Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/501 E., 2018/538 K. sayılı kesinleşen kararıyla protokolün ve ilaveten duruşmada alınan beyanların tarafların hür iradesiyle imzalandığı, protokol hükümlerinin ve alınan beyanların boşanma kararında yer aldığı, mal rejiminin tasfiyesi bakımından protokol ve mahkeme huzurunda bildirilen beyanlar ile taraflar arasında düzenleme yapıldığı hususunda tereddüt bulunmadığı, davacı tarafından boşanma davasında mal rejimine ilişkin beyanda bulunulduğu, mahkeme içi ikrarla taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili düzenleme yapıldığı, 4721 sayılı Kanunu'nun 2 inci maddesinde "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır....
Mahkemece; tarafların 14.03.1986 tarihinde evlendikleri, yurt dışında davalı tarafından açılan boşanma davasının halen devam ettiği, her iki eşin de sağ olduğu, 1.1.2002 tarihine kadar başka bir mal rejimini seçmediklerinden eşler arasında yasal mal rejimi olan "edinilmiş mallara katılma" rejiminin devam ettiği, TMK.nun 225. maddesinde düzenlenen mal rejiminin sona ermesi hallerinden hiçbirinin gerçekleşmediği, taraflar arasında Türk Mahkemelerinde açılmış herhangi bir boşanma davasının bulunmadığı, dava şartının gerçekleşmediği, ne zaman gerçekleşeceğinin de belli olmadığı, Türk Mahkemelerinde açılmış bir boşanma davası olsa bekletici mesele yapılabileceği ancak yabancı mahkemenin kararı beklenerek dava şartının belirli olmayan bir süreye göre beklenmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmakla dava şartı gerçekleşmemiş olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili 17/08/2022 tarihli cevap ve ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle, öncelikle davacının mal tasfiyesi davasının tefrik edilerek ayrı esasa kaydını, boşanma davasının neticesinin mal tasfiyesi davasında bekletici mesele yapılmasını, harç ikmalinin yapılmasını talep ettiklerini, boşanma davası ile ilgili olarak davacının tüm olay anlatımlarına itiraz ettiklerini, müvekkilinini boşanmayı istemediğini, davacı ve çocukları ile bir araya gelmek istendiğini, mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili ise tarafların 1997 yılında evlendiğini, edinilmiş mal rejmine 2001 yılında geçildiğini, şahsi malların edinilmiş mal olmadığını, bu sebeple 2001 yılından önce müvekkilinin sahip olduğu malların satışından yahut müvekkiline yapılan karşılıksız kazandırmalardan elde edilen dava konusu malların edinilmiş mal değil, şahsi mal olduğunu, bu husus sunacakları deliller ile sabit olacağını, HMK uyarınca tedbir kararı verilebilmesi için, haklılığın yaklaşık olarak ispatı koşulu gerektiğini, davacının...
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu araç eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 26.12.2002 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. (TMK 179.m). Davacının dayandığı 15.03.2002 tarihli adi yazılı belge dava konusu edilen aracın tarafların evlenme tarihinden daha önce satın alındığını kabule yeterli değildir. Aracın bedelinin davacı eş tarafından ödenip davalı eş üzerine kaydedilmesi işlemin bağış olarak kabulünü gerektirmez. Bağışlama iradesi mevcut değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ... ile ... ve ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kabulüne dair ......
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde katkı payı alacak isteğine ilişkindir. Eşler, 31.01.1963 tarihinde evlenmiş, 15.09.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 886 ada 251 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 16.07.1984 tarihinde 3.kişiden satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m)....
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davanın evlilik birliğinin boşanma nedeniyle sona ermesine dayalı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda yetki konusunda TMK 214/2....
Davalı ... vekili, davacı asılın boşanma davasında mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinden feragat ettiğini belirterek, açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, esasa yönelik ise davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... 2. Aile Mahkemesi'nin boşanma dosyasında ...'ın duruşmada alınan beyanında ''nafaka, tazminat ve mal rejiminden kaynaklanan hak talep etmediğini'' beyan ettiği, her ne kadar sonraki celse bu beyanını geri aldığını beyan etmiş ise de 6100 sayılı HMK'nun madde 311 gereğince feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, feragatin iptali için irade bozukluğu gibi bir iddianın da bulunmadığı görülmekle davacının davasının boşanma davasında vaki olan feragat sebebi ile reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. ... 2....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/73 ARA KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Yasal Mal Rejiminin Mal Ayrımına Dönüşümü) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Tarafların evli olduklarını, müşterek iki çocuklarının olduğunu, Samsun 1.Aile Mahkemesinin 2020/34 esas sayılı dosyası ile boşanma davalarının derdest olduğunu, evlilik birliği içerisinde edinilmiş mal varlıklarının olduğunu, mal rejimi tasfiyesi sonucu fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL 'nin tahsiline, davalının banka hesaplarına , üzerine kayıtlı araçlara ve taşınmazlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER:Dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Hukuk Muhakemeleri Kanunu 389....
Protokole yönelik yukarıdaki açıklamalar ışığında boşanma davasında davalı olan kadınının boşanmanın fer'ilerinden olan maddi, manevi tazminat vb. açıkça feragat ettiği sabit ise de, mal rejiminin tasfiyesine konu olan evlilik birliği içinde edinilen taşınır veya taşınmazlardan kaynaklanan haklarından ve ziynet talebinden feragat ettiği kabul edilemez. Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmanın geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek ve ismen sayılmak suretiyle açıkça belirlemiş olmaları gerekir. Uyuşmazlık konusu protokolün bu haliyle TMK 226 ve 226/1 maddesi uyarınca eşlerden birinin diğerinde bulunan ziynetlerin talebini ve mal rejiminin tasfiyesini de kapsamadığı görülmekte bulunan dava yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır....