Her ne kadar yerel mahkemece birleşen davada TMK 197.maddesi gereğince davacı kadının davacının kısmen kabulü ile, kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiş ise de, TMK 197.maddesi gereğince bağlanan bağımsız tedbir nafakalarının yoksulluk ve iştirak nafakasına dönüştürülmesinin hatalı olduğu, yerel mahkemece boşanma davası süresince TMK 169.maddesi gereğince, davacı kadın ve çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve boşanma kararından sonra, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüştürülmesi gerekirken, birleşen davadaki bağımsız tedbir nafakası kararları ile, bağlantı kurularak, tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydının düşülmesi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı ise de bu konuda istinaf başvurusu olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Zonguldak 1....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2013/729-2014/871 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Aile Mahkemesi'nin 2020/247 E. sayılı dosyada boşanma davalarının görüldüğünü, bu sebeple tedbir nafakasının konusuz kalacağını beyan etmiş ise de;iş bu davanın konusunun TMK 197 maddesi uyarınca talep edilen tedbir nafakası davası olup, boşanmadan ayrı ve bağımsız bir dava olduğu, boşanma davasında kadın lehine TMK 169. maddesi uyarınca hükmedilen tedbir nafakasının bu davayı konusuz hale getirmeyeceğinden, davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Tüm dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları göz önüne alındığında, erkeğin evi terk ettiği, eşine maddi destekte bulunmadığı, yargılama sırasında da eşine boşanma davası açtığı anlaşılmakla, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatladığı, bu nedenle mahkemece kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmesi doğru olduğu gibi, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumlarına göre aylık 1.500 TL tedbir nafakası miktarının da uygun olduğu sonucuna varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır: ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK md. 26/1). Davacı kadın dava dilekçesinde kendisi için daha önce nafaka davasında (TMK mad. 197/1) hükmedilen 350 TL tedbir nafakasının boşanmayla yoksulluk nafakası olarak devamını talep etmiştir....
Mahkemece; müşterek çocuklar için aylık 150'şer TL iştirak nafakasının karar kesinleştikten sonra, davacı için de aylık 150 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Tedbir nafakası; boşanma davası dışında, tarafların ayrı yaşadığı sürece devam eden TMK.197.maddesine dayanılarak verilmiş bir nafakadır. İştirak nafakası ise TMK.182.maddesi hükmünce velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Dava konusu uyuşmazlıkta; tedbir nafakası istemine ilişkindir. Bu nedenle, mahkemece müşterek çocuklar için hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına ve özellikle koca tarafından açılan boşanma davası ile kadın tarafından açılan tedbir nafakası davalarının birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, gerekçeli karar başlığında davacı-davalı kocanın davalı, davalı-davacı kadının davacı olarak, dava türünün de sadece tedbir nafakası olarak gösterilmesinin maddi hataya dayalı bulunup mahallinde mahkemesince düzeltilmesinin mümkün bulunmasına, boşanma davası nedeniyle hükmedilen tedbir nafakasının (TMK md. 169) davacı-davalı kocanın boşanma davasından feragat ettiği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına ve özellikle dava 17.07.2009 tarihinde açıldığı halde karar başlığına 03.01.2012 yazılmasının maddi hataya dayalı olup yerinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına ve davacı kadın lehine hükmolunan 300 TL. nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası (TMK. md. 169), boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren ise yoksulluk nafakası (TMK. md. 175) olarak geçerli olduğunun anlaşılmasına göre yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile (TMK md.166/1) tarafların boşanmalarına, kadın yararına 200,00 TL tedbir ve 450,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, müşterek çocuk ergin olduğu için iştirak nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk Engin için yardım nafakası talebinin ehliyetten reddine hükmetmiştir. Davacı kadın vekili; tazminat ve nafakaların miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı koca; boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat ile nafakalara yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1- 2) hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferileri istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355)....
Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi çerçevesinde tayin edilen nafakanın her yıl (ÜFE) oranında arttırılmasına da karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK md. 200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK md.182/3), yoksulluk (TMK md.176/4) ve yardım nafakasıdır. (TMK md.365/son) Tedbir nafakası için bu mümkün olmadığından davalı vekilinin bu yöne istinaf talebinin kabulü ile Dairemiz tarafından HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince bu hususta yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
(re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....