"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... (...) aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 13.Aile Mahkemesinden verilen 26.10.2010 gün ve 619/1014 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3.766,63 TL'nin temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına 09.04.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi....
ye karşı açılan muvazaa nedeniyle noter satış sözleşmesinin iptaline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı ile davalı eş, 06.07.1992 tarihinde evlenmiş, 20.03.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). -//- Tasfiyeye konu taşınmaz, mal rejiminin sona ermesinden sonra 17.04.2008 tarihinde davalı eş tarafından diğer davalı ...'ye satılmıştır. Buna göre uyuşmazlık, TBK'nun 19.maddesi uyarınca genel hükümlere göre çözümlenmelidir. Bu nedenle adı geçen davalı ...'...
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Mahkemece, davaya konu arsa üzerindeki yapının ruhsat tarihinin 1999 yılı olduğu ve aynı yıl yapının tamamlandığı dolayısıyla davalının kişisel malı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki dosya içinde yer alan evraklara göre tasfiyeye konu arsa 31.12.1997 tarihinde satış yolu ile davalı adına tescil edilmiş, yapı ruhsatı ile inşaata 31.03.1998 tarihinde başlanmış olup, yapı kullanma izin belgesi ise 17.01.2003 tarihinde düzenlenmiştir....
Bundan ayrı, dava konusu taşınmaz hissesi mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinde davalı adına kayıtlı olduğundan tasfiye tarihindeki değer üzerinden hesaplama yapılması gerekirken mahkemece 3.kişiye satış tarihi olan 02.07.2012 tarihindeki değer üzerinden hesaplama yapılması da doğru değildir....
Dava, Nevşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılmış; Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki boşanma ile sona eren mal rejiminin tasfiyesi kapsamında çözüme kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle 29.01.2013 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş, karar 30.05.2013 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Dava, evlilik öncesi verilen paranın ve düğün masrafının tahsiline yönelik alacak davasıdır. O halde; evlilik öncesine ait bu talep, Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan uyuşmazlık niteliğinde olup, mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili değildir. Bu tür davaların çözümü Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesi'ne değil, genel mahkemelere aittir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında dikkate alınır....
tapu kayıtları ve araçlar tespit edilerek söz konusu mal varlığına ilişkin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacaklarına faizi ile birlikte hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Türkiye'de bulunan bir taşınmazın paylaşılması söz konusu olduğuna göre; Türk Mahkemesinde yabancı mahkeme boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi hakkında kararın kesin hüküm ve kesin delil gücünden yararlanmak için tanınmasına karar verilmesini istemekte, davacının hukuki yararı olduğu açıktır. Tanıma kararının verilmesinde mahkeme öncelikle Milletlerarası Özel Hukuk bağlamında bir “vasıflandırma” yapmalıdır. Vasıflandırma işi Türk Hukukunda hakimin hukukuna (lex fori) göre yapılacaktır. Mal rejiminin tasfiyesi Türk Hukukunda ve pek çok yabancı ülke hukukunda ve pek çok yabancı ülke hukukunda bir “aile hukuki ilişkisi” olarak vasıflandırılmaktadır. O halde vasıflandırmanın “eşya hukuku” ilkelerine göre değil, aile hukuku ilişkilerine göre yapılması gerekir. Bu kapsamda konu MÖHUK 15. maddesinde Türk Hukuku bakımından düzenlenmiş; evlilik malları hakkında Türkiye'de bulunan taşınmazlar için Türk Hukuku'nun uygulanacağı benimsenmiştir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 28.09.1992 tarihinde evlenmiş, 16.10.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 18.06.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m)....
Dava boşanma sebebiyle mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin olduğuna göre mahkemenin davanın görülebilirlik koşulunun bulunmadığı gerekçesi bu durumda doğru olmaktadır. Ancak, davalı ... yargılama devam ederken 8.12.2007 tarihinde ölmesi üzerine davacı tarafından mirasçılık belgesine göre tüm mirasçıları davalı olarak davaya dahil edilmişler böylece taraf teşkili tamamlanmıştır. TMK.nun 225.maddesine göre eşlerden birinin ölümü halinde mal rejimi ölüm tarihinden itibaren sona erer. Davalı ...’ın yargılama devam ederken ölümü sebebiyle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğine göre mahkemenin taraflardan birinin ölümünün mal rejimini sona erdirmediği gerekçesi yerinde bulunmamaktadır....
Davalı ... vekili, taşınmazların edinilmesinde davacının katkısının bulunmadığını, kişisel mal olduklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, ... tarihinde evlenmiş; ... tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, ... tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m)....