Davalı kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı erkek tarafından açılan fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuş ve hükme karşı davalı kadın tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, kadının nafaka ve tazminatlara dair başvurusunun kabulüne karar vererek, ilk derece mahkemesinin nafaka ve tazminatlara ilişkin hükmünün kaldırılmasına karar vermiştir. Hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir....
Açıklanan sebeple, reddedilen terk nedenine dayalı boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma sebebi yaratan davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davacı-karşı davalı erkek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olup, kadın boşanma sonucu eşinin maddi desteğini yitirecektir. Kadın yararına TMK m. 174/1 koşulları oluşmuştur. Davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat talebinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175)....
Zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddi açısından: Erkeğin zina nedenine dayalı kusurlu davranışlarının ispatlanamaması karşısında zina nedenine dayalı boşanma davasının reddinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 166/1'e göre davanın kabulü açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddi açısından: Erkeğin zina nedenine dayalı kusurlu davranışlarının ispatlanamaması karşısında zina nedenine dayalı boşanma davasının reddinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 166/1'e göre davanın kabulü açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Fiili ayrılığa sebep olan 20.05.2017 tarihli son olayda taraflar arasında çıkan tartışma esnasında erkeğin kadına el kaldırdığı davacı-karşı davalı kadın tarafından iddia edilmiş ancak bu husus da dosyadaki delilerle ispat edilememiştir. Yaşanan son tartışma sonucu davalı kadının evi terk ettiği kendisinin kabulünde ise de; fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği gibi ortada davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan terk (TMK. md. 164) hukuksal nedenine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, her iki tarafın da boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun varlığı dosya kapsamından ispatlanamamıştır....
ait green kartı alarak ABD'ye geri döndüğünü, davalının evden ayrılırken boşanmak istediğini ve herhangi bir mal ve başkaca bir şey talep etmediğini içeren kendi el yazısı ile yazılmış bir not bıraktığını, eşinin eve dönmesi için gösterdiği çabalara rağmen eşinin eve dönmediğini, üç yılı aşkın süreden beri eşiyle ayrı yaşadıklarını, eşi ve çocuklarıyla yaptığı görüşmede eşinin eve dönmeyeceği ve Amerika'da yaşamak istediğini ve boşanma konusunda kararlı olduğunu öğrendiğini, tekrar bir araya gelmeleri mümkün olmadığından evlilik birliği fiilen sona erdiğinden ve eşiyle boşanma istediğinden boşanma davası açma gereği doğduğunu, velayet, nafaka, tazminat talebinin olmadığını, eşinin de herhangi nafaka, tazminat, mal talebinin olmadığını, aralarında bu konularda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı belirterek davalı ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/549 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanlarının tamamının fiili ayrılık öncesine yani reddedilen boşanma dosyası öncesine ilişkin olduğu, fiili ayrılık öncesinde yaşanan olaylar hakkında tarafların kusur durumlarına ilişkin kesinleşen bir mahkeme kararının bulunması ve 2019 yılı içerisinde gerçekleşen fiili ayrılık sonrasında tarafların yeniden bir araya gelmemeleri nedeniyle iş bu dosyada fiili ayrılık öncesine dair hususların dinlenemeyeceği, taraflarca da dilekçeler aşamasında fiili ayrılık sonrasına ilişkin herhangi bir vakıa ileri sürülmediği, davacı erkeğin davalı kadın hakkında Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığına dolandırıcılık suçu nedeniyle yapmış olduğu şikayet 05.11.2020 tarihli olsa da, davaya konu edilen eski tarihli olaylara ilişkin olduğu, mahkemece davanın reddinin isabetli olduğu, somut olayda TMK'da tahdidi olarak sayılan butlan sebeplerinin de mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacı erkek vekilinin davanın reddine yönelik istinaf talebinin...
Mahkemece; "Asıl dava, TMK. 166/son maddesinde düzenlenen 3 yıllık fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma, karşı dava ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'isi niteliğindeki, nafaka, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. TMK'nın 166/1. maddesinde; evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği ön görülmüştür. Davacı vekili, daha önce açılan boşanma davasının ret kararının üzerinden 3 yıllık yasal sürenin geçtiğini ve tarafların bir araya gelmediğini, talepleri gibi boşanmaya karar verilmesini istediklerini, tarafların otuz yıl önce evlendiklerini, bu evlilikten beş reşit çocuklarının bulunduğunu, eşler arasında çıkan anlaşmazlıkların ortak hayatı çekilmez hale getirdiğini, tarafların yaklaşık 10 yıldır biraraya gelmediklerini beyan etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2021 NUMARASI : 2017/888 ESAS 2021/605 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ 1-Dava konusu 360 parsel sayılı taşınmazdan imar uygulamasıyla oluşan 1664 ada 4 parsel ile 1666 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kütük sayfasının, 2-Paydaş ..1664 ada 4 parsel ile 1666 ada 4 parsel sayılı taşınmazları edinimine esas akit tablosunun, 3-..Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/334 Esas, sayılı dosyasının aslının veya onaylı suretinin, getirtilerek Dairemize gönderilmesi için, dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 23.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....