Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava; TMK.nun 172/2 maddesine dayalı ayrılık nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. İzmir 9....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davalı kadının davacı erkeğin açmış olduğu boşanma davasını kabul ettiği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. TMK m. 166/1-2 uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Tek başına fiili ayrılık da boşanma sebebi sayılamaz. Davalının davayı kabul etmesi Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma koşulları gerçekleşmedikçe hukuki sonuç doğurmaz (TMK m. 184/3)....

    Bu yüzden, taraflardan birinin evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuki sebebiyle açtığı boşanma davasında, şayet çok uzun süreli fiili ayrılık kanıtlanıyorsa boşanmaya karar verilmelidir. Bu arada, TMK'nun 166/son maddesinde belirlenen üç yıllık fiili ayrılık süre şartı da göz ardı edilmeyerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü için, en az üç yıl ve daha uzun süreli ayrılıkları, “çok uzun süreli fiili ayrılık” olarak kabul etmek gerekir. Eldeki davada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma davası açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığı, mahkemece, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, toplanan delilere göre tarafların altı yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, davacı kadının ortak çocuklarla birlikte babasının evinde kaldığı, tartışmasızdır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık hukuki nedenini dayalı boşanma davasıdır. Bodrum Aile Mahkemesi'nin 2014/443 esas, 2014/300 sayılı kararı ile evlilik birlikteliğinin temelinden sarsacak ve devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik olduğunun ispat edilemediği bu nedenle davalının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verildiği, verilen kararın 27/04/2015 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin ise TMK 166/son maddesine dayalı olarak eldeki boşanma davasını 10.07.2018 tarihinde açtığı, 3 yıllık fiili ayrılık süresinin gerçekleştiği ve tarafların bu süre içerisinde ortak yaşamı kuramadıkları anlaşılmaktadır....

      GEREKÇE: Dava; fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Dosya içeresinde mevcut bulunan nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesinde; tarafların 19/06/2003 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek 10/10/2001 doğumlu Gülsüm, 10/09/2003 doğumlu Kevser, 03/10/2005 doğumlu Gazal isimli çocuklarının olduğu görülmüştür....

      Karar yerinde erkek tam kusurlu kabul edilmiş, erkeğe, kadının geçimi için herhangi bir yardımda bulunmamak suretiyle birlik yükümlülüğünü yapmama ve ret ile sonuçlanan boşanma davasını açarak haksız boşanma nedeni oluşturma kusuru yüklenmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı-davalı erkek tarafından nafaka, tazminatlar ve ziynet eşya bedelinden kaynaklı aleyhe hükmedilen alacağa yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/son maddesi gereğince açılmış fiili ayrılık nedeniyle evlilik birliğinin yeniden tesis edilememesi hukuki nedenine dayalı boşanma, kadının karşı davası ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ve ziynet alacağı davasıdır....

      Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 05.05.2010 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 18.06.2013 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davalı-davacı kadın vekili 21.10.2013 tarihli cevap dilekçesinde; davacı-davalı erkeğin 2006 yılından beri davalı-davacıya bakmadığını, ilgilenmediğini, kendi haline terk ettiğini ve ...'daki yaşantısına devam ettiğini beyan etmiştir. Davalı-davacı vekilinin bu beyanı karşısında taraflar arasında görülüp ret ile sonuçlanan davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık süre içerisinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak "fiili ayrılık" nedeni ile boşanma davası açmış, davacı erkek tarafından açılıp ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasının 29.03.2012 tarihinde kesinleştiği, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulmadığı, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ilk davanın reddinden sonra tarafların 10 yıl süreyle bir araya gelmedikleri davalı kadının cevap dilekçesiyle de anlaşılmıştır....

          Mahkemece; "Taraflar arasında daha önce Alucra Asliye Hukuk(Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 2014/113 Esas 2015/5 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, davanın 15/01/2015 tarihinde feragat nedeni ile reddedildiği, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğurduğu, Tanık beyanları ve taraf beyanları doğrultusunda red kararından sonra tarafların bir araya gelmediğinin anlaşıldığı, davalının cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında evlilik birliğinin yeniden kurulmadığını ve ayrı yaşadıklarının kabul edildiği, ilk boşanma davasının reddedilmesi sonucunda açılan fiili ayrılık nedeni ile boşanma davasında boşanma kararı yönünen karar verilebilmesi için evlilik birliğinin kurulamamış olmasının şart olduğu ve kusur aranmadığı, mahkememiz tarafından fiili olarak ayrılık noktasında araştırmalar sonucunda taraflar ilk boşanma davasının kesinleşmesinden sonra 3 yıl geçtiği halde ortak hayatı yeniden kuramadığından evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılmış TMK 166/4 maddesi...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık hukuki nedenini dayalı boşanma davasıdır. Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/177 Esas, 2014/3 sayılı boşanma davasının reddine karar verildiği, bu kararın 09.04.2015 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin ise TMK 166/son maddesine dayalı boşanma davasını 30.05.2018 tarihinde açtığı, 3 yıllık fiili ayrılık süresinin gerçekleştiği ve tarafların bu süre içerisinde ortak yaşamı kuramadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşulları gerçekleştiğinden davacının açtığı boşanma davası kabul edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu