Davacı-davalı erkek eşin temyiz dilekçesi davalı-davacı tarafa 17.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı-davacı taraf hükme ilişkin itirazlarını da ihtiva eden temyize cevap dilekçesini yasal 10 günlük süreden sonra 03.03.2015 tarihinde verdiğinden, davalı-davacı kadının katılma yoluyla temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkeme tarafından, davalı-davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş,erkeğin davası ise kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesindeki anlaşmalı boşanma koşullarının gerçekleşmediği, davanın Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesindeki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı çekişmeli boşanma davasına dönüştüğü; tarafların boşanma ile bir kısım boşanmanın fer'i (eki) hususlarda anlaşmış olmasının anlaşmalı boşanma kararı verilmesi için yeterli olmadığı ve bu konudaki ikrarlarının hakimi de bağlamayacağı ( TMK. 184/3) gözetilerek; taraflara Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşemediğinin belirlenmesi bakımından delil bildirme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde deliller toplanıp, gerçekleşen sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde Türk Medeni Kanununu 166/1. madde uyarınca boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı erkeğin sadakatsiz olduğu kabul edilerek tam kusurlu olduğundan bahisle reddedilmiştir. Davacı erkeğin halen bir başka kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından çocuklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Mahkemece, her ne kadar kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini beyan etmesi erkeği affetmesi olarak kabul edilmiş ise de; kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini belirtip davanın reddini savunması af olarak nitelendirilemez....
Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; taraflardan davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava tarafların boşanmayı gerektirebilecek nitelikte bir kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve 06.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davanın reddi nedeniyle, bu davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak taraflara bir kusur yüklenemez. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasından sonra davalı erkeğin, davacı anne ile birlikte yaşayan tarafların ortak çocuğunu arayıp sormadığı ve ihtiyaçları ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda, ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan davacı kadın ile fiili ayrılık döneminde ortak çocuğu arayıp sormayan ve ihtiyaçları ile ilgilenmeyen davalı erkeğin eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :06.11.2013 NUMARASI :Esas no:2013/397 Karar no:2013/1479 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, terk nedenine dayanan bir davanın bulunmamasına ve fiili ayrılığın tek başına boşanma nedeni olmadığına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.06.2014(Çrş.)...
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı 22/09/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 2003 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, davalı ile dört yıldır ayrı yaşadıklarını, davalı aleyhine 2013 yılında Samsun 2. Aile Mahkemesinin 2013/613 Esas 2014/211 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddine karar verildiğini, bu süre zarfı içerisinde davalı ile görüşmediğini ve bir araya gelmediklerini belirterek fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden, davalı kadın tarafından ise; 166/son hukuki sebebine dayanan boşanma davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) ve fiili ayrılık (TMK m. 166/son) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açılmış ve mahkemece fiili ayrılık şartları gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 08/02/1980 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 4 ergin müşterek çocuklarının olduğu, davacı kadın tarafından davalı erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ferilerine ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır....
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ve birleşen kadının akıl hastalığı özel nedenine dayalı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince verilmiş olan hüküm hakkında tarafların istinaf kanun yolu inceleme talebi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından tarafların istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir. Taraflarca temyiz incelemesi talebinde bulunulmuş olup, davacı-davalı erkek Küçükçekmece 2....
Mahkemece; "Tarafların Isparta Aile Mahkemesinde açılan boşanma davası sonucunda verilen 2011/1105 E. ve 2012/1141 K. sayılı ilamı incelendiğinde davacının eldeki davanın davacısı olduğu ve davalıya atfı kabil kusurun bulunmadığından usulen davanın reddine karar verildiği, kararın 02/01/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Taraflardan davacının reddedilen davası ile önceki olayları yeniden boşanma nedeni yapması imkanı ortadan kalkmıştır. Fiili ayrılık başlı başına boşanma sebebi değildir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 19/12/2017 tarihli 2017/4123 Esas sayılı ilamı). Ancak Reddedilen davanın açılmasından sonra, taraflarca dosyaya bildirilen ve toplanan delillerle davalı kadının yeni bir olayın varlığı ileri sürülmüştür....