımı süresi içerisinde açılması mümkün olduğunu, hakkın, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesiyle doğacağını, boşanma davasının reddi halinde mal rejimi davasının görülebilirlik ön koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, bu kapsamda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Aydın 1....

              Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmemiştir. Bu durumda, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 25.01.2011 tarihine kadar 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. TMK'nun 225/2. maddesi uyarınca mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Davacı taraf, boşanma dava dosyasında ve tefrik ile ayrı bir esasa kayıt edilen eldeki davanın yargılamaları sırasında evlilik birliği içerisinde edinilen herhangi bir eşyanın varlığını kanıtlayamadığı gibi ziynet eşyalarına ilişkin iddialarınıda ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacının eşyalara ve ziynetlere ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu isteklere yönelik bölümünün ONANMASINA, Ancak, taraf tanıklarının anlatımları, özellikle davacı tanığı ...'in görgüye dayalı samimi anlatımları ile bu anlatımları destekleyen ......

                KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davasında davacı eşin; -taşınır mal -taşınmaz mal -maddi tazminat -manevi tazminat -tedbir nafakası -yoksulluk nafakası konularında beyanı alınmışken davalı eşin bu konularda ifadesi alınmamıştır. Davacının özellikle taşınır mal ve taşınmaz mal isteminin bulunmadığı hususu hüküm fıkrasında gösterilmemiştir. Oysa bu anlatım mal rejiminin tasfiyesi davasında temyiz eden davalı kadın yararına kazanılmış bir haktır. Davacı koca bu haklarından feragat etmiştir. Diğer fer'i hükümlerde hüküm fıkrasına alınmamıştır. Davalının, hükmü temyizde hukuksal yararı ve haklılığı söz konusudur. Hükmün açıkladığım gerekçelerle bozulmasına düşünüyorum....

                  Taraflar 12.09.1997 tarihinde evlenmiş, 31.05.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 15.07.2005 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu Malatya’da 2564 ada 1 parselde bulunan 6 numaralı mesken 01.02.2000 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına tescil edilmiştir. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır.Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava, katkı payı alacağına ilişkindir....

                    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde; eşler, 09.01.1995 tarihinde evlenmiş, 12.10.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 12.03.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu edilenlerden davalı adına kayıtlı.......

                      UYAP Entegrasyonu