Dava; TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen fiili ayrılık nedeniyle (boşanma nedenlerinden birine dayalı olarak açılan davanın reddinden sonraki) boşanma istemine ilişkindir. Davalının ilgili kararı adli yardım talebiyle istinaf ettiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde mevcut davalıya ait ekonomik ve sosyal durum müzekkeresine göre, gelir durumu davalının istinaf harç ve giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını göstermiş olup, dosyada mevcut mali durumla ilgili belge de bu durumu doğrulamaktadır. Hal böyle iken; adli yardım talebinin Dairemizde hali hazırda bulunan dava yönünden "istinaf harç ve giderlerinden geçici olarak muafiyete" münhasır olmak üzere kabulüne karar verilip, davalı taraf yönünden istinaf talebinin incelenmesi gerekmiştir. Dava, TMK 166/son maddesine dayalı boşanma talebine ilişkin olup, Alucra Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2014/113 Esas, 2015/5 Karar sayılı dosyasında davalı kadının açtığı boşanma davası feragat nedeniyle reddedilmiştir....
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından karşı davanın kabulü, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-davalı erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılığa dayanılarak boşanma talep edilmiş ise de ret ile sonuçlanan ... 1. Aile Mahkemesinin 2011/718 esas, 2011/1242 karar sayılı dosyada erkeğin davası 03.06.2011 tarihinde reddedilmiş, ret kararı 24.03.2015 tarihinde temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. İşbu dava ise ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıllık süre geçmeden 21.11.2014 tarihinde açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından tamamına yönelik olarak, davalı erkek tarafından ise ayrılık kararı verilmesi, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, d avalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma istemi ile açılmıştır. Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir (TMK md. 170/1)....
CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça aleyhine açılan ve reddedilen boşanma davasının kararın kesinleştiğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği tüm yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirdiğini, erkekten kaynaklanan sebeplerle evlilik birliğinin kurulamadığını, erkeğin ret ile sonuçlanan davayı açarak fiili ayrılığa sebep olduğunu ve boşanma sebebi yarattığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka artışının TÜFE'ye göre tespit edilmesine, kadın yararına 125.000,00 TL maddi ve 125.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, taraflar arasında daha önce görülen ve erkeğin davasına dayanak teşkil eden boşanma davasının, "Davalı kadına atfı kabil bir kusurun varlığının ispatlanamadığı" gerekçesiyle her iki tarafa da kusur yüklenilmeden reddedilip kesinleştiği, bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, fiili ayrılık döneminde gerek davalı kadına gerekse davacı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının ve erkeğin ilk boşanma davasında, tarafların boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı, böylece bu tarihten önceki olayların artık taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, dolayısıyla davacı erkeğe yüklenen "Sürekli fiziksel şiddet uygulama ve hakaret etme" vakıalarının bu dosya kapsamından erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, sonuç olarak Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı erkeğin boşanmaya neden...
Ancak bu husus da ilk incelemede gözden kaçmış, boşanma davasının esası incelenmiştir. Açıklanan sebeplerle tarafların karar düzeltme isteklerinin kabulüne Dairemizin 01.04.2015 tarih 2014/21803 esas 2015/6319 karar sayılı kısmen onama kısmen bozma kararında, ayrılığa ilişkin onama kararının kaldırılmasına, yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına, boşanmaya ilişkin bozmanın da gerekçesinin değiştirilmek suretiyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmış olmasının, kadının da aynı sebebe dayalı olarak karşı boşanma davası açmasına engel olmadığı, karşı dava açılabilmesi için davalar arasında bağlantı olmasının yeterli olduğu gibi kadının cevap dilekçesinde maddî, manevî tazminat ile nafaka istemiş olmasının da karşı dava açmasına engel olmadığı, erkek tarafından açılarak ve reddedilerek kesinleşen boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket eden, kadın aleyhine onu aşağılayacak şekilde facebook üzerinden paylaşımlarda ve onu küçük düşüren beyanlarda bulunan, fiili ayrılık döneminde ise, kiracı olarak oturulan ortak konut hakkında tahliye taahhüdü verip aleyhine takip başlatarak kadını ortak konutu tahliye etmeye zorlayan erkeğin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, gerek reddedilen ve kesinleşen boşanma davasında gerekse bu davada...
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, taraflar arasında daha önce görülen ve erkeğin davasına dayanak teşkil eden boşanma davası, davalı kadının kusurunun ispatlanamadığı, davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği, bu tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, fiili ayrılık döneminde gerek davalı kadına gerekse davacı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının ispatlanamadığı, sonuç olarak Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açarak fiili ayrılığa sebep olan ve birlikte yaşamaktan kaçınan davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı erkeğin gerçekleşen bu kusurlu eylemi kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden somut olayda davalı kadının koşulları oluşmayan manevî tazminat (TMK m. 174/2.) talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2). Somut olayda, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir. Gerek mahkemece reddine karar verilen önceki davada gerekse fiili ayrılık süresi içinde, davalı- karşı davacının davacı-karşı davalının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusuru ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi şartlarının kadın lehine gerçekleşmediğinin kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki birleştirilerek yapılan davanın muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- # Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK.md.170/3) gerekir.Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....