Davacı taraf 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 162 nci maddede belirtilen, hayata kast, pek kötü muamele ve de ağır derece de onur kırıcı davranış hususlarını ispat edememiştir. Zira davacı kısıtlıya karşı eziyet boyutunda ve süreklilik arz eden bir işkencenin olmadığı, davacı tarafın pek fena muamele iddiasını destekler başkaca delil sunmadığı..." gerekçesiyle davacı tarafın Türk Medeni Kanun'unun 162 nci Maddesine dayalı olarak açmış olduğu boşanma davasının reddine, "... Türk Medeni Kanun'unun 166/1 nci maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir." şeklinde belirtilmiştir. Dilekçeler teatisinde davalıya atfedilen kusurlarla ilgili tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde Niğde 5. Asliye Ceza Mahkemesi 2020/37 Esas 2021/179 Karar sayılı dosyada düzenlenen 25.03.2020 havale tarihli sosyal inceleme raporunda kısıtlı ...'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, onur kırıcı ve hakaret içeren sözler söyleyen, ortak çocuklara kötü davranarak duygusal şiddet uygulayan kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğe atfıkabil bir kusurun varlığı ispat edilemediğinden kusur tespiti ve davanın kabulüne karar verildiği, erkek lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin ve miktarlarının da makul olduğu, istinaf incelemesinden önce 30.08.2021 tarihi itibariyle ortak çocuğun ergin olduğu dikkate alındığında velâyet ve iştirak nafakasına ilişkin hükmün sonuç doğurmayacağı tabii olmakla birlikte velâyet kendisine verilmeyen tarafın çocuğun giderlerine katılma zorunluluğu nedeni ile çocuk için nafaka takdirinin doğru olduğunu, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi karşısında, davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine açılan davanın boşanma ve fer'îlerine ilişkin olması ve mal...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2020 NUMARASI : 2018/757 ESAS - 2020/255 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, gereği düşünüldü. GEREKÇE: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının zinası, haysiyetsiz hayat sürmesi, pek kötü ve haysiyet kırıcı davranışının yanı sıra evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına da sebebiyet verdiğinden, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000,00TL tedbir-yoksulluk nafakası verilmesine, yine 200.000,00 TL maddi, 200.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalı adına 1/2 hissesi kayıtlı olan taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tasfiyeye konu taşınmazlar ve araç, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; TMK'nun 236/2. maddesindeki düzenlenen eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına iişkin hüküm edinilmiş mallara katılma rejimine özgü artık değere katılma alacağına ilişkin olduğu gibi; bu maddenin uygulanabilmesi için evliliği sona erdiren boşanma kararının "zina (TMK m. 161)" veya "hayata kast (TMK 162)" sebebine dayalı olarak verilmiş olması gerekir. Kesinleşen taraflara ilişkin boşanma kararının ne "zina" ne de "hayata kast" sebebine dayalı olmadığı, TMK'nun 166/1-2 ve 163. maddelelerine göre karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemenin davayı ret gerekçesi yerinde değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin gece geç saatlerde farklı kadınlarla uzun telefon görüşmeleri yaptığı neticede güven sarsıcı davranışlarının olduğu; kadının ise eşine karşı sosyal çevresinde "..cüce kala kala sana mı kaldım, nereden buldum bu polisi, kala kala bir polise mi kaldım ben.." şeklinde rencide edici sözler söylediği, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açtığı davanın ispatlanamadığından reddine, ortak çocuğun yaşı, alıştığı ortam göz önüne alınarak velâyetinin davacı-davalı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, küçüğe fiilen bakan ebeveyn tarafından diğer ebeveyne yönelik nafaka talebinde bulunabileceği anlaşılmakla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, küçüğün yaşı ve hakkaniyet...
CEVAP Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli huzursuzluklar çıkardığını, gel gitler yaşadığını, anlamsız şekilde ağladığını, dengesiz davranışlar sergilediğini, tedavi için Bakırköy Ruh Sağlığı Hastanesinde tedavi gördüğünü, ev işlerinden kaçtığını, yemek yapmadığını, asabi davranışlar sergilediğini, oda kapısını kilitleyerek aileden kendisini soyutladığını, müvekkilinin 2016 yılında Şubat ayında zatürre tedavisi için hastaneye yattığını, müvekkiline refakat eden davacı kadının telefonuna "canım aşkım nasılsın, kocanın yanındamısın" türünden mesajlar geldiğini, müvekkilinin kızgınlıkla sitemde bulunduğunu sonrasında da davacı-davalı kadın ile konuşmadıklarını, birlikte olmadıklarını kadının bileziklerini, ev eşyalarını ve çocuğu da alıp evi terk ettiğini iddia ederek davacı-davalı kadının açtığı boşanma davasının reddine, müvekkilinin zina ve hayata kast, pek kötü ve ... kırıcı davranış nedeni ile açtığı boşanma davasının kabulüne, ortak çocuğun...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın incelenmesinde; tarafların 09/02/2005 tarihinde evlendikleri, müşterek evlilik birliğinden 2005 d.lu Irmak 2009 d.lu Yudum ile 2016 d.lu Deniz'in dünyaya geldiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının davacıya ve çocuklara fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin de kavgalara katıldığını, hatta davacıyı darp ettiklerini, davalının davacıya hakaretlerde bulunduğunu, onu tehdit ettiğini, ortak çocuk Irmak'ın babasının uyguladığı şiddet yüzünden evden kaçtığını, davalının davacıyı ters ilişkiye zorladığını, çocukların odasında pornografik içerikli videolar izlediğini, bunun üzerine çıkan tartışmada davacıyı darp ettiğini, davacının davalı hakkında şikayetçi olduğunu ileri sürerek TMK'nn 162. m.si uyarınca hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve TMK'nun 166/1 m.si uyarınca boşanmaya, ortak çocukların velayetinin davacıya verilmesine, davacı ve ortak çocuklar yararına aylık 400'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile...
olmaz" şeklinde tehdit ettiğinden pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış ve küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleriyle boşanma, aylık 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddî 20.000 TL manevî tazminat ile çeyiz eşyaları ve düğünde takılan ziynetlerin aynen iadesine bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1000 TL'nin ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
tehdit ettiğini, beddua ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak çocuğu okula göndermediğini beyanla, tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, mümkün olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuk...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı- davalı vekili her ne kadar istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiş ise de; HMK'nun 353. maddesi kapsamında bu talebi yerinde görülmemiştir. Asıl dava; TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir. Karşı dava; TMK'nun 162. maddesine dayalı pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma ve TMK'nun 166/1 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....