Dairemizin 25.03.2022 tarih, 2022/521 esas ve 2022/660 karar sayılı ilamı ile de; erkeğin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması gerektiği ve mahkemece verilen boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, davalı-karşı davacı erkeğin karşı davasının reddine hükmedilmiştir....
fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, ayrıca terke dayalı bir boşanma davasının da söz konusu olmadığı göz önüne alındığında, taraflar arasında her ne kadar uzun süreli birlikte yaşamanın gerçekleşmediği belirlenmiş ise de; davacı tarafça TMK'nun 166/4.maddesine dayalı boşanma davası olmamasına rağmen, yerel mahkemece fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının tümden kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı "aynı" boşanma davasında birden çok hukuki sebebe dayanarak öncelikle Türk Medeni Kanunu m.161 (zina sebepli) olmadığı takdirde, Türk Medeni Kanunu m.166/1'de gösterilen hukuki sebeple boşanma isteminde bulunmuştur. Öncelikle özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, özel boşanma sebebi değerlendirilmeden, genel boşanma sebebine (TMK m.166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup (HMK m.26), davacının öncelikli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, ikincil talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz....
Aile Mahkemesi'nin 2018/314 Esas sayılı dosyası ile TMK'nun 166/4 son maddesi uyarınca 11/04/2018 tarihinde boşanma davası açıldığı, tarafların daha önce aralarında görülen boşanma davasının reddi kararının kesinleşmesinden itibaren geçen üç yıllık sürede bir araya gelmedikleri ve evlilik birliğini devam ettirmediklerinin anlaşıldığı, mahkeme tarafından davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, daha önce açtığı boşanma davası reddedilen ve fiili ayrılık nedenini yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olarak kabul edilmesinin gerektiği, ayrılık sürecinde davacı erkek tarafından barış girişiminde bulunulmadığının anlaşıldığı, keza tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırılması için gelen müzekkere cevabında ve davacı tanık beyanında davacı erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşadığının sabit olduğu, bu nedenle davacı erkek aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu ancak tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine ve tedbir nafakasına (TMK m.169) yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadının, erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemede; Davacı-karşı davalı erkek tarafından; ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılan boşanma davası reddedilip 29.1.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar bu tarihten sonra bir araya gelmedikleri gibi, fiili ayrılık süresi zarfında davalı-karşı davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispatlanamamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki fiili ayrılığa dayalıdır. Fiili ayrılığa mesnet alınan ... 2. Aile Mahkemesinin 2005/453 esas, 2005/1295 karar sayılı boşanma davasına ilişkin dosyadaki onaysız fotokopilerden, davacının 01.03.2006 tarihinde "davadan feragat" ettiğini bildirmesi üzerine, mahkemesince dosyanın ele alıp 01.03.2006 tarihli ek kararla "feragat nedeniyle davanın reddine" karar verdiği, bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği, temyizin akıbetiyle ilgili bir bilgi ve belge bulunmadığı görülmektedir. Bu bakımdan sözü edilen dosyanın incelenmesi gerekli görülmüştür. ... 2....
Davacı davalı erkek vekili, zina nedenine dayalı boşanma davasının kabul edilmesi, kusur, tazminat takdiri, nafaka takdiri, müvekkili aleyhine olan tüm kararların kaldırılması ile karşı davanın reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı davacı vekili istinafa cevap vermemiştir. Davacı davalı erkeğin kadının karşı davasındaki tespit edilen kusur, kadının karşı davasının kabulüne dair karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla erkeğin kusur, kadının zina nedenine dayalı karşı davasının kabulü yönündeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava; taraflarca karşılıklı açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 inci maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine, tarafların boşanmalarına, velayetin anneye bırakılarak ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen karar...
Hukuk Dairesince bu hususun feragat olarak değerlendirilerek boşanma hükmünün bozulmasına karar verildiğini, boşanma kararırın 18.01.2016 tarihinde bozulmasından sonra 2016 yılının Nisan-Mayıs aylarında araç satışı ve banka kredileri yüzünden eşler arasında tekrar geçimsizlik başladığını ve bundan dolayı fiili ayrılık gerçekleştiğini, tarafların o tarihten sonra herhangi bir şekilde eşlerin bir araya gelmediğini, kadının da Bergama 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2016/165 Esas sayılı dava dosyasına ibraz ettiği dilekçelerden de fiili ayrılığı doğruladığını, anlaşmalı boşanmanın Yargıtay 2....
DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların resmi kayıtlarda 18/07/1983 tarihinde evli olarak göründüklerini, ancak müvekkilinin 30 yıldan fazladır Almanya'da ikamet ettiğini, eşlerin evliliğin kurulduğu tarihten bu yana hiç birlikte kalmadıklarını, davacının Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/142 esas 1994/76 karar sayılı dosyasında açtığı davanın ret ile sonuçlandığını ve davanın 12/09/1994 tarihinde kesinleştiğini, davalının Adana 6.Aile Mahkemesinin 2017/88 esas sayılı dosyası ile açtıkları evliliğin iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde tarafların yaklaşık 34 yıldır fiilen bir araya gelmedikleri ve hiç görüşmedikleri yönünde ikrarının olduğunu belirterek TMK 166/f-4 gereği 3 yıllık fiili ayrılık nedeniyle eşlerin boşanmasına karar verilmesini talep etmiştir....