Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından tazminatlar ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanunu'nun 174/1 maddesi mevcut veya beklenen bir menfeati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini 186. maddesi eşlerin evi birlikte seçeceklerini birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacağını öngörmüştür....

    İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

    Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; boşanma davası kesinleşmeden ziynet eşyası için dava açılamayacağını, ziynet eşyalarının iadesi amacı ile açılacak davalarda davalı olarak yalnızca diğer eşin gösterilebileceğini, davalı erkeğin babasına karşı husumet yöneltilemeyeceğini, davacı veklinin 6 tane bilezik için dava açtığını, dava konusu yapılan bileziklerin sayısı ve gramlarının davacı tarafından tespit edilebilir nitelikte olduğunu, kısmi dava açılamayacağından davanın esasına girilmeden reddinin gerektiğini, evlilik birliği devam ederken davacının müşterek haneyi terk ettiğini, terk ederken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, ziynet eşyalarının kayınpederinde olmasının olağan durumla bağdaşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....

      Dosyanın incelenmesinde, davacı/k.davalı kadın tarafında asıl davada boşanma talebi yönünden ziynet eşyası alacağına ilişkin aynen iade talepli dava açtığı, sadece boşanma ve fer'ilerine ilişkin dava kapsamında başvuru harcı ile maktu peşin harcın yatırıldığı, ziynet eşyası alacağına ilişkin alacak talebi yönünden peşin harç yatırılmadığı görülmüştür. Her ne kadar dava dilekçesinde ziynet eşyası alacağı kapsamında harca esas değer 1.000 TL gösterilmiş ise de, ziynet eşyalarının aynen iadesi istendiğinden bu talep uyarınca dava konusu edilen ziynet eşyalarının dava tarihindeki değerine göre peşin harcın tamamlatılması, sonucuna göre bu talebin esası hakkında değerlendirme yapılması gerekirken, peşin harç alınmadan ziynet alacağı davasının esası hakkında yargılama yapılıp hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2- Anayasanın 141/3.maddesi; “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir....

      Hukuk Dairesi'nin 15/11/2022 tarihli 2022/6679 Esas, 2022/9338 sayılı kararı ile; "Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175)....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulüne, birleşen boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı-k.davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı-k.davalı tarafından istinaf aşamasında boşanma yönünden yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 3- Davacı-k.davalı tarafından istinaf aşamasında boşanma yönünden yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 4- Davacı-k.davalı tarafından istinaf aşamasında ziynet alacağı yönünden yatırılan 884,50 TL nispi harç ve 162,10 TL istinaf başvurma harcının tefrik edilen dosya üzerinden değerlendirilmesine, 5- İstinaf aşamasında davacı-k.davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı-k.davalı taraf üzerinde bırakılmasına, 6- Davalı-k.davacı kadının; ziynet eşyası alacağı talebinin HMK'nin 360 ve 167. maddeleri uyarınca bu dava dosyasından AYRILMASINA ve Dairemizin farklı bir esasına kaydedilmesine, 7- Dairemizin 2021/205 Esas sayılı dosyasının bir örneğinin...

        İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacağı miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır( TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1.). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

          Davalı/k.davacı erkek vekili tarafından ziynet alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve ziynet alacağı ile ilgili müvekkili lehine ücreti vekalete hükmedilmemesinin hatalı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; davacının dava dilekçesinde açıkça ziynet alacağına ilişkin talep bulunmadığı, yerel mahkemece 13/11/2019 tarihli oturumda davacı vekiline ziynet alacağı talebi yönünden açıklama yapma, değer bildirme ve nisbi harcı tamamlaması yönünde süre verilmesine rağmen bu konuda davacı vekilince açıklama yapılmadığı, dolayısı ile, usulüne uygun açılmış ve harçlandırılmış bir ziynet alacağı davası bulunmadığından bu hususta yerel mahkemece herhangi bir karar verilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı/k.davacı vekilinin ziynet alacağı ile vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm...

          Türk Medeni Kanununun 181. maddesinde ise; "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. "Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, her ne kadar davacının mirasçılarının davaya katılımı sağlanmış ise de; kusur belirlemesi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu itibarla, mahkemece davacı eşin ölümü nedeniyle konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ve davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

            UYAP Entegrasyonu